Şimdiye kadar bir kaç yazımda sisteme eklenmesi gereken hususlardan bahsetmiştim. Benim de "pet project"im olan bu konuda diğer önemle göz önünde tutulması gereken konular şunlar:a) Bir "Şehir Planlaması Ofisi" kurulması ve bu ofiste, şehirlerin bölge bölge ayrılıp, bölgelerin alt yapılarından başlayarak, bina biçimlerine kadar inen detaylı çizimlerinin yapılması. "Yeni Türk Mimari Stili"nin yaratılması da bu ofiste yapılacak. Halen, Amerika Birleşik Devletleri(ABD)nde 45 bölge ofisinde 30.000 üye bu konuda çalışıyor. Üstelik, bu ofisler özel sektöre kurduruldu. b) Nasıl otellere yıldız veriliyorsa, binalara ve dairelere de bulunduğu yere ve sağladığı kolaylıklara göre sınıflandırma yapılmaya başlanılması. Bu sınıflandırma, otoritelerin kontrolünde önde gelen emlak şirketleri tarafından da yapılabilir. Sınıflandırma kredilendirmenin ve vergilendirmenin daha objektif biçimde yapılmasını sağlar.c) Gelişmiş ülkelerde çok yaygın olarak uygulanan, devlet arsalarının alt yapıları ve planları belirlenerek ve hatta üzerinde yapılacak gayrimenkul planları da verilerek, uzun vadeli olarak kiralanması(leasehold) sisteminin başlatılması gerekiyor. Halen, devlet arsa ve arazileri işgal edilmiş ve üzerlerine gecekondu yapılmış durumda. Bu araziler, üzerinde gecekonduları bulunan kişilere şehir ve bina planlarına uyulmak kaydıyla ucuza ve uzun süreli kiralanabilir. Bu kişiler de müteahhitlerle arsa karşılığı anlaşarak ev sahibi olabilirler. Oy kaybetmeden gecekondulardan kurtulmanın tek yolu bu görünüyor. Ancak, bu sistem çok detaylı şartlar konularak uygulanmalı.d) Emlak İpoteği Karşılığı Kredi (Mortgage) sistemi uygulanacak olan gayrimenkul inşaatlarında, sağlığa zararlı asbestos, formaldehit, radon, kurşun gibi maddeler kullanılmamış olması lazım. Bu ve benzeri maddelerin kullanılmadığı konusunda, Emlak İpoteği Karşılığı Kredi öncesi bir rapor alınması gerekiyor. Böylelikle, sisteme, genel insan sağlığını otomatik olarak koruyan bir görev de verilmiş oluyor.e) Emlak İpoteği Karşılığı Kredi (Mortgage) kullanacak olan kişilerin, krediye ehil sayılabilmeleri için aylık gelirlerinin % 30u ile kredinin aylık ödentisini, % 40ı ile de tüm vergi ve bakım giderleri dahil kredi taksidini ödeyebilmeleri lazım(bu oranlar, ABDde sırasıyla % 28 ve % 36). İşte, sistemin başlatılabilmesi için "olmazsa olmaz" denilen düşük faiz oranı ve enflasyonun gereği bu noktada ortaya çıkıyor. Bu nedenlerle, kredi verilecek şahısların gelir durumlarının iyice araştırılması da gerekiyor. Yani, sistem konuşulduğu gibi her isteyene istediği kadar kredi sağlayan bir yapıda değil. Bu konularda, benim başka çözümlerim de var. Onları başka bir yazımda ele alacağım.Sistemin kurulmasında yapılacak olanlar bunlarla da kalmıyor. Bütün bu uygulamaların Türk sistemine adaptasyonu gerek. İş zor ama, imkânsız değil. ytoruner@milliyet.com.tr Emlak İpoteği Karşılığı Kredi (Mortgage) sisteminin 2005 yılı içinde başlatılacağı siyasi otorite tarafından açıklandı. Bu konuda hazırlanmış bulunan yasa tasarısı da Sermaye Piyasası Kurulunca eleştiriye açılmış bulunuyor. Benim beklentim, yasa tasarısının hukukçuların, ekonomistlerin ve bu işin pratiğini yapacak olan kuruluşların katıldığı bir ortamda tartışıldıktan sonra ve yabancı danışmanların da katkılarıyla dört dörtlük bir hale getirilmesi. Ancak, yasanın da geciktirilmeden çıkarılması gerekiyor.