IMF kredilerinin Merkez Bankasına verilmesi ile Hazineye verilmesi arasında fark var. Merkez Bankasına verilen kredi döviz rezervlerini yükseltiyor ve para basılmasını gerektirmiyor. Hazineye verilen kredi ise, alınan dövizler Merkez Bankasına satılarak piyasaya para çıkarılmasına neden olabiliyor.2001 Mayıs ve Kasım aylarında yaşananlar Hazinenin Merkez Bankasınca kredilendirilmesi şeklinde oldu. Yani, Merkez Bankası Hazinenin çıkardığı borç senetlerini alarak Hazineye kredi verdi. IMFye borçlu olan Merkez Bankası idi. Ancak, alınan paranın bir bölümü için aynı şartlarla Hazineye kredi verildi. Hazineye verilen bu kredi para basmak anlamındaydı. IMFnin de bu konuda izni vardı. O sırada, Merkez Bankasının özerkleştiği bu nedenle Hazineye artık avans verilmeyeceği söylemleri nedeniyle bürokratlar kamuoyunu ve bazı yakın gazetecileri yanıltmak istediler. İstedikleri de oldu.2003 yılı sonunda bile Hazine bu borcunun önemli bir bölümünü hala ödemedi. Hala, Merkez Bankasına bu işlem nedeniyle 8 katrilyon 516 trilyon lira borçlu.Bakın yeni açıklanan Merkez Bankası Bağımsız Denetim Raporunda "banka bilançosundaki menkul kıymetler" incelenirken, bu durum nasıl açıklanıyor:"2001 yılında banka namına alınmış olan dövize endeksli kıymetlerden 13.876.893 milyar TLlik bölümü SDRye (IMF özel çekme hakları) endeksli Hazinece düzenlenmiş devlet iç borçlanma senetlerinden oluşmaktadır. 25 Nisan 2001 tarih ve 4651 sayılı kanun ile bankanın Hazineye kısa vadeli avans kullandırabilme yetkisi kaldırılmıştır. Aynı kanunun geçici 2. maddesi kapsamında banka 6 ay süre ile, Hazinenin ihraç ettiği borçlanma araçlarını birincil piyasadan (yani doğrudan doğruya) alabilme yetkisini haiz olmuştur. Bu yetki kapsamında Mayıs 2001 ve Kasım 2001 döneminde banka birincil piyasadan 7.584.579.154 SDR maliyet değerinde kıymet almıştır. Bu kıymetler bankanın IMFden kullandığı kredinin bir bölümünü bütçe finansmanı ile ilgili olarak Hazineye kullandırmasına yönelik olarak düzenlenmiştir."* * *Buradan üç şey çıkıyor:a) Bürokratlar kamuoyunu ve siyasileri yanlış yönlendirebiliyorlar.b) Merkez Bankası hala yeterince şeffaf değil.c) Merkez Bankası özerktir ama baskı olursa, bulunacak bir yolla Hazineyi besleyebilir. ytoruner@milliyet.com.tr Bazı at gözlüklü yazarlar konuyu iyice incelenmeden bürokratların kendilerine söylediklerini doğru sanıyorlar. Bunun bir örneği 2001 Mayıs ve Kasım aylarında yaşandı. O zamanki bürokratlar kendilerine yakın bir iki gazeteciyi ikna ederek, IMFden gelecek paranın doğrudan Hazineye gönderileceğini söylemişlerdi. Gazeteciler de bu söylenilene kanarak veya kendilerine yakın saydıkları bürokratları desteklemek amacı ile IMF kredisinin büyük bölümünün doğrudan Hazineye geleceğini yazdılar. Ben o zaman, IMF kredilerinin Merkez Bankasına gelme zorunluluğu olduğunu, ancak Merkez Bankasınca Hazineye kredi açılabileceğini; bunun da para basmak anlamına geldiğini yazmıştım. Bunun üzerine iki gazeteci benim yanlış bilgi verdiğimi söyleyen yazılar yazdılar. Aramızda bir polemik yaşandı.