Harmancı, Erhürman, Özersay

Milliyet Kıbrıs yazarımız Tevfik Aytekin'in yazısı...

Bir aktivist en çokta mezar taşına, “böyle gelmiş, böyle gitmez” yazılmasını ister.
21.Yüzyılda kadın tellaklar Tayland’dan çıktı. Otellerde hem masözlük hem de kese köpük yapıyorlar. Bizim coğrafyada ise, kadınlar için halen mahrem ilan edilmiş yerler var.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı müzik öğretmeni olunca, trafik dairesine müdür olarak, pek tabi edebiyat öğretmeni atanabiliyor.
***
74’den bugüne, trafikte 1830 kişi ölmüş.
63 ve 74 arasındaki, çatışmalarda ölenlerden daha fazla.
Acaba müzik öğretmeni ulaştırma bakanımız, trafik de ölenler için, “Chopin’in ölüm marşı” kadar hisli bir eser besteleyebilir mi?
Peki trafikte ölenler yerine, savaşta ölenleri överek neden siyaset yapılır? Daha çok oy getirir de ondan.
Yada edebiyat öğretmeni trafik dairesi müdürümüz, “Agatha Christie'nin Ölüm Çığlığı” romanı kadar, müstesna bir eser yazabilir mi?
Biri besteleyip diğeri yazabilseydi; trafik dairesi müdürü olarak, trafik mühendisi atanırdı.
***
Ölen siyasetçilere, süslü devlet törenleri yapılır, peki trafikte ölen bir dülger’e neden yapılmaz? Çünkü siyasetçilerin, mesleklerden daha çok ülkeye hizmeti olduğu düşünülüyorda ondan.
Yetmiş yıl önce, şair Namdar Rahmi Karatay bakın ne demiş?
“Sende cevher var imiş onu herkes ne bilsin.
Kimler böyle züğürdün huzurunda eğilsin?
Şöyle bir dairede müdür bile değilsin.”
Bizde vatan sevgisi nedense, mobilya merağından hep ağır bastı.
***
Bir kaymakam, boş kaymakamlık var diye İngilterede iş bulabilir mi? Oysa dülger, dünya’nın her yerinde çalışabilir.
Sizce kaymakam olmak mı daha karlı, yoksa marangoz olmak mı? Ne zaman; kaymakam olmak dülger olmaktan karsız hale gelirse, atamalar sona erecektir.
***
Aktivist hangi çağda olduğunu iyi bilir. Bilişim yerine götürü çağı yaşanıyorsa,
Mütemadiyen üzgün…
Bilakis sesi çok çıkıyordur...
Peki, trafikte ölenler partisi neden kurulamıyor? Çünkü oyu atacak olanlar, yaşamıyor da ondan.
***
Harmancı, aktivist gelenekten…
Erhürman, hukukçu gelenekten…
Özersay, akademisyen bir gelenekten geliyor...
***
Gelecek yirmi yılda belli ki; bu politikacılara bel bağlayacaksınız.
Umarım onlar, meslekleri makamlardan daha değerli kılar.
Sizlerde oyunuz ile bel bağlamayı değil, politkacı’yı belinden tutup, uzlaşı kültürüne sürüklemeyi öğrenirsiniz.
Yoksa insanın kendi kendini yönettiği, doğrudan demokrasi ile bir türlü buluşamayacaksınız.