Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu konuda yurtdışındaki uygulamaları öğrenmek üzere Almanya'da doktor olarak çalışan Utkan Sürel ile görüştüm. Diyor ki: "MR, bin hastadan sadece birinde istenmesi gereken bir teşhis yöntemidir. Teşhis, aşama aşama yapılır. Önce, kan ve idrar testleri, EKG, röntgen vs. istenir. Bu yöntemlerle teşhis konulamıyorsa, MR çekilebilir. Türkiye'de yaşanan bir olayda, omzu ağrıyan 39 yaşında bir arkadaşımın MR çektirmesi istenmiş. Arkadaşım, birkaç gün sonra kalp krizinden öldü. Türkiye'de trafik kazalarında bile MR isteniyor. Trafik kazası geçiren bir hastanın belindeki kırıklar, çektirilen MR'da görülemedi. Oysa, bu hastanın röntgen çektirmesi istenmeliydi. Türkiye'de herkesin bir MR dosyası var. Hiçbir gelişmiş ülkede böyle bir uygulama yok. MR'ların çoğunun bedeli de devlete ödettiriliyordu. Maliye'nin bu uygulaması iyi oldu. Almanya'ya gelen Türk hastalar, bir MR dosyasıyla geliyorlar. "MR'ım da hazır" diyorlar. Oysa, bizim böyle bir isteğimiz yok. Geçen yıl yaklaşık 25.000 hasta baktım. İstediğim MR sayısı, 5 ile 10 arasındadır.Öte yandan, çoğu doktor MR okumasını bilmiyor. MR görüntüsünde yazan raporu esas alarak teşhis koymaya çalışıyor. MR okumayı bilmeyen doktorların MR istemesi birçok durumda sakıncalı olabiliyor. Birçok şey gözden kaçıyor. Sırf bu nedenle bile, MR'a en son başvurulmalı."Ülkemizdeki MR çektirme çılgınlığı had safhada. Güvendiğim bir arkadaşım anlattı: "Gittiğim bazı doktorların muayenehanelerinde, bir de anlaşmalı laboratuar ve MR merkezlerinden gelen temsilciler var. Doktor, sizden bazı tetkikler istediğinde, bu temsilci sizi alıp laboratuvarına götürüyor. Elimde birkaç gün önce başka laboratuvardan alınmış tetkikler vardı. Doktorum, o laboratuvara güvenmediğini söyledi. Aynı tetkikleri tekrar yaptırdı. Tabii, minik farklarla aynı sonuçlar çıktı. Neyse ki, benim paramı devlet ödüyor. Bu nedenle, ben de ses çıkarmadım."Sağlıkta da serbest piyasa sisteminin uygulanmasına taraftarım. Ancak, serbest piyasa demek, başıboşluk demek değildir. Gelişmiş ülkelerin çoğunda, sağlık hizmetleri ya devlet tarafından ciddi biçimde kontrol edilmekte ya da devlet tarafından verilmektedir. Tabii ki, özel hastaneler, doktorlar, eczaneler, ilaç firmaları olacaktır. Ancak, bunlar belli prensipler içinde çalışmak zorundadırlar. Devletin bu konudaki elindeki en büyük güç, hizmetlerin çoğunun devlet tarafından alınıyor olmasıdır. Özel hastaneler alacaklarını devletten zamanında tahsil edemiyorlar; muhtemelen bu yüzden, bol MR çektirerek açıklarını kapatmaya çalışıyorlar. Ama, sistemde eksikler olması, başka bozukluklar üretilmesini gerektirmiyor.Sağlık Bakanlığı'nın yeniden yapılandırma projelerini destekliyorum. Ancak, her durumda MR istenmesinin acilen önlenmesi gerekli. Maliye'nin bu tebliği yayımlaması yerinde olmuştur ve Sağlık Bakanlığı'nın MR konusundaki düzenlemesini hızlandıracaktır. Bu düzenlemeden sonra, MR'ların tüm parası ödenebilir. ytoruner@milliyet.com.tr Maliye Bakanlığı, sağlık harcamalarında tasarruf edilmesi amacıyla, MR ve tomografiler için ödediği ücreti çok düşürdü. Doğal olarak, özel hastaneler ve MR-tomografi merkezleri ayağa kalktı. Muhtemelen, Maliye, "vur" deyince öldürdü ama yapılan doğruydu.