Internet aşkları

Haberin Devamı

Bu internet olayı insanların hayatını kolaylaştırdı mı, yoksa izole bir yaşam mı sundu bize tartışılır. Teknolojinin nimetlerinden faydalanalım da doğum günlerini bile mesajla, e-maillerle kutlar olduk artık. Eskiden her bayram sevdiklerimizin sesini duyar, hazır konuşurken en kısa zamanda buluşmak üzere randevulaşıverirdik. Şimdi sevdiklerimizin sesiyle günümüzün aydınlanması yerine, can sıkıntımızı tetikleyen bilgisayar ekranıyla haşır neşir oluyoruz.

Eskiden eskiden deyip duruyorum ama zannetmeyin ki Beyoğlu’na döpiyeslerle çıkılan zamanlara şahit oldum. Olmadım. Ben de teknoloji çağını yakaladım. Ancak danışanlarımdan biliyorum, teknolojinin insan hayatına kolaylıkla beraber yalnızlık da getirdiğini.

Sanal alem ve hayal kırıklıkları

Öyle çok insan var ki, sokaklara çıkmak, arkadaşlarıyla buluşmak yerine internetten yeni arkadaşlar edinmeyi tercih eden... Bu yalnız olmanın sonucu mu, yoksa sebebi mi artık birbirine karışmış. İnternette doğan aşk(!)larla bir ömür planlayıp da sonunda bin bir hayal kırıklığı ile “yine olmadı” kuyusunun içine düşerek yaşıyor artık insanlar.

Sanal âlem adı üstünde. Ne yazarsanız o oluyorsunuz. Karşınızdakinin dürüstlüğüne inanmak büyük bir aldanış. Zaten insanlar yüz yüze ilk buluşmalarında bile kendini farklılaştırmak için ne lazımsa yapıyor. Kimse kendisinden memnun değil sanki. İnternette ise, kendini saklamak çok daha kolay. Hadi inandık, karşımızdaki kişi son derece dürüst, tam anlattığı gibi, tam bize uygun biri. Kesinlikle sapık falan değil. Resmini de gördük, beğendik. Hadi buluşalım da, peki adam kokuyor mu, dişlerini fırçalıyor mu bakalım?

Bir danışanım vardı, internetten tanıştığı ve aylarca yazıştığı bir adam için 12 saatlik yola çıkmış, birlikte geçirecekleri hafta içinde onun evinde kalacağı ve dolu dolu bir hafta yaşayacakları için son derece heyecanlı bir halde. Onca saat yoldan sonra aşık olduğu adamın 42 yaşında değil de, 17 yaşında bir çocuk olduğunu görüp ilk otobüsle geri dönmüş. Bana geldiği noktada ise ilişkiler konusunda şanssız olduğunu kanıtlayan listesine bir çentik daha atmıştı. Karşısına 17 yaşında bir çocuk çıkmasının hayal kırıklığından çok, verilmiş sadakası olduğunun bir göstergesi olduğunun hiç farkında da değildi üstelik.

Hayatta bazen risk almak gerekiyor ama bu ve benzeri örnekleri risk almak olarak yorumlamak ne mümkün.

Gerçeklik...

Hayat sokaklarda yaşanıyor. Komşumuzdan bir selamı, alışveriş yaptığımız kasiyerden bir teşekkürü esirgerken, internetten tanımadığımız insanlarla muhabbet etmek neden daha kolay? Herkes arkadaş bulamadığından şikâyet ediyor da hiç kimse güler yüzle dolaşmayı, insanlara selam vermenin bir başlangıç olduğunu hatırlamıyor. Oysa gerçek insanlar, gerçek hayatlar getiriyor.

Lütfen yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin. Güne gülümseyerek ve sıcak bir `merhaba` ile başlayın. İnanın hayat değişecek.

Sevgiler

Yeşim Varol Şen