Dünkü gazetelerin önemli bir bölümünün manşeti "liradan sıfırların atılacağı" üzerineydi. Televizyonlarda konuşan ekonomiden sorumlu eski bakanlar, "nasıl olsa euroya geçilecekse, sıfırları atmaya gerek yok" görüşünden başlayıp, "sıfırlar atılırsa pahalılık artar"a, "enflasyon kalıcı olarak tek sıfırlı rakamlara düşmedikçe sıfırlar atılmamalı"ya kadar çeşitli görüşleri dile getirdiler.
Bu görüşlere sahip olanlar, liradan sıfırların atılması şimdiye kadar engellediler. Başbakanları da bu konuda ikna ettiler. Aslında, teknik sorunlardan ve işin başarısızlıkla sonuçlanmasından korktular. Oysa, piyasa çoktan sıfırları, halkımız da bunları başından attı.
Gördüğüm kadarıyla, şimdiki Maliye Bakanı Unakıtan son on yılda gelmiş geçmiş bütün Maliye ve Hazine bakanlarının en bilinçlisi, en ayakları yere basanı ve ne yaptığını bileni. Zaten, Maliye ve Hazine "olur" demeden sıfırların atılması olanaksız. Sadece Merkez Bankası'nın istemesiyle, sıfırlar atılamıyor. Çünkü, "kuruş" Hazine'ye bağlı olan Darphane tarafından basılıyor; Maliye'nin vergi uygulamaları ile ilgili yasa hazırlaması gerekiyor ve her ülkede olan ama bizde olmayan bir "Türk Parası" yasası gerekiyor. Çıkarılacak "Türk Parası" yasasının paramızın nasıl kullanılacağını (örneğin, para deseninin tuvalet kağıdına basılıp basılmayacağını veya para ile sigara yakılıp yakılmayacağını) ve en önemlisi Türk parasının "adı"nı belirlemesi lazım. Bütün bunlar için de, Başbakan'ın "yeşil ışığı" gerekiyor. Merkez Bankası ise sadece kağıt paraları (banknotları) basacak. Yani, işi son derece teknik. Yeni paralarla, eskiler bir süre birlikte tedavül edip, zaman içinde ve tedrici olarak eski paralar Merkez Bankası tarafından piyasadan çekilip, yok edilecek. Merkez Bankası piyasadan çektiği kadar yeni parayı piyasaya vereceği için, enflasyon filan olmayacak.
1995 yılındaki paradan sıfırları atma girişimi sırasında Merkez Bankası Başkanı idim. O zamanki girişim, Merkez Bankası tarafından başlatılmıştı. Ancak, Maliye ve Hazine bakanları ve bürokratlarının Başbakan Çiller'i ikna etmeleri sonucu neticeye ulaşamadı. O sırada, basılacak yeni banknotların biçimi ve "Türk Parası" yasası tarafımızdan hazırlanmıştı. Basılan paralardaki sıfırlar, sanki atılacakmış gibi nispeten silik biçimde tutularak, halkın operasyona hazırlanması sağlandı. O dönemde, üzerinden sıfırlar atılacak olan paraların kalıplarının değişmemesi, sadece baskı sırasında sıfırların kaldırılması planlanmıştı. Ayrıca, bir kupür haritası çıkarılarak hangi kupürlerin banknot olarak bırakılacağı ve zaman içinde çıkarılacak yeni kupürler belirlenmişti. Böylece, en basit ve masrafsız ama halkın kafasını karıştırmayacak bir yol izlenmesi düşünülmüştü. Sıfırları atılmış paranın adı da "yeni lira" olarak teklif ediliyordu.
Şimdi, sıfırların atılması girişimi siyasi otoriteden geliyor. Zaten, öyle olması lazım. Maliye Bakanı'nın bizzat Merkez Bankası'na giderek açıklamayı yapması da çok olumlu. Merkez Bankası bürokrasisi, bir kez daha siyasilere karşı direniyor. Söyledikleri, "enflasyon düşmeden bu iş olmaz". Bal gibi olur. Aslında, belki de bu hükümetin "enflasyonu düşürmeye kararlı" olup olmadığını sınamak peşindeler.
Türk Lirası'ndan sıfırların atılma takviminin 2004 yıl sonu olarak planlanması da çok olumlu. 1995'te yaptığımız araştırmalar, zamanlamanın yıl sonlarına rastlatılmasının her yönden faydalı olacağını göstermişti.