Biz, TMSF'nin dövizlerini piyasaya satamayacağını ve özel bankalarda hesap açamayacağını anlatırken, medyada Yasin El Kadı bombası patladı. Usame Bin Ladin ve El Kaide ile aynı listede yer alan Yasin El Kadı'ya yapılan para transferleri sırasında, Albaraka Türk'ün yönetiminde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın yönetim kurulu üyesi ve TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün genel müdür yardımcısı konumunda olduğu ortaya çıktı. BDDK, Unakıtan zamanında aklanan Albaraka Türk'e, yeniden inceleme başlattı. Albaraka Türk, yapılan para transferlerinde her şeyin normal olduğunu söylüyor. Ama, Merkez Bankası'na bildirilen para transferlerinden bazılarında, gönderen kişi adı olarak doğrudan Albaraka Türk var. Yani, gönderen kişinin adı Merkez Bankası'na ve Hazine'ye bildirilmemiş. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün hakkımdaki iftiraları üzerine kendisine tazminat davası açtım. Ertürk, yazılarımdan sonra geri çark etti. Elindeki paranın 2 milyar dolarını Maliye'ye devredeceğini açıkladı. Şimdi sıra, özel bankalara açtığı hesapların kapatılmasında. Zaten, bu konularda Meclis'te soru önergeleri verilmiş. Öte yandan, şimdiye kadar yapılan inceleme sadece 50.000 dolar ve yukarısı transferleri kapsıyor. Oysa, kara para trafiği ve para aklama operasyonları daha küçük tutarlı ve rapor edilmeyen transferlerle yapılıyor. ABD ve AB'deki kara para incelemelerinde bu çeşit transferlerin küçük tutarlı ve sık tekrarlanan biçimde yapıldığı anlaşıldı ve incelemeler bu husus göz önünde bulundurularak yapılıyor. Bakalım, Albaraka Türk, transferlerin tümünün kaydını müfettişlere verebilecek mi?Diğer bir soru, TMSF'nin neden bütün batık banka patronlarıyla anlaşmaya başlamış olması. TMSF neden Uzanlarla bile anlaşmaya varmaya çalışıyor? Cevabının basit olduğunu düşünüyorum. Çünkü, bu anlaşmalar karşılığında, batık banka sahipleri imzaladıkları bir mektupla, TMSF'yi ve çalışanlarını hiçbir biçimde dava etmeyeceklerini ve varsa mevcut davalarını geri çekeceklerini beyan ediyorlar. TMSF yönetimi de, böylelikle daha sonra kendileri için açılacak davalardan kurtulmuş oluyor. Onlar davalardan kurtuluyor ama biz batık banka sahiplerinden hesap soramaz hale geliyoruz. Yani, beyefendilere daha sonra soru sorulmasın diye, halkın adına karar veriliyor. Bütün batık banka sahiplerinin kötü niyetli ve suçlu olmadığını biliyorum ama herkesle uzlaşmak akıl alır gibi değil. Kayıtları verecek mi? Şimdi bir de, 60 milyon YTL muhammen bedelle satışa çıkarılan Adabank'ın, 45 milyon 100 bin YTL bedelle Kuveytli International Investor grubuna satışı gündemde. Bu satış için ihale yapıldı ve alıcı çıkmadı. Alıcı çıkmamasının sebebi, Adabank'ın alacak ve borçlarının TMSF tarafından garanti edilmemesiydi. Kuveytli banka, bu riske karşı hangi garantileri aldı bilinmiyor. Üstelik, Kuveytli banka "Körfez'in en büyüklerinden" gösterilmiş ama büyüklüğü bizim bankaların hemen hepsinden küçük. Taşın altından bir Türk grup çıkarsa, hiç şaşırmam. ytoruner@milliyet.com.tr Türk grup çıkabilir