Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm Hem yenilikçi ilaç ve tedavilere kavuşabilmek, hem de ucuz ve daha eski teknolojiye sahip olan ilaçlara erişebilmek için dünyanın her yerinde araştırmacı şirketleri ve jenerik ilaç üreticilerinin bir arada yaşaması gerekmektedir. Unutulmaması gereken nokta ise orijinal ilaç olmazsa jeneriğin de olmayacağıdır. Jenerik ilaçların değişik ülkelerdeki payı ortalama yüzde 8'dir. Payın en yüksek olduğu Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde bile bu oran yüzde 20'yi geçmemektedir. Dünyanın en büyük jenerik ilaç pazarına sahip Amerika Birleşik Devletleri'nde ise, jenerik ilaç pazar hacminin payı yüzde 54 civarındadır. Türkiye'de bu rakam zaten çok yüksektir; yüzde 40 civarlarındadır. Ülkemizde veri koruması 20 yıl artı 6 yıl şeklinde uygulanmamaktadır. Türkiye'deki uygulama, ilaç için Avrupa Birliği ülkelerinden birinde yapılan ilk ruhsat başvurusundan itibaren 6 yıl veri koruması sağlamak yönündedir. Ülkemizde ruhsat alma süreci bazen 2 yıla kadar çıkabilmektedir. Dolayısıyla, fiili veri koruma süresi 6 yılın altına inmektedir. Ayrıca, veri korumasının 1 Ocak 2005'ten başlatılması ve bu tarihten önceki başvuruların koruma kapsamına alınmaması ciddi bir haksız rekabet unsuru olarak ortaya çıkmıştır. Oysa, Türkiye Dünya Ticaret Örgütü'ne 2000, Avrupa Birliği'ne ise 2001'den itibaren veri korumasına geçeceğini taahhüt etmiştir. Eşdeğer ilaç konusunda geçen hafta yazdığım yazılar üzerine birçok ileti aldım. Bunların en önemlisi, "Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği"nden gelendi. Açıklama noktaları özetle şöyle: "Akılcı ilaç" kullanımı "ucuz ilaç" kullanımı anlamına gelmemektedir. Birçok uzmanın savunduğu bu yaklaşım bir hastalığın önlenmesi, kontrol altına alınması veya tedavi edilmesi için doğru ilacın gerektiği anda, gerektiği miktarda ve uygun fiyatla seçilmesini kapsamaktadır. En yeni ve en etkin ilacın tam zamanında, beklemeden hastaya sunulmasıyla tedavi etkin bir şekilde gerçekleşmekte ve süresi kısalmaktadır.Ülkemizde yaşadığımız önemli bir sorun ise hastaların ilaca erişimiyle ilgilidir. Asıl tartışma konusu da bu olmalıdır. Örneğin, İrlanda'da yeni çıkan ilaçlar 70 günde ruhsat almaktadır. Singapur'da bu süre 110 gündür. Ülkemizde, yeni ilaçlar ruhsat için yaklaşık 2 yıl ve geri ödemeye girmek için de 1 yıl beklemektedir. Dolayısıyla, hastaların yeni bir ilaca erişebilmeleri, toplamda 3 yılı bulmaktadır. Oysa, pek çok hastanın yeni ilaca erişim için çok uzun bekleyebilecek durumda olmadığını biliyoruz. Bu eklemeler, zaten önceki yazımdaki açıklamaları yalanlamıyor. Konu çok önemli olduğu için, tartışmalar devam edecek. Zaten, bu konu bugünlerde her ülkede tartışılıyor.Diğer iletiler arasında da dikkati çeken açıklamalar var. Bunlara da sonraki yazımda değineceğim. ytoruner@milliyet.com.tr Konu çok önemli