Çözüm Milattan önce 2000-2750 yılları arasında yazıldığı hesaplanan Gılgamış Destanı'nda da aynı paralelde bir hikâye var. İncil'den yola çıkan bazı araştırmacılar, Nuh'un gemisinin yörenin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nda karaya oturmuş olabileceğini iddia etti. Ancak, Soğuk Savaş nedeniyle bu bölgede yeterli araştırma yapılamadı. Bu bölgeyle ilgili olarak 1918 yılından beri araştırma yapılıyor. Ay'da yürüyen astronotlardan James Irwin de 1982-1986 yılları arasında, Ağrı Dağı'nda bu konuyu araştırdı. Bu araştırmalar hakkında, Charles Selliger ve David Balsiger, Nuh'un Gemisi'nin Keşfi (The Incredible Discovery of Noah's Ark) isimli bir kitap yazdı. Nuh Peygamber'in gemisi ve "tufan" olayı, din kitaplarında yer alan bir hikâye. Bu nedenle de özellikle Hıristiyan araştırmacılar tarafından, bu konuda araştırmalar yapılıyor. İncil'de (Old Testament) yer alan hikâyeye göre, Allah, 600 yaşındaki Nuh'a bir gemi yapmasını, gemiye ailesini, öküz ve koyun gibi temiz hayvanlardan yedişer tane, diğer hayvanlardan birer çift koymasını emrediyor. Hikâyeye göre, Allah, yağmurun 40 gün 40 gece süreceğini, bir daha da dünyanın böyle bir tufanla yok olmayacağını söylüyor. 5 aya yakın sürüklenen gemi, suların çekilmesiyle karaya oturuyor. U.S. News'un açıkladığına göre, son yapılan bilimsel araştırmalar, Karadeniz'in milattan yaklaşık 5500 yıl önce böyle bir tufandan sonra oluştuğunu ortaya koydu. 2003 yılında, yaz ortasında Ağrı Dağı'ndaki kârların oldukça eridiği bir mevsimde çekilen uydu resimleri, gemiye benzer ahşap kalıntılarını belirledi. Bunun üzerine, Kentucky Üniversitesi profesörlerinden C. P. Toumey, Irwin ve McGivern, Türkiye'den izin alarak 1.8 milyon dolarlık bir bütçeyle yeni bir araştırmaya başladı.Bu konudaki en önemli araştırma ise, okyanus bilimci Robert Ballard'ınki oldu. Ballard, Titanic'in kalıntılarını da bulan bilim adamı. Ballard'ın Karadeniz konusundaki araştırması, National Geographic Society ve Pennsylvania Üniversitesi tarafından da desteklendi. Ballard, Nuh'un gemisinin kalıntısını araştırmak yerine, "Tufan Olayı"nın Karadeniz'de gerçekleşip gerçekleşmediği noktasına yoğunlaşmıştı. Ballard, Karadeniz'in, derinliklerinde oksijen olmayan dünyanın en büyük denizi olduğunu,Karadeniz'in derinliklerinde, bu nedenle ahşabı yok edecek organizmaların yaşamadığını,Karadeniz'de batan gemilerin, milyonlarca yıl çürümeden kalabileceğini iddia ediyor. Yeni bir araştırma başladı Columbia Üniversitesi jeologları W. Pitman ve W. Ryan da bu görüşteydi ve Karadeniz'den çıkarılan deniz kabuklarının, bu bölgede bir "Tufan Olayı" olduğunu doğruladıklarını söylediler. Yaptıkları araştırma, milattan yaklaşık 10 000 ila 7 000 yıl önce, bu bölgede suların günde 20 santim yükseldiğini gösteriyor. Yapılan hesaplara göre, suyun şiddeti 200 Niagara Şelalesi şiddetine eşitti ve bu bölgede yüzlerce metre yükselen su, Avrupa'nın büyük bölümü ile Ortadoğu ve Mısır'ı kapladı.Ballard, 1999 yılında Karadeniz sahilinde Sinop-Samsun arasında, denizin 200 metre derininde, yıllar öncesine ait bir sahil olduğunu keşfetti. Bu sahilin, 6 900 ila 7500 yıl önce var olduğu anlaşıldı. Yine bu bölgede, 200 metre derinlikte, ahşaptan, büyük binalara rastlandı. Araştırmalar sürdürülüyor. ytoruner@milliyet.com.tr Karadeniz'de 'Tufan' doğrulandı