Çözüm Seçim sonrası demokrasi. Seçimden önce tam bir demokrasi özlemi vardır. Zaten, seçimler her zaman bu yüzden erken yapılır. Ama, her erken seçim, demokrasinin ülkede yerleşemediğini gösterir. Yerleşememesinin temel nedeni ise her zaman iktidar partisidir. Erken seçim söz konusu bile değilken, sloganlar şöyledir: Ehil, bilgili kişiler ve başarılı işadamları siyasete soyunmalı,Partilerdeki lider sultası kalkmalı,Seçim barajı kalkmalı,Ön seçim yapılarak adaylar belirlenmeli,Siyasi partiler yasası, katılımcılığı arttıracak biçimde değiştirilmeli,Sivil toplum örgütleri güçlendirilmeli,Basın özgürleştirilmeli,Yargıya siyaset karışmamalı,Ordu siyasete karıştırılmamalı,Yabancı ülkeler iç işlerimize karışmamalı. Seçimler sanıldığının aksine, hiç de demokratik bir süreç değildir. Seçimden tam önce, iktidar partisi yüzde 25 çoğunluğunu yeterli görüp laik olmayan birisini cumhurbaşkanı seçmeye kalkmıştır. Amaç, yargıya ve üniversitelere dinci kişileri yerleştirmek; diğer bekleyen tayinleri yapmaktır. İrtica bayrağını en tepeye dikmektir. İktidar, değişmesine kısa süre kalmış Meclis çoğunluğunu, demokrasi sanmaktadır. Demokrasi, katılımcılık sistemidir. Bunu şimdiye kadar göz ardı eden iktidar, şimdi demokrasiden bahseder durumdadır. Ordu, demokrasiyi korumak için demokrasiye müdahale etmek zorunda kalmıştır. Gerçekten de, Ordu (dünyadaki tüm orduların aksine) demokrasiye herkesten çok inanmaktadır. Ordunun bu inancı olmasaydı, erken seçim kararı alınamazdı. Milyonlarca kişi sokaklardadır. Dünyada şimdiye kadar görülmemiş, olaysız ve bir bayram havasında mitingler yapılmaktadır. Ama, seçim süreci başlayınca, yukarıdaki sloganlar ve demokrasi istemleri bir kenara itilip "eski tas eski hamam" uygulamaları başlamıştır: Türkiye'de demokrasi üçe ayrılır: n Seçimden önceki demokrasi, n Seçim sırasındaki demokrasi, Sözü geçen büyük işadamları, istikrar uğruna aslında demokrasiden vazgeçmeyi önerdiklerini düşünmeden, parti liderlerini arayıp orduya karşı direnilmesini isteyebilmişlerdir. Seçim süreci başlayınca, yine iş adamları ve eski siyasetçiler marifetiyle partiler birleştirilmiş; milletvekili atamaları yapılmaya başlanmıştır.Milletvekili olmak için, beş gün içinde aday olmak lazımdır. Sonra, kuzular genel başkanlar tarafından atanacaktır. Genel başkanların düşünme süresi ise on gündür. Kuzuların aday gösterilmesinde, demokratik kurallar işlemeyecektir. "Bağlılık" tek kuraldır. Zaten, yetişmeyeceği için ön seçim yapılamamıştır.Belli işadamlarının, eski politikacıların, güç odaklarının kontenjanları vardır. Milletvekili olmak isteyenler, partilerle değil, bu odaklarla konuşmaya başlamışlardır.Baraj yine vardır. Önceki bölümde sözü edilen demokrasi sloganlarından eser yoktur. Yasalar aynıdır. Kafalar daha da karışıktır. Seçimden sonraki demokrasiyi, sonraki bir yazımda anlatacağım. Zaten, anlatacak çok şey de yok. "Tas ve hamam" aynı. Değişirse, tellakların küçük bir bölümü belki değişir. ytoruner@milliyet.com.tr 'Bağlılık' tek kuraldır