Gelecekte neler olabileceğini , bugüne bakarak tahmin eden kişilere "fütürist" deniliyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra "fütürizm" büyük önem kazandı. Bu konuda birçok kitap yazıldı, film çevrildi. Bazı meşhur "fütürist"ler büyük paralar kazandılar. Ancak, bugün "fütürizm" büyük bir darboğaza girmiş vaziyette. Çünkü, bugünün dünyasında, özellikle sosyal konularda, hiçbir şey beklendiği gibi gelişmiyor. Öngörülerin gerçekleşmemesi, sadece "fütürist"leri değil, birçok yabancı devleti de kaygıya ve şaşkınlığa düşürmüş vaziyette. Son olaylar, Batı ile Doğu arasında, Müslümanlıkla Hıristiyanlık arasında bir güç gösterisine dönüştü. Müslümanların kutsal değerleriyle oynanmasını, basın özgürlüğü saymaya kalktılar. Yalnız yabancı basın değil, yabancı hükümetlerin bazıları da sorumsuz davranışlarına ve küstahlıklarına devam ediyorlar. Bunlar, az gelişmiş ülke halklarının kendilerini desteklemeyen bölümünü "düşman" saymaktalar. "Demokrasi getiriyoruz" diye yola çıkılan yerlerde, anarşi ve ölüm kol geziyor. Geleceği tahmin edenler ve yönetmeye çalışanlar, her şeyin gelişeceğini, düzeleceğini ve büyüyeceğini öngörüyorlardı. Ama, beklenilen olmadı. Kendi doğrularının bir bölümünün evrensel anlamda doğru olmadığı ve birçok konuda gelişme yerine gerileme yaşanabildiği ortaya çıktı. Bu gerçek, halen birçok devleti, yöneticiyi ve "fütürist"i ciddi biçimde kaygılandırıyor ve hatta, sinirlendiriyor. Çünkü, onlar geleceği tahmin etmenin en kolay yolunun, geleceği istedikleri gibi yönlendirmek ve yaratmak olduğunu zannettiler ama gelişmeler beklendiği gibi olmadı. Olacağa da benzemiyor. Düzelecek diyorlardı Dünyamızda, kimsenin tahmin edemediği, beklemediği ve hatta, aksini öngördüğü şu gelişmeler oluyor: Bütün dünya gelişirken ve bütün dünyada kişi başına milli gelir reel anlamda artarken, dünyanın büyük bir bölümünde zenginleşme adına hiçbir gelişme görülmüyor. Örneğin, koskoca Afrika kıtasında 1950 yılından beri, kişi başına düşen reel milli gelir neredeyse artmadı.Dinlerin insanlar üzerindeki etkisinin giderek azalacağı ve Hıristiyanlığın daha hızlı yayılacağı tahmin edilirken, tersi oldu. Bütün dinlerin, inanan insanlar üzerindeki etkisi daha da artıyor ve öngörülenin aksine Müslümanlık, Hıristiyanlıktan daha hızlı yayılıyor.Demokratik rejimlerin yerleştirilmesi sayesinde, sürekli barışın yerleştirilebileceği öngörülmüştü. Beklenilen olmadı. Hele, zor kullanılarak yerleştirilmeye çalışılan demokratik uygulamaların, geri teptiği ortaya çıktı. Demek ki, ne geleceği tahmin etmek ne de onu yaratmaya çalışmak, öngörüldüğü biçimde ve ölçüde sonuç vermiyor. Özellikle, sosyal olaylar fazla müdahaleyi ve gereksiz direnci kaldırmıyor.Batı'yı, bizden daha müsamahakâr sanırdık. Şimdi, müsamahakâr olunması bizden bekleniyor. İşte, asıl beklenmeyen gelişme bu. ytoruner@milliyet.com.tr Kimse tahmin edemedi