Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm Kapitalist dünya görüşünde, hem oyunun kurallarına uyularak hem de uzlaşarak galip gelme öngörüsü vardır. Kavgayla elde edilen galibiyet, tescillenmez ve kabullenilmez. Kısacası, oyunun kuralı sadece galip gelmek değil, "fair play" diyebileceğimiz uzlaşma kültürü içinde, hoşgörüyle ve diğerlerini ikna ederek galip gelebilmektir. Çoğu cumhuriyet rejiminde, demokrasi prensipleri uygulanır. Ancak, uygulamaları, seçim sistemleri farklılaştırır. Birçok ülkede, yönetecek çoğunluğun asgari oy yüzdeleri bizimkinden değişiktir. Başkanlık sistemi denilen şey, son tahlilde oyların yüzde 50'sinden fazlayı alanın ülkeyi yönetmesi anlamına gelir. Cumhuriyet rejimleri, oyla değil, bir mücadele süreciyle kurulur. Bizimki, milyonlarca şehit verilerek kurulmuştur. Uzlaşma kültürü, demokrasinin temel öğesidir. Uzlaşamayan, işbirliği sağlayamaz. Dolayısıyla, uzlaşamayan ve diğerlerini göz ardı eden, genel kabul gören bir başarıyı elde edemez. Uzlaşma kültürü, kapitalist öğretinin içinde bulunan hoşgörüyü de beraberinde getirir. Sanılanın aksine, çoğunluğun yönetimi denilen demokrasi, çoğunluğun her istediğini yapması anlamında değildir. Yapılanlar, uzlaşarak, işbirliğiyle ve hoşgörü içinde gerçekleştirilecektir. Üstelik, çoğunluk olamayanların da yaşam hakları ve çoğunluk sağlama umutları sürdürülmelidir. Sivil toplum örgütlerinin çalışmaları ve anayasal haklar korunmalıdır. Zaten, "güçler ayrılığı" demek de işlerin uzlaşarak, hoşgörü ve işbirliği içinde yapılması anlamındadır. Uzlaşma kültürü, yalnız hileyi değil, kandırmayı ve takiyeyi de içinde barındırmaz. Bizimki gibi, nispeten genç sayılan demokrasilerin en büyük eksiği, uzlaşma kültürünün yeterince gelişememiş olmasıdır. "Ben yaparsam, olur" veya "Oy, her şeydir" zihniyeti, demokrasilerdeki kaçınılmaz duraklama ve aksamaları beraberinde getirir. Bu açıdan bakılırsa, demokrasiyi sona erdirmeyen, duraklama ve aksamalar da demokratiktir. Uzlaşı ve hoşgörü Görülen o ki, AKP, uzlaşma kültürünü ve demokrasiyi yeterince özümseyememiş. "Oyunun Kuralları" ile "Oy'un Kuralları" birbirine karıştırılıyor. İnsanları belki kandırmak, belki de uyutmak eğilimindeler. Cumhurbaşkanı adayı Gül, eşinin Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne şikâyet etmesini, "Ben ona karışmam" diyerek geçiştiriyor. Oysa, Gül cumhurbaşkanı adayı ise eşi de "first lady" adayı.Takiye yapılıp "Herkesi kucaklayacak bir cumhurbaşkanı olacağım" deniliyor. Bunun olmayacağı, hükümetin icraatlarından ve atamalardan belli.Ne uzlaşma ne işbirliği ne de hoşgörü peşindeler. Kısacası, demokrasinin ve oyunun temel kurallarından henüz pek haberdar değiller. Uzlaşma kültürü, uzun süreli bir eğitim gerektiriyor. ytoruner@milliyet.com.tr Oyunun kuralları