Hazine bireysel yatırımcıya yüzde 100 devlet garantili dolar ve euro tahvil ihracına başlıyor. Bir sonraki aşamada altın tahvil ihracı gündemde. Amaç 176 milyar dolar eşleniği olan mevduatı hareketlendirmek...
Hazine atakta... Borçlanmayı kolaylaştıracak yeni enstrümanlar çıkarıyor. Yüzde 100 devlet garantili euro ve dolar tahvil ihracı ile bankalardaki mevduata alternatif seçenekler üretiyor. Sırada altın tahvil ihracı var.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yatırımcılara alternatif olarak sunduğu euro ve dolar tahvil seçeneklerine baktığımızda; euro cinsi tahvilde altı aylık kupon oranı yüzde 1.25, yıllık getiri yüzde 2.50, dolar cinsi tahvilde ise altı aylık kupon oranı yüzde 2, yıllık getiri yüzde 4 olarak belirlendi.
Ne kadar fark var?
Şu anda yıllık döviz mevduatları euroda yüzde 0.70 ile 1.50 arasında değişirken dolar kurunda yüzde 1 ile 3.75 arasında değişiyor. Bu oranlar nitelikli yatırımcılar için dolar kurunda yüzde 3.75, euro’da ise yüzde 2’nin altında değil. Döviz yatırımcısı için en az yarım ya da 25 baz puanlık fark var mevduata göre.
Yatırımcıya cazip mi?
Döviz mevduatında faiz gelirlerinde yüzde 13-18 stopaj uygulanırken Hazine tahvillerinde işlem ve faiz
Haziran ayında 1.273 olan ABD’li yatırımcı sayısı eylül ayında 1.173’e kadar geriledi. Yumuşayan ilişkilerle birlikte kasım ayında yeniden sayı artarken 1.207’ye çıktı. Lüksemburg ve Cayman adalarından da gelişler gözleniyor.
ABD ile yaşanan gerilim ve beraberinde yaşanan kur şokuyla birlikte pay piyasasında gerçekleştirdiği satışlarla birlikte giden ABD’li fon ve yatırımcıların bir kısmı geri döndü. Geçtiğimiz Haziran ayında ABD’li 1.273 yatırımcının 100’ü ağustos kur şokuyla birlikte satış yaparak gitmişti. Böylece ABD’li yatırımcı sayısı eylül ayında 1.173’e kadar düşmüştü.
Yumuşama etkili oldu
Son gerçekleşmelere baktığımızda, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre 2018 Kasım sonu itibariyle ABD’li yatırımcı sayısı yeniden 1.207 seviyesine çıktı. Gerilimin rafa kalkması ve ilişkilerin yumuşamasına bağlı olarak 34 yatırımcı geri döndü.
Ada havası
Vergi avantajı sağlayan Büyük Britanya’ya bağlı Cayman Adaları’ndan ise yatırımcı gelmeye devam ediyor. Eylülde 97 olan Cayman Adalarından gelen yatırımcı sayısı ekimde 107, kasım ayında ise 115’e yükseldi.
3 ayın zirvesi
Varlığa dayalı menkul kıymete ilgi yoğun. 4 bankanın gerçekleştirdiği 3 milyar 150 milyonluk ihraca 2.4 kat talep geldi. Önümüzdeki dönemde menkul kıymetleştirme artarak devam edecek.
Sermaye piyasaları varlığa dayalı menkul kıymetle (VDMK) genişliyor. Bankalara likidite sağlayacak olan bu kaynağın ilk ihracına yoğun talep geldi. Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın kurucusu olduğu Varlık Finansmanı Fonu tarafından nitelikli yatırımcılara yönelik olarak gerçekleştirilen VDMK ihracına 118 farklı yatırımcıdan toplam 2.4 kat talep geldi.
İhraç, Aktif Yatırım Bankası, Garanti Yatırım, Halk Yatırım, Vakıf Yatırım ile Ziraat Yatırım tarafından sonuçlandırıldı. TSPB Başkanı Erhan Topaç, “Sermaye piyasalarının gelişmesi için menkul kıymetleşme çok önemli” diyor. Bunun için de gerek proje finansmanı gerekse gayrimenkul sektörünün menkul kıymetleştirilmesi ile ilgili yapılanmalar gerekiyor. VDMK ile ilk adımın atıldığını görüyoruz. Bu boyutta bir halka arz ilk defa gerçekleştirildi.
Kurumsal alım
İhraca talep, ağırlıklı olarak bankalar, emeklilik yatırım fonları, yatırım kuruluşları ve sigorta şirketlerinden geldi. Böylece kaynak kuruluş olan 4 bankaya ihraç büyüklüğü kadar likidite
Türkiye’de dolar kuru 10 Ağustos’tan bu yana en hızlı düşüşlerinden birini yaşıyor. Piyasalarda, kurdaki muhtemel düşüşün devamı adına 5 teknik, 5 de temel neden şöyle sıralanıyor
Türkiye’de ağustostan bu yana yaşanan büyük dalganın kur kaynaklı olduğu bir gerçek. Kurun gerilemesiyle birlikte rehavete kapılmak yanılgı. Zira enflasyon cephesinde tüketici fiyatları yüzde 25, üretici fiyatları yüzde 45 arttı. Gösterge faiz yüzde 20. Enflasyon ve faizlerdeki yüksek seyirle elbette sürdürülebilir dengeli bir büyümeden bahsetmek mümkün değil. Yeni kaynak yaratılması, yapısal reformlar konusunda ilerleme kaydetmesi önemli. Yabancıların ana bakışı kurda gerileme yaşandığı için yapısal reformların ötelenebileceği ya da göz ardı edilebileceği yönünde. Bu nedenle yatırım kararlarında da oldukça temkinli hareket ediyorlar.
Yabancılar olumlu
Yabancılar son üç haftada 748 milyon dolarlık alım gerçekleştirdi. Tahvilde 22 milyon dolarlık satış, 49 milyon dolarlık alımda bulundular. Yabancı yatırımcı 23 Kasım haftasında yeniden alıma geçti. 45 milyon dolarlık hisse, 76 milyon dolarlık tahvil aldı. Böylece son üç hafta içerisinde toplamdaki alım ağırlıklarını sürdürdüler. Tahvil faizleri cazip
SPK, 3.25 milyar liraya kadar Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK) ihracına izin verdi. VDMK reel sektörün kaynak ihtiyacına cevap verebilecek mi?
11 Kasım’da Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu imzası ile yapılan duyuruda sektörden gelen talepler dikkate alınarak reel sektöre kaynak aktarılması anlamında neler yapabileceğine ilişkin çalışmaların tamamlandığı belirtildi.
Yapılan değişiklikle, likiditesi düşük varlıkları menkul kıymetleştirmek suretiyle sermaye piyasalarından fon sağlayabilme imkânları kolaylaştırıldı. SPK, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın 3.25 milyar liraya kadar varlığa dayalı menkul kıymet (VDMK) ihracına izin verdi.
Yurt dışına satılırsa
ABD’de yaşanan mortgage krizinin baş aktörü olarak görülen VDMK’lar için piyasa oldukça temkinli. Bunun nedeni olarak VDMK riskinin sıfırlanarak DİBS (Devlet İç Borçlanma Senedi) ile aynı konuma getirilme çabası olduğunu dile getiriliyor. Böyle bir durumda VDMK’ların risksiz enstrümanlar sınıfına girmesi, ancak yurtdışına satılabilmesi halinde bir kaynak elde edilmesini sağlayacaktır. Bu VDMK’ların vade sonunda ödenmesinde bir sorun yaşanması durumunda ise Merkez Bankası’nın para basmak zorunda
Hem para ve sermaye piyasalarından hem de tüketim cephesinden olumlu haberler geliyor. Başta yabancılar olmak üzere yatırımcılar borsada potansiyeli olan şirketleri araştırıyor. Güven endeksleri de iki alanda yükselişe geçti.
Bir hisseyi alırken ayrıntılar önemlidir. Yatırımda bulunulacak şirket kadar şirketin bulunduğu coğrafya da bir o kadar önemli olabiliyor. Birçok etkeni birlikte değerlendiren yabancı yatırımcılar, yatırımda bulunmadan önce o ülkeyi keşfetmeyi tercih etmekteler. Dahası ilgilendikleri firmaları daha yakından görebilmek için onlara ziyarette bulunabiliyorlar. Bu fonlar uzun süreli ve kalıcı bir yatırımda bulunmaya niyetliyse kredi kuruluşlarının değerlendirmelerini bir veri olarak göz önünde bulundursalar da kendi kadrolarındaki uzmanlarla yerinde bir analiz yapmayı yeğlemekteler. Mark Mobius, henüz yeterince değerlenmemiş şirketleri başkalarından önce bulmak için 30 milyon milin üzerinde uçtuğunu söylüyor.
Türkiye’de yaşanan aşırı fiyat dalgalanmaları sonrası yatırımda çekimser davranan yabancı yatırımcıların son zamanlarda yeniden Türkiye’ye yöneldikleri ve doğrudan temas kurabilmek adına Türkiye’yi tercih ettikleri görülüyor.
Gözlenen hareketlenme Türkiye’nin
Yılın son ayına giriyoruz. Fonlar, şirketler, analistler yılı kapatmaya hazırlanıyor. Geçmiş yıllardaki gibi olası bir çıkış halinde ocak ortasına kadar pozitif bir piyasa göreceğiz.
Aralık ayı genellikle borsada yükselişlerin yaşandığı bir aydır. Yıl sonu rallisi olarak da adlandırılır. Ancak olağanüstü gelişmelerin yaşandığı dönemlerde ya da kriz zamanlarında bunun gerçekleşmediği de görülür. Geldiğimiz aşamada BIST 100 Endeksi 93.003 seviyesinde. Dolar/TL kuru 5.2760, gösterge faiz yüzde 20.87, TÜFE yüzde 25.24, ÜFE ise yüzde 45.01’i gösteriyor. Türkiye’nin risk primi de 384 seviyesinde. Küresel piyasalar satış baskısı altında. Önümüzdeki döneme ilişkin büyüme kaygıları piyasalarda satışları artırıyor. Borsa İstanbul dip seviyelere yakın. Yılın son ayına girilmesinin de etkisi ile alıcıların hareketlenmesi bekleniyor. Investor’s Business Daily’nin kurucusu olan Amerikalı girişimci ve yazar William J O’Neil, “Daha iyi performans göstermek hakkında öğrendiğim ilk şey, bir hisseyi en düşüklerinde gezinirken değil, bir temel yapıp yukarı çıkmaya başlarken almaktır” diyor. Peki, ama bu defa hareketlenme gelecek mi?
Kaygılar sınırlıyor
BIST Sanayi Endeksi direnç seviyelerini,
Dört büyük futbol kulübünün 4.4 milyar TL’lik varlığı kadar kısa vadeli borcu, gelirlerinin 3 katı toplam borcu ve 852 milyon zararı var. Yatırımcının zararı ise katlanıyor. Peki ekonomi cephesinden bakıldığında sporun geleceği aydınlık mı?
Son iki yıldır sürekli gerileyen borsadaki spor endeksi 2017’de dolar bazında yüzde 14.8, 2018’de yüzde 67 değer kaybetti. Bu büyük değer kaybı, kulüp hisselerine yatırım yapanlar açısından kâbus gibi. Borsa endeksinin çok üzerinde gerçekleşen bu kayıplar, aslında kulüplerin mali performanslarının bir yansıması.
Spor kulüpleri piyasa değerlerinin de üzerinde borçlanmış durumda. Türkiye Sermaye piyasaları Birliği’nin (TSPB) düzenlediği Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin “Sporun Geleceği Aydınlık mı?” panelinde sektörün durumu tartışılırken, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, bu tablonun değişmesi için baştan aşağı her şeyin değişmesi gerektiğini söyledi. Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ise kulüplerin ekonomik durumlarının düzelmesi noktasında devlet ve bankaların önemine değinerek: “Borç yapılandırılmasında siz nefes alabiliyorsunuz. Borç yapılanmasına paralel bütçe ve kulüplerin neyi nasıl harcayabileceği bir yapının ortaya konması lazım.