Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Devlet el koyduğu bankaları ve şirketleri satıyor. Ama, elde ettiği parayı ne şirket sahiplerine ne de borsa yatırımcılarına veriyor. Küçük borsa yatırımcısı ne yapacağını şaşırmış durumda. Son çare olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran Borsa yatırımcıları var.Bu sorun, doğrudan doğruya hükümeti ilgilendiriyor. Aslında, borsa yatırımcısını korumak durumunda olan kurum, Sermaye Piyasası Kurulu. Ama, banka ve şirket el koymaları sırasında Sermaye Piyasası Kurulu'na sorulmuyor. Sorunu yaratanlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olunca, sorunların çözümü de bu kurumlara kalıyor. Bunlar da, borsayı ve borsa yatırımcılarını göz ardı edince, sorunun çözümü doğrudan hükümeti ilgilendiriyor. Devlet, batık banka operasyonu sırasında, bu bankaların borsadaki iştiraklerine ve şirketlerine de el koymuştu. Milliyet'in cumartesi günkü haberine göre, el konulup kapatılan bu kuruluşların toplam piyasa değeri 2 milyar dolara, bunların halka açık bölümü ise 515 milyon dolara yakın. Bu el koymalarla, 200.000'e yakın yatırımcı mağdur edildi. Devlet kurumlarının, özel şirketlere ve özellikle de borsaya açık şirketlere el koyması son derece yanlış. Bunlar için, önceden yapıldığı gibi "iflas" yoluna gidilmeli. Herkes de, zararının bir bölümünü kurulacak "iflas masası"ndan almalı. Bu kural, bütün dünyada böyle uygulanıyor.Ancak, bizde şirketlerin iflas ettirilmesi yoluna gidilse bile, sorun çözülemiyor. Çünkü, yasalara göre, "iflas masası"nda devlet, öncelikli alacaklı. Yani, bizde yıllardır ve hala "devleti kişinin üzerinde gören" yasal düzenleme var. Kısacası, borsaya açık şirketler iflas etse veya ettirilse bile, "iflas masası" kurulduğunda önce devlet alacaklarını tahsil edeceği için, diğer şirket alacaklılarına ve küçük yatırımcıya hiçbir şey kalmıyor.Küçük yatırımcıyı mağduriyetten kurtarmak istiyorsak:a) Bundan sonra, borsaya açık şirketlere devletin el koymasını engelleyici yasalar çıkarmalıyız.b) Halen el konulmuş bulunan şirketler için de "iflas masası" kurulmasını sağlayacak yasal düzenleme yapmalıyız.c) "İflas Masası"nda devletin öncelikli alacaklı olması durumlarını düzenleyen yasaların ilgili maddelerini iptal etmeliyiz.d) Devletin öncelikli alacaklı olmasını durumunu iptal eden yasaları "geriye dönük" olarak uygulamalıyız. Zaten, Avrupa Birliği uyum süreci sırasında, devlete öncelik tanıyan bu uygulamalar kalkacak. Devleti koruyan düzenlemeler nedeniyle, IMF, bankaların iflasını değil, bankalara el konulmasını istemişti. Bu sayede, küçük yatırımcı mağdur oldu ama bankalara kredi açan yabancı bankalar, paralarının tümünü, Devletten önce tahsil ettiler. Zaten, batık hesabı aslında bu yüzden çok kabardı.Cumartesi günkü, "Orada bir köy var uzakta" isimli yazımda, nereden bahsettiğimi bilmek isteyen (bir çoğu yurtdışından) onlarca ileti aldım. Yazımda, bahsettiğim tatil köyü Türkiye'de. Fethiye'de. Adı, Letoonia. ytoruner@milliyet.com.tr İflas masası sorunu