Piyasalarda önceden belirlenen fiyatlarda bir anda devreye giren ‘robotlar’ piyasaları alt üst edebiliyor. Doların 7 TL ile tavan yaptığı günlerde robotların iş gücü ikiye katlanmış.
Teknoloji hızla gelişiyor, robot emirlerin ağırlığı artıyor. Türkiye’de sermaye piyasalarıysa dar boğazdan çıkamıyor. Borsada yatırımcı sayısı 1 milyon 173 bin. Aktif olarak 300 bin yatırımcı piyasaları izliyor. Bunlar içerisinde 20 bin yatırımcı ise online platformları takip ediyor. Üstelik Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı Erhan Topaç, algoritmik işlemlerin Türkiye’de yüzde 18’lere çıktığını dünyada ise ABD ve belirli ülkelerde günlük işlem hacmindeki payının yüzde 50’yi aştığını belirtiyor.
Yatırımcıların, iletişim ve algılama ile geçirdiği zamanı robotlar alım ve satımla değerlendiriyor. Açıklanan verilerin olasılıklarının tanımlandığı karar mekanizmalarını işleten robotlar, sonuçlara göre pozisyon alırken, gün sonunda kayıp ve kazançları göz önünde bulundurarak alım ve satım yönünde işlem yapabiliyor.
16.4 milyara koştu
Teoride piyasalarda hacmi artırması nedeniyle olumlu karşılanan robot işlemler özellikle kriz dönemlerinde ise paniğin artmasına yol açabiliyor. Dolar kurunun hızla
Alınan tasarruf tedbirleri sayesinde finansman ihtiyacı azaldı. Hazine borçlanmada nefes aldı. Haftaya planlanan 6 ihaleden 3’ü yapılmayacak. Güven ortamı, daha düşük maliyetlerle borçlanmaya gidilmesini sağlayabilir.
Hazine’nin yurtdışı piyasalardan öngörülerin üzerinde gerçekleştirdiği borçlanma ile devlette başlatılan tasarruf hamlesi rahatlama sağladı. Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) öngörülen 76 milyarlık tasarruf ve gelir artırıcı paketteki hedeflerin tutacağını öngören Hazine ve Maliye Bakanlığı dün harekete geçti.
Finansman ihtiyacının azaldığını belirten Hazine gelecek hafta yapılacağı duyurulan toplam 6 ihaleden 3’ünün yapılmayacağını açıkladı.
Ağustos ayındaki kur şoku sonrası bir dizi hızlı reaksiyon ile piyasaların alışık olmadığı bir hareketlilikle alınan kararlar sonuçlarını gösterdi.
Tasarruf etkisi
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, YEP’le birlikte tüm bakanlıklardan yatırım bütçelerinden başlamak üzere tüm bütçe harcamalarından yüzde 30 kısıtlamaya gidilmesini istemişti.
Devletin başlattığı hereketin ardından tasarruf uygulamaları başlarken, 2019’da tasarruf ve gelir artırıcı önlemlerle 76 milyar liralık kamu kaynağı oluşturulması hedefleniyor.
Yılın dokuz aylık döneminde 181 borsa şirketi 43 milyar TL net kâr açıkladı. Şirketlerin bir önceki yıla göre kârı yüzde 29 arttı. Son dört çeyrek bilanço artış oranı ise yüzde 35 oldu. Artış, yıllık yüzde 24.5 olan Tüketici Fiyat Endeksi’nin üzerinde gerçekleşti.
Borsada işlem gören şirketler, dokuz aylık solo finansal sonuçlarını yatırımcıyla paylaştı. Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan şirketlerin mali tablolarından yılın üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarına baktığımızda kur ve faiz hareketlerine rağmen karlılıkların korunduğunu görüyoruz. Ortaya çıkan fotoğrafa bakıldığında sanayi, hizmet ve banka sektöründen 181 borsa şirketinin toplam kârının yılın ilk dokuz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29 arttığı görülüyor. Son dört çeyrek olarak bakıldığında ise artış oranı yüzde yüzde 35,44’e çıkıyor. Yılın üçüncü çeyreği olarak değerlendirme yapıldığında ise artış yüzde 30 oranında. Dokuz aylık dönemde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 24,52 olurken, daha çok şirket girdilerini etkileyen Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yıllık yüzde 46,15 olarak gerçekleşti. Şirketlerin artan girdi maliyetlerine rağmen kârlılıklarını TÜFE’nin üzerinde
Merkez Bankası, piyasalarda dalgalanmanın etkisinin azaldığı bir döneme denk gelen yılın son enflasyon raporunda, ‘temkinli duruş sürecek’ sinyali verdi.
Yılın son enflasyon raporu açıklandı. Bu rapor, Merkez Bankası’nın önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon görünümündeki revize hedefleri ve atılacak adımlara ilişkin sinyalleri vermesi açısından önem taşıyordu. Rapor sunumunda, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla sürdürülmesinin risk primini düşürerek iktisadi faaliyeti destekleyeceğini, bunun 2018 yılında enflasyondaki düşüş sürecini güçlendireceğini vurguladı. Temmuz sonunda yayımlanan raporda sırasıyla yüzde 13,4 ve yüzde 9,3 olarak belirtilen 2018 ve 2019 enflasyon tahminleri yeni raporda yüzde 23,5 ve yüzde 15,2 seviyelerine yükseltiliyor. Temkinli ve sıkı duruş vurgusunun öne çıktığı toplantıda Merkez Bankası’nın olası bir faiz indirimi için erken hareket etmeyeceği anlaşılıyor. Bu raporda 2019 enflasyonuna ilişkin dalgalanma bandıysa yüzde 12,3 ila yüzde 18,1 olarak öngörülüyor.
Ek önlem gelebilir
Enflasyon raporunda hedef beklentilerdeki yükselişte etkili unsurlar olarak petrol, gıda fiyatlarında yükselişler ve TL cinsi ithalat
Küresel piyasalardaki satış dalgası, borsanın bir haftalık kaybını yüzde 6.13’e çıkardı. Yatırımcının mesafeli duruşu piyasaları zorlasa da güçlü hisselerin tespiti fırsat yaratacak.
Cuma günü borsada yaşanan şok satışlar, kimi brokerlerin ekranı kapatmasına neden olurken kimi de bir an önce günün bitmesi için saatine bakıp durdu. Rakamların saniyelerle döndüğü ekranda otomatik çalışan satış emirleri baş döndürdü. Günlük pozisyon kapatmaya çalışanlar için hiç de keyifli bir gün değildi.
Günün sonuna gelindiğindeyse borsadaki değer kaybı yüzde 3,42 olurken haftalık kayıp yüzde 6,13 oldu. Endeks, 90.542 seviyesine geriledi. Borsadaki dalgalanmada en fazla metal ana, metal eşya ve banka hisseleri etkilendi. Satışlar derinliği ve işlem hacmi yüksek hisselerle geldi. Banka hisselerinde son bir haftadaki değer kaybı yüzde 8,55 olurken dolar bazında yılbaşından bu yana kayıp ise yüzde 58,5’i buldu.
Hâlihazırda dolar kuru 5,5936, gösterge faiz ise 25,17 seviyesinde. Kurda satış eğilimi devam ediyor. Merkez Bankası faizi artırmamasına rağmen dolar/TL kuru düşüşünü sürdürdü.
Şirketler ucuzladı
Borsa İstanbul’da işlem gören 415 şirketin 181 tanesi defter değerinin altında işlem görüyor.
Merkez Bankası, en rahat kararlarından birini vererek faizi değiştirmedi. Merkez, eylüldeki 625 baz puanlık artış, ABD ile ilişkilerin yumuşaması, eurobond ihracı, enflasyonla mücadele ve düşen dolar kuru nedeniyle eli rahatlayınca, faiz artışını pas geçti.
Merkez Bankası ekim ayı toplantısında faizi artırmadı. Bu yıl içerisinde sekiz toplantı gerçekleştirecek olan Merkez Bankası, en son 13 Eylül’de toplanmış ve faizi 625 baz puan artırmıştı. Böylece faiz, yüzde 17.75’ten yüzde 24’e yükselmişti. Şimdi ise “pas” geçerek, piyasaları sakinleştirecek mesajlar verdi. Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceğini vurguladı. Karar öncesinde yapılan anketlerin yüzde 90’ında bu ay için bir faiz artırımı öngörülmüyordu. Bunun en büyük nedeni ise Merkez Bankası’nın eylülde beklentinin üzerinde bir faiz artışı gerçekleştirmesi, yurtiçi ve yurtdışı gelişmelerin, TCMB’nin elini rahatlatmasıydı.
Sıkı paraya devam
TCMB, toplantı sonrası yaptığı açıklamada yukarı yönlü risklerin devam ettiğini vurguladı. Döviz kurundaki hareketlerin de etkisiyle fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiğine dikkat çekti.
Piyasalar Merkez Bankası’nın yarın faizle ilgili vereceği kararı bekliyor. Faizde değişiklik beklenmezken olası bir artış, kur oynaklığına karşı kararlılık olarak nitelenebilir.
Kur şokunun yarattığı büyük dalga yerini yavaş yavaş sakinleşmeye bırakırken MHP lideri Devlet Bahçeli, “Artık hiçbir ittifak arayışında değiliz” dedi. Bu çıkışla birlikte dün dolar kuru 5.87 TL seviyesine kadar tırmandı. Sonradan gelen açıklamalar yükselişi durdurdu. Hem Bahçeli hem de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın devam ettiği yönündeki açıklaması ile dolar kuru yeniden 5.75 seviyelerine geriledi. Şimdi ise Merkez Bankası’nın (TCMB) yarınki faiz kararı daha fazla önem kazandı. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı siyasi gelişmeler kurun hareketlerinin salınım haline bırakılmaması gerektiğini gösteriyor. Kur hareketinin yarattığı yüksek hasar ve enflasyon etkisi, faizlerin de yüksek seyrini korumasına neden oluyor.
Piyasalar için güçlü göstergelerden biri olan TCMB’nin faiz kararı 25 Ekim’de açıklanacak.
Piyasalar TCMB’nin bu toplantıda faiz artırmamasını fiyatlıyor. Yapılan anketler genel beklentinin faizlerde bir artış olmayacağı yönünde. Ekim ayı enflasyon verisinin de görülmek istenmesi
Dolar kurundaki aylık dalgalanmada en kötü dönemi geride bıraktık. Ağustostaki yüzde 33’lük artış sonrasında eylülde yüzde 8 düşen dolar kuru, ekim ayında da yüzde 6 geriledi. Gelinen aşamada kurdaki dalgalanma normalleşirken dolar oynaklığı öngörülebilir marjlara geliyor.
Dolar kurunun aylık getiri oynaklığında en kötüyü geride bıraktık. Dolar/TL kurunun 1984-2018 dönemini kapsayan son 34 yılda aylık dalgalanma marjının yüzde 5 bandında gerçekleştiği gözlenmekte. Kur geçen bu süre zarfında aylık en fazla yüzde 5 yükseliyor veya azalıyor. Kriz dönemlerinde ise bu hareket marjını aşan hareketlerde bulunsa da sonrasında ana hareketin hızla bu marj içerisine döndüğü görülüyor.
Normalleşme başladı
Öte yandan 1990-2002 yıllarını kapsayan dönemde daha çok artış eğilimi öne çıkarken bandının üst tarafında hareket yaşandı. 2001 krizinden sonra ise oynaklık artarken aylık hareket -5 ile +5 arasında değişti. 2006-2008 krizleri sonrasındaysa ilk defa 2016 yılında aylık yüzde 10’lara varan bir artış yaşandı. 2018 yılına geldiğimizdeyse seçim kararının ardından mayıs ayında yüzde 11 yükselen dolar kuru, temmuzda Rahip Brunson ile yüzde 7, ağustosta ABD yaptırımları ve gerilen ilişkiler ile yüzde