Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Borç vermede kullanılan "hard currency", gelişmiş ülke merkez bankaları tarafından basılmış paralardır. Gerçekte, baskı masrafı dışında bir gideri yoktur. Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları ve ticari bankaları rezerv adını verdikleri "hard currency"lerini gelişmiş ülke bankalarında tutarlar. Sonuç olarak, her ülkeye aslında kendi parası borç verilir. Alınan borcun çoğu da borcu veren yabancı ülkeden mal almakta kullanılır. Böylece, alınan borç vadesi filan beklenmeksizin en kısa zamanda borcu veren ülkeye geri döner ve tekrar borç olarak verilir.Merkez bankaları iç ve dış talepten fazla para basarlarsa, enflasyon yaratırlar. Yani, talep kadar basılan para enflasyon yaratmaz. Ancak, dış talep kadar karşılıksız "hard currency" basan gelişmiş ülke merkez bankaları, para bastıkları halde enflasyona neden olmazlar. Talebin üstünde para basılarak yaratılan enflasyon, bir çeşit vergidir ve toplumu fakirleştirir. Enflasyonist ortamda, zenginler kendilerini koruyacak çeşitli tedbirler alabildikleri için, vergi yükü genellikle kısıtlı gelirli halkın sırtına biner. Zenginlerin aldıkları tedbirler arasında, paralarına yüksek reel faizler almak, servetlerinin bir bölümünü yurtdışında tutmak, enflasyon muhasebesi uygulamak gibi tedbirler vardır.Son iki yazımda, merkez bankalarının kapitalist dünya görüşü içindeki yerini anlatmaya çalıştım. Yazılar biraz abartılı ve komplo teorisi izlenimi veriyor. Aslında, olan biteni anlatmak için, bugünlerde sık başvurulan bir yazı şeklini seçtim. Ancak, zannetmeyin ki ben, bağımsız merkez bankasına, IMFye ve diğer uluslararası kuruluşlara, Avrupa Birliğine, çokuluslu şirketlere, dış borçlanmaya, kapitalizme ve onun getirdiği sistemlere karşıyım.Önerilen oyun kurallarının hepsine de taraftarım. Üstelik, kuralları en iyi bilen ve uygulayanlardan birisiyim. Ama, oyunun bilinçli oynanmasını sağlamak istiyorum. Zaten, ne oyundan ne oyunun kurallarından vazgeçebiliriz.Yaşasın kapitalizm. ytoruner@milliyet.com.tr Yabancıların gelişmekte olan ülkelerden aldıkları verginin diğer bir biçimi, onları borçlandırma yoluyla gerçekleştirilir. Borçlar için ödenen faizlerin önemli bir bölümü aslında yabancıların aldığı "senyöraj"dır. Bu "senyöraj" genellikle bankalar aracılığıyla tahsil edilir. Borçlandırma iç ve dış borçlar aracılığıyla yapılır. Ülkelere borçların rahatlıkla geri ödenip ödenmeyeceği konusunda notlar verilir ve bu notlara göre verilecek kredilere faiz uygulanır. Aslında, borçlarına en sadık müşteriler devletler ve onların hazine yönetimleridir. Devletlerin de geri ödeyemedikleri borçları vardır ama bunlar bankaların kendi ülkelerinde kredilendirdikleri şirketlerine göre oransal olarak düşüktür. Yine de, en yüksek reel faizleri devletler öder. Devletlerin iç borçlarının önemli bir bölümü de yabancılar tarafından verilir. Buna sıcak para deniliyor. Dış borçların çok önemli bölümü de yabancılar tarafından karşılanır.