Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yönetiminde kuruluşundan beri ciddi yanlışlar yapıldı. Demirbank ve Kentbank için Danıştay'ın verdiği karar bunun bir delili. Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Raporu'nda da deliller var. BDDK yüzünden ülkemiz fakirleşti. Muhtemelen, bu kafayla daha da fakirleşecek.
BDDK'nın denetim sistemi yanlış. Denetimler bir örneklilikten uzak, sübjektif ve erken uyarı yapamıyor. Derhal, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya ve Fransa'daki denetim sistemleri incelenmeli ve buralardan boş birer denetim raporu getirtilerek sistemimize uygun bir raporlama hazırlanmalı. Görülecek ki, artık sayfalar dolusu rapor hazırlama dönemi geçmiş; raporlar her banka ve mali kuruluş için bir örnek ve neredeyse test usulü gibi hazırlanıyor; rapor gelir gelmez hemen bilgiler bilgisayara işlenip alınması gereken tedbirler sıralanıyor. Bu durumda, ne müfettişten korkmaya ne de müfettişi uzun uzun eğitmeye gerek var.
BDDK'nın erken uyarı sistemi yanlış; daha doğrusu yok. BDDK, hiç gecikmeden telefonla çalışan bir erken uyarı sistemi kurmak zorunda. Bunun için, Merkez Bankası ve piyasa yapıcı bankalar ile işbirliği yapması lazım. Günlük ekonomik göstergeler, piyasanın günlük genel likidite açığı veya fazlası, her bir banka ve mali kuruluşun günün hangi saatinde ne kadar para aldığı ve sattığı, her bir bankanın gün sonu bilançosu, günlük para transferleri gibi bilgiler bu merkezde saati saatine değerlendirilmelidir. Bu sistem, Merkez Bankası'nda mevcuttur; gereğinde ortak kullanılabilir.
BDDK'nın gözetim sistemi yanlış. Bir bankanın ne durumda olduğu karşılıklı görüşmelerle anlaşılabilir. BDDK başkanı olacak zatın ve kurul üyelerinin her gün bir veya birkaç banka ve mali kurum sahibini veya yöneticisini ziyaret etme, yemeğe davet etme, onlarla makamları dışında sakin ortamlarda görüşme görevleri vardır. Bu görüşmeler sonucu, birer tutanak hazırlanır. Bu tutanakta, görüşülen her konu, konuşulan kişilerin ekonomik - politik beklentileri yer alır. Tutanaklar uzun yıllar saklanır. Daha alt kademedeki kişilerle de, BDDK'nın alt kademelerinde görev yapanlar ilişki kurar ve aynı biçimdeki görüşmeleri onlarla yaparlar. Raporların değerlendirilmesi için ise, ayrı bir ekip çalışır. Bu ekip, görüşmelerde hangi konuların gündeme getirileceğini de önceden hazırlar.
BDDK'nın karar süreci yanlış. Yeterince incelemeden karar veriyor. Bu sorumsuz kararın ceremesini hükümet çekiyor. Bir bankaya el konuluyor, zararı Hazine üstleniyor. TMSF'nin parası yetmiyor, Merkez Bankası'na başvuruluyor. BDDK, yetkili ama sorumsuz bir kurum. İyi sonuçlar kendisine, kötüler hükümete ait. Kararları sonucunda, (yaşadığımız gibi) hükümetler gidebiliyor. Politikacılar bile hesap verirken, sistem BBDK bürokratlarını hesap vermez konuma yerleştirmiş. Bankalara el koyma gibi kararlar mutlaka Bakanlar Kurulu kararı ile olmalı, hangi karar için kimlerin yetkili olacağı yeniden gözden geçirilmeli.
BDDK başkan ve üyelerinin seçimi yanlış. Başkanı en üst bürokrat durumunda. Oysa, seçilenlerin tümü mali sistemden ve kriz yönetiminden bihaber. İlk başkanın bankacılık deneyimi yoktu. Sonrakiler ise, banka genel müdürleri arasından seçildi. Banka genel müdürü, sisteme kuş bakışı bakamaz; ekonominin genel gidişinin sistemle eşgüdümünü sağlayamaz, kriz yönetemez. Siyasileri hiç anlayamaz. Atanma sistemi de gecikilmeden gözden geçirilmeli.