Ne kadar empati, o kadar mutluluk !

Yaşadığımız tüm ilişkilerde hissettiğimiz mutsuzluk duygusunun temelinde karşımızdaki kişiyi yeterince anlamıyor olmamız yatar.

Daha fazla mutlu ve huzurlu olmak, doyumlu ilişkiler yaşamak istiyorsak, işe başkalarını anlayarak başlamalıyız.

Karşımızdaki kişiyi ne kadar iyi anlar ve>Empati duygumuz güçlendikçe ilişkiler de güçlenir ve aynı oranda mutluluğumuz ve huzurumuz artar.

Peki empati duygumuz nasıl oluşur?

Herkesin empati yeteneği çok gelişmiş olmayabilir veya bu duygu kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir.

Haberin Devamı

Yaşadığınız derin bir acıyı bir arkadaşınızla paylaştığınızı düşünün. Arkadaşınızdan da bu acınıza ortak olmasını ve saygı duymasını beklersiniz haklı olarak. Arkadaşınız bu acınıza kayıtsız kalarak, neşeli bir tavır, vurdumduymazlık yaparsa üzülürsünüz ve kendinizi çok yalnız hissedersiniz.

Burada arkadaşınızın sergilediği tavır aslında kalbi ile ilgili değil,>Empati, diğer insanlara karşı ne kadar bağlı hissettiğimizle, ne kadar şefkatli, hassas ve fedakâr olduğumuzla ilgili bir özelliktir.

Biyolojimizin bir kısmı ayna nöronlarından oluşur.

Bu nöronlar sayesinde başka insanların esneme, öksürme, kaşınma veya kollarını kavuşturma gibi hareketlerini refleks olarak taklit ederiz. Bu nöronlar her şeyi olduğu gibi kaydetme özelliğine sahiptirler.

Ayna nöronlar, beynin çeşitli alanlarında bulunur ve insanların tepkilerini harekete geçirir. Aynı zamanda empatiyi de üreten ayna nöronlardır.

Birini kahkahalarla gülerken gördüğümüzde, o an istemsiz bir şekilde gülmeye başlarız. Ya da birinin bir bölgesi ağrıyor ve o kişi acı içinde kıvranıyorsa, bizim de o bölgemiz birden sancımaya başlar. Biri kaşınıyorsa, bizde istemsiz bir şekilde kaşınmaya başlarız. Çünkü ayna nöronlarımız devrededir! Bize yoğun bir şekilde kaşınma, acı ve gülme duygularını hissettiriyordur.

Utanma duygusu, mahcubiyet ve şehvet duyguları da beynimizin bir kısmında bulunan, “insula” denilen ayna nöron sistemine dayanır.

Diğer tüm insanlarla ilgilenmemize ve>Beynimizdeki ayna nöron sistemi, başkalarının niyetini, davranışlarını ve duygularını anlamakta ustadır. Hepimiz sosyal varlıklar olduğumuza göre var olmaya devam edebilmemiz başkalarının niyetini, duygularını ve davranışlarını anlamamıza bağlıdır.

Haberin Devamı

İşte ayna nöronlar da başkalarının zihinlerini mantığımızla değil, hissederek ve duygularımızla anlamamıza sebep olur.

Yapılan çeşitli araştırmalar, kadınların beyinlerindeki bu bölümü özellikle doğurganlık çağında erkeklere oranla daha fazla kullandıklarını ortaya koymuş. Ayrıca yapılan çalışmalar başarılı insanların iyi empati kurabildiklerini ve bu kişilerde ayna nöron aktivitesinin yüksek olduğunu da göstermiş.

İnsanların üzerinde etki bırakabilen bir çok insan, empati yeteneklerini geliştirebilen insanlardır.

Maine Üniversitesi’nde bir araştırmacı olan Dr. Marisue Pickering’e göre empatik dinleyenlerin dört özelliği var.

1. Kendi duygularını ve fikirlerini diğerine yansıtmaya değil diğerine yönelmeye eğilimlidirler.

2. Kendilerini korumaya ve savunmaya dayalı davranmaya çalışmazlar. Bu şekilde karşıdaki kişiye odaklanmak güçtür.

Haberin Devamı

3. Karşıdaki kişinin rollerini, bakış açılarını ve deneyimlerini hayal etmeye çalışırlar, kendi yaşantıları ile benzerlik kurmaya çalışmazlar.

4. Bir eleştirmen gibi değil, bir alıcı gibi dinlerler. Bir uzlaşma ve anlaşma sağlamaya uğraşmazlar.

İletişimde olduğumuz kişilerle, sevdiklerimizle ne kadar yoğun empati kurmaya çalışır ve empati duygunuzu geliştirebilirseniz o oranda kalıcı mutluluğa ve huzura sahip olursunuz.

Karşınızdakileri anladığınız ve anlaşılır olduğunuz bir hayat yaşamanız dileğimle.

Saygı ve sevgilerimle,

A.Nilgün Aktaş

www.aysenilgunaktas.com

nilgunaktas@hotmail.com