Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir defasında, Türkiye'ye gelen üst düzey bir yetkiliye "Gelişmiş belediye ile az gelişmiş belediye arasında ne fark vardır?" diye sormuştum. "Gelişmiş belediye işe başlar, düzgün yapar, işi zamanında bitirir, iş yapıyorum diye şehri daha fazla kirletmez. Gelişmemiş belediye, bir işi yaparken diğerini bozar, planı programı yoktur, işleri uzatır da uzatır, iş yaparken şehri çamur içinde bırakır, sağlam iş yapmadığından daha iş bitmeden yıkılmaya başlar" demişti. Az gelişmiş belediye denilince, akla hemen İstanbul Belediyesi geliyor. Kaldırımların yapılıp bittiği gece, yağmur yağıyor kaldırımlar çöküyor. Kaldırım taşına tesadüfen bir kamyonun lastiği değiyor, kaldırımlar çöküyor. Beyoğlu aylarca rezil ediliyor, çamura esir ediliyor; iş bittikten sonra Başkan geliyor, taşların rengini beğenmiyor, yeniden sökülüyor. Akmerkez'in önündeki Koç köprüsünün trafik düzeni, yolların bir bölümü yıkılarak değiştiriliyor; bir hafta sonra yanlış yapıldığı anlaşılıp eski düzene dönülüyor. Çamur çaylak, sonuç yok. Üstelik, düzeltme de yarım bırakılıyor. Baltalimanı-TEM otoyolu bağlantısı aradan üç yıl geçtikten sonra, "bitti" deniliyor, bittiği gün yolun bir tarafı çöküyor. İstanbul'da çok belediye gördüm, hiç böylesini görmedim. İşten çok reklam var. Her yer belediyenin reklamı. Dünyanın hiçbir yerinde, reklama bu kadar para harcayan belediye yok. Hatta, gelişmiş ülkelerde belediyelerin hiç reklamı yok; sadece, bilgilendirme afişleri var. İstanbul Belediyesi'nin reklam masrafı neden sorgulanmıyor? Seçimle gelindi diye, belediyeler akıllarını geleni yapmakta serbest mi? Dünya'nın en kirli şehirlerinden birinde yaşıyorsunuz. Belediyenin reklamı, "Etrafınızdaki temizliğe dikkat ettiniz mi?" diyor. Yeşillik katledilmiş. Belediyenin reklamı, "Şehriniz hiç bu kadar yeşil olmuş muydu?" diyor. Belediye, insanıyla alay ediyor.Okulları, işyerlerini tatil ederek kar mücadelesi yapıyorlar. Ne o, ana arterler açılmış. Ama, ara yollardan çıkılmıyor. Zaten, İstanbul'da ana arter yok. Ana arterde, trafik ışığı, otobüs durağı, çöp bidonu, park yeri olmaz. Bunlar yan yollarda halledilir. Bizde, otobüs geçen yerler ana arter sayılıyor. Sözde kar mücadelesi yapılırken, otoparklar yok sayılıyor; kaldırımlardaki karlar yola atılıyor; kaldırımlar açılmıyor; yeterli tuzlama yapılmıyor. Zaten, belediyenin tuzlama makinesi yok; kürekle gelişigüzel, tuz atılıyor. Ne olur, Avrupa'daki, Amerika'daki bir gelişmiş belediyeye gidin ve kar mücadelesini görün.Belediye bizi paramızla rezil ediyor. Türkiye'deki en derin sorun şehircilik ve görgüsüzlük. ytoruner@milliyet.com.tr İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş: "Çamur iyidir. Çamur olan yerde iş vardır. Halkımız çamura alışsın. Hizmet çamurla gelir" diyor. Bu Başkan, işe ilk başladığında kendisine gazeteciler tarafından "İstanbul'a hangi hizmeti yapmak lazım?" diye sorulduğunda, "Asya ile Avrupa arasına teleferik yapmak lazım" demişti.