Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm Küresel piyasa dalgalanması, likidite sıkıntısı nedeniyle oluştu. Likidite sıkıntısının nedeni ise, yatırımcıların karar değiştirerek paralarını başka enstrümanlara yatırma eğiliminde olmaları nedeniyle oluşuyor. Geçen hafta başından beri, piyasalardaki küresel dalgalanma sürüyor. 7 Ağustos günkü yazımda, küresel etki olmasa bile, önümüzdeki günlerde Türk ekonomisinde bir kur düzeltmesi yaşanabileceği konusunu gündeme getirmiştim. Şimdi, küresel piyasa dalgalanması Türkiye'yi de kapsayacak biçimde genişledi. Bence, bu gelişme bizim için bir şans. Çünkü, küresel gelişmeler dışında bir kur düzeltmesiyle karşılaşma olasılığımız vardı. Şimdi, küresel dalgalanma sayesinde kurlarda bir yükselme sağlanır ve Türk lirası biraz değer kazanmaya bırakıldıktan sonra denge bulunabilirse, küresel dalgalanma yavaşlar yavaşlamaz, yeniden Türk borsası ve Hazine kâğıtları gözde yatırım araçları haline gelir. Dalgalanma nedeniyle, merkez bankaları piyasalara 270 milyar doları aşan bir tutarla, tarihin en büyük müdahalesini yaptılar. Bu müdahalenin yapılış biçimi ve stratejisi şöyle açıklanabilir:a) Piyasaya likidite sağlayarak piyasadaki dalgalanmayı azalttılar.b) Müdahaleler sırasında her ülke için asıl amaç, ülke parasının değerini korumak ve istikrarı bozucu etkileri mümkün ölçüde azaltmak idi. Müdahale miktarı bu amaca göre şekillendi.c) Müdahaleler, merkez bankalarının karşılıklı olarak yaptıkları anlaşmalarla oldu. Merkez bankaları zincirleme bir repo sistemi oluşturarak müdahalelerini gerçekleştirdiler. Yani, bir anlamda, geçici rezervler kullanarak kendi ülkelerinde bir enflasyonist baskı yaratmadan müdahaleyi gerçekleştirdiler.d) Gelişmiş ülke merkez bankaları döviz rezervi tutmanın çok pahalı olduğunu ve milli emisyonda kontrolsüz gelişmelere neden olabildiğini bildiklerinden, büyük döviz rezervi tutmak yerine, ihtiyaç halinde kullanmak üzere diğer merkez bankalarından kısa dönemli "line"lar (kullanma kolaylıkları) alıyorlar. Bizim merkez bankamız halen bu sistemden haberdar değil. Müdahale yöntemi Bu durumda, Merkez Bankamızın uygulaması gereken politika şöyle özetlenebilir:a) Soğukkanlı olunmalı, telaş içinde olunduğu izlenimi verilmemelidir. En iyisi, dalgalanma geçinceye kadar faizlerle hiç oynanmamasıdır.b) Bu dönemde döviz rezervlerinde bir azalma görülebilir ve normaldir. Çünkü, döviz satılmasa bile, ek döviz girişi olmayacak ama Hazine'nin ve bankanın dış borç ödemeleri sürecektir. Döviz rezervlerindeki azalma bir risk değil, sağlık işareti olarak algılanmalıdır.c) Döviz fiyatları önceden belirlenecek ve piyasaya açıklanmayacak seviyelere çıkarsa, piyasaya döviz likiditesi sağlanmalıdır. Belirlenen her fiyat seviyesinde, belli miktarda döviz satılmalıdır. d) Bankaların dışardan borçlanma isteği olup olmadığı takip edilmelidir. Bu konuda bir haberleşme ağı kurulmalı ve bu bankalara döviz sağlanmalıdır. Böyle bir ihtiyacın belirgin hale gelmesi, krizi içeriye taşıyabilir.e) Merkez Bankası, yabancı merkez bankası veya bankalara borç döviz vermemelidir. Bankaların dışarıya borç vermeleri de önlenmelidir. Bu önlem, zor kullanarak değil, karşılıklı konuşarak sağlanmalıdır.Yarın devam edeceğim. ytoruner@milliyet.com.tr Risk mi, sağlık işareti mi?