15 Temmuz 2016
Türk Silahlı Kuvvetleri adına hareket ettiklerini söyleyen darbeciler sabaha karşı 03.00’te yönetime el koyduklarını açıkladı.
Gözaltılar devam ediyor. Sabah 06.00’dan itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Darbeci askerler tarafından ele geçirilen Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerinin nerede olduğu bilinmiyor.
16 Temmuz 2016
Ülkede TRT haricinde hiçbir televizyon, radyo ve internet yayını yok.
Sokağa çıkan halk darbeci askerlerle çatışıyor.
Ordudan bir kısım subaylar darbeye katılmadıklarını açıkladı.
Türkiye’nin zenginler kulübü TÜSİAD’ın Başkanı Orhan Turan’a göre belediyelere Kayyum atanması yanlış bir karar. Turan “Yerel bilgi ve tecrübeyi harekete geçirmek Türkiye’yi bölmez. Milletin oyuyla seçilmesi gereken pozisyonlara atama yapılması ya da seçilmiş vekillerin Meclis’te yer almamasıyla milli irade korunmaz” diyor!
TÜSİAD ortada bir kayyum ataması yokken neden böyle bir açıklama yapma gereği duydu acaba? Yakında çıkar kokusu..
Hadi bunu geçelim… 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45 ve 46.maddelerini ne yapacağız? Kanunda açıkça “Belediye Başkanı terör ve terör örgütüne yardım yataklıktan alındıysa Kayyum dışında bir seçenek yok” denilmiş.
TÜSİAD Başkanı “Milli irade kayyum atanarak korunmaz” diyor ancak milli iradenin nasıl korunacağına dair bir öneride de bulunmuyor. Sanıyorum TÜSİAD yönetiminin İçişleri Bakanlığı tarafından 18 Mart 2019’da yayınlanan “Belediyelerdeki Kayyum Sistemi ve Mevcut Durum Raporu’ndan”
Güzel sözdür… “Ama’dan önce söylenen her cümle hükümsüzdür.”
Muhalefet günlerdir Hakimlik sınavında 93 puanla Türkiye ikincisi olan Gökhan Kuşoğlu’nun 7 kişinin aynı anda alındığı mülakatta 3 dakikada elenmesini eleştiriyor. “Mülakat hırsızlıktır, adaletsizliktir” diyor! Bununla da yetinmiyor “Atanamayan Öğretmenler ve Liyakat Mitingi” düzenliyor!
Teoride sorun yok. Peki pratikte durumları ne? Yönettikleri belediyelerde atamaları nasıl yapıyorlar? Mesela mülakat var mı CHP’li belediyelerde?
Tarih 21 Ağustos 2021.. Kadıköy Belediyesi “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği” sınavı yapıyor. 6 kişilik müdür kadrosu için 35 personel sınava giriyor. Sınava girenler arasında belediyede vekaleten müdürlük yapan 6 kişi de var. Bunların hiçbiri yazılı sınavda ilk altıya giremiyor. Hatta içlerinden biri en düşük puanı alıyor.
Tesadüf bu ya.. 22 Ekim 2022’deki mülakat sınavında görevde yükselmeye hak kazananlar vekaleten
Sarıyer’de elindeki bıçakla kafede oturan Arap turistleri tehdit eden saldırganın Türk turizmine verdiği zararın boyutlarına dair elimizde bir istatistik veri yok.
Ancak sektörden gelen işaretler hasarın tahmin edilenden daha büyük olduğunu gösteriyor.
Dün sektöre hakim bir dostumla konuşurken bu olaydan sonra Arap ülkelerinden ardı ardına gelen rezervasyon iptallerinden bahsetti.
Bıçaklı saldırganın tehditlerine maruz kalan turistlerden biri Suudi Arabistan’ın en önemli işadamlarından biriymiş. Ve olaydan sonra apar topar ülkesine dönmüş.
O videonun dünya genelinde yüz milyonlarca insan tarafından izlendiğini ve saldırganın elindeki bıçakla önce Türkiye’nin imajına sonra da turizm sektörüne ölümcül darbeler indirdiğini söylemek abartı olmaz.
Suudi Arabistan’da okullar bu hafta tatile giriyor. İstanbul ve Karadeniz’deki birçok otelin gözü bu ülkeden gelecek turistteydi. Bazı oteller giderek Türkiye’den uzaklaşan Arap turisti çekmek için konaklama
Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın başladığı gün Karar Gazetesi’nde “Başardık Oğlum” başlığıyla yayınlanan Yıldıray Oğur’un yazısı..
Muhakkak okumanız gereken bir yazı. Hem Sinan Ateş cinayetine hem de MHP’ye yönelik büyük siyasi kumpasa ışık tutan bir içeriğe sahip!
Yakın geçmişte FETÖ’nün yayın organlarında TSK’ya kurulan kumpasları güçlü kalemiyle bir güzel makule bağlayan yazar, Sinan Ateş’in adını bile geçirmeden bu davayı da ustaca manipüle ediyor. Okumayanlar için kısa bir özet geçip öyle devam edelim…
2013’te Yunanistan’da ırkçı Altın Şafak partisi üyelerinin işlediği yargı kararıyla kesinleşen Pavlos Fyssas cinayeti anlatılıyor yazıda! Oğur,
7 yıl süren davanın Altın Şafak’ın kapatılması ve yöneticileri de dahil 68 üyesinin tutuklanmasıyla sonuçlandığını hatırlatıyor ve “ Bunların hepsini oğlu için mücadele eden bir kadın başardı” cümlesiyle bitiriyor yazısını.
Sizin de dikkatinizi
Bolivya’da püskürtülen darbe adeta bağıra bağıra geldi..
Bolivya, 7 Ekim’den sonra Filistinlilere katliam uyguladığı gerekçesiyle İsrail ile ilişkileri kesen ilk ülke. Bu kararın ardından İsrail Dışişleri Bakanlığı, Bolivya hükümetini “HAMAS’ın yanında durup teröre teslim olmakla” suçlayan skandal bir açıklama yaptı.
Bolivya Devlet Başkanı Luis Arca, 8 Haziran günü Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü. İki liderin ele aldığı başlıklardan birinin de Bolivya’nın BRICS üyeliği olduğu ortaya çıktı.
Darbeler ülkesi Bolivya’da yeni bir darbe olması için yukardaki iki madde yeter de artar bile. Ancak asıl sebep bu iki maddeyle bağlantılı Lityum rezervleri. Bolivya dünyanın en zengin lityum rezervlerine sahip ülkeler arasında. “Emperyalizmin yeni petrolü” denilen lityum yeşil dönüşüm ve elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla eskisinden çok daha stratejik bir maden haline geldi.
Bu zenginliğin kontrolünün Putin ile baş başa görüşen, BRICS üyeliğini
Türkiye onu 80’lerde “Kızıl Milyarder” olarak tanıdı… Ama o sıkı bir solcuydu!
Emlaktan madenciliğe, gazete patronluğundan restoran işletmeciliğine birçok alanda faaliyet gösteren şirketler kurdu. 80’lerde TSK’nın F-16 uçaklarının koruma sistemlerinin geliştirilmesi ihalesini bile aldı!
Aynı zamanda sıkı bir STK’cı.. İş insanı, aktivist!
Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan birçok kritik gelişmede ilginç bir şekilde o çıkıyor karşımıza! Dünya genelinde seçilmiş hükümetlere karşı darbeler planlayan Geoge Soros’un Açık Toplum Enstitüsünün Türkiye temsilcisi. Zaman içerisinde “Kızıl Milyarder” olan lakabının “Kızıl Soros” olarak değişmesi de böyle başladı.
Kimse sebebini tam olarak izah etmiyor ama Kavala hem bizim muhalefet partileri hem de AB- ABD için çok ama çok önemli. Yargılaması devam ederken aralarında ABD’nin de bulunduğu 10 ülke onun serbest bırakılması çağrısı yaptı!
Sadece Soros ve Batı ülkeleriyle değil terör örgütü
Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel arasında CHP’nin eski lideri Kılıçdaroğlu’nun da dahil edilmeye çalışıldığı bir kavganın koptuğuna dair iddialar siyasetin gerçekleriyle pek uyuşmuyor.
Teşbihte hata olmaz. İmamoğlu ve Özel suç ortağı.. Kılıçdaroğlu’nu meşhur zoom toplantılarıyla başlattıkları bir sürecin sonunda birlikte tasfiye ettiler.
Tüzük kurultayında “Güçlü Genel Sekreterlik” sistemine dönülmesi ve o koltuğun Selin Sayek Böke’ye teslim edilmesi konusunda anlaşmışlar. Böke’nin mevcut CHP yönetimi ve İmamoğlu’nun dış dünyayla bağını kuran isim olduğunu yine o Zoom toplantısında öğrenmedik mi?
Özel - İmamoğlu arasında bazı sorunlar yaşanması çok normal. Ama bu sorunlar hiçbir zaman taraflardan birinin Kılıçdaroğlu’nu yanına çekerek diğerinin ayağını kaydırmaya çalıştığı bir aşamaya gelmez. Çünkü birbirlerine muhtaçlar. Ve hatta İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı, Özel’in Genel Başkan olarak pozisyonunu koruduğu bir