Dünkü yazımda, IMF'nin yeni beyni Anne O. Krueger'in 12 Haziran'da yaptığı ilginç konuşmanın bazı bölümlerini incelemiştim. Bugün, bu konuya devam ediyorum.
Krueger'in krizler ve IMF konusunda yaptığı önemli saptamalar şunlar:
a) Ülkelerin ekonomi politikalarının kalıcı biçimde uygulanması IMF'nin önde gelen amaçlarından birisi. Böylece, mali piyasalara borç yükünün yönetilebilir olduğu ve öyle kalacağı konusunda da bir garanti veriliyor. (Politikaların "kalıcı" olması, gerçekten çok önemli. Sayın Başbakan önümüzdeki yıl sonunda ekonomiyi IMF'siz yöneteceğiz derken, bu aşamada da mevcut makro ekonomik prensiplerin sürdürüleceğini vurgulamalıydı. Şimdi, piyasalar önümüzdeki yılın sonundaki politikaları sorgulamak zorunda.)
b) Ülkeye borç verenler, iç ve dış borçların birbirlerine karşı oranından çok genel borç yönetiminin kalitesine bakarlar. Ama, bu da kambiyo ve kur rejiminin önemini azaltmaz. (Borç yönetiminin iyi yapılıp yapılmadığının IMF tarafından irdelendiği ve alacaklıların şeffaf bilgi alabildiği durumlarda sorunlar azalıyor. Gelecek yıl sonunda IMF'yle yapılan anlaşmaların sona erdirilmesi, yeterli açıklama yapılmadıkça, özellikle dışarıdan gelecek olan paranın vadesinin kısalmasına neden olabilir.)
c) "Sermaye hareketleri krizleri"ni önlemenin temel prensibi yapısal tedbirlerin alınmasıdır. (Kruger'in bu saptaması çok yerinde. Türkiye de bu tedbirlerin önemli bölümünü aldı. Ancak, sosyal güvenlik sistemi ile ilgili tedbirler yeterli değil. Yapısal tedbirler tamamlanmadan IMF anlaşmasını bozma tarihi vermek, fazla anlamlı değil.)
d) IMF'nin temel hedefi "krizlerin, gelmeden önce önlenmesi"dir. Ama, "gelen krizlerle mücadele" de önemlidir. (Krizlerin oluşmasını önleyici tedbirler almak önemli. Ancak, gelişmekte olan ekonomiler krizlere yeterince dayanıklı değil ve dünya ekonomisindeki gelişmelerden ciddi biçimde etkileniyorlar. Öte yandan, "krizlerle mücadele" konusunda IMF'nin de bazen gerekeni yapmadığını gözlüyoruz. En son yaşadığımız krizde, Hazine Müsteşarı ve Merkez Bankası Başkanı IMF'ye danışmış, IMF'nin zamanında ve yerinde karar vermemesi krizi patlatmıştı. Ama, bu kriz hem bize hem IMF'ye çok şey öğretti. Artık, benzer hatalar yapılmaz.)
e) IMF hiçbir krizin sorumlusu değildir. Çünkü, IMF hükümetlere hiçbir zaman zorlamada ve istekte bulunmaz. Ülkelerin kendi programlarının yaratılmasına yardımcı olur. Bu nedenle, IMF'nin zaman zaman oluşan krizler nedeniyle kınanması yersizdir. IMF programlarını uygulayan bazı hükümetler kendilerini dışlanmış ve güçsüz hissedebilirler. Ama bunun nedeni, çoğu zaman hükümetlerin karşılanması mümkün olmayan aşırı istekleridir. (Krueger'in bu saptamalarına tam olarak katılmak mümkün görünmüyor. Ama, krizlerin suçlarını başkalarına yıkmak da doğru değil.)
***
Sonuç olarak, IMF ile çalışmak kolay değil. Onların da hataları var. üstelik, hataları pahalıya mal oluyor. Ancak, çözüm, onlarsız gitmek veya onları dışlamak değil.