Editörün Seçtikleri Altın çocuklar zoru BAŞARDI

Altın çocuklar zoru BAŞARDI

29.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Altın çocuklar zoru BAŞARDI

Altın çocuklar zoru BAŞARDI


Kimisinin babası pazarcı, kimisinin depremzede. Onlar yokluğa meydan okuyup Galatasaray Lisesi’ni kazandı


       Doğu ve Güneydoğu’nun köylerinde, İstanbul’un varoşlarında büyüyen 14 altın çocuk, aristokratların okulu olarak bilinen Galatasaray Lisesi’ni iyi derecelerle kazanarak azmin gücünü ispatladı. Eski adı Mekteb - i Sultanî olan lisenin bu yılki lise birincisi de, babası 125 milyon lira asgari ücretle satış elemanı olarak çalışan Başrampaşa İlköğretim Okulu mezunu Selen Akben oldu.

       Gönülden istemek
       Yeni bin yılda değişen dünya koşullarına ayak uydurmaya çalışan Türkiye’de, hedefler de değişti. Osmanlı’dan günümüze, şehzadelerden işadamlarına ve devlet adamlarından, politikacılardan sanatçılara kadar birçok ünlü yetiştiren Galatasay Lisesi, artık dar gelirli ve işsiz aileler ile köylerde yetişen çocukları da cezbediyor. Anadolu Lisesi sınavıyla bu yıl 74 öğrenci alan Galatasay Lisesi’nin 14 öğrencisi, pazarcı, hizmetli, çiftçi ve işsiz çocukları... Çalışmanın ve gönülden istemenin gücünü ispat eden bu çocuklar, şimdi seçkin ve zengin ailelerin çocuklarıyla aynı sıraları paylaşıyor.

       İstanbul büyüledi
       Mekteb - i Sultanî’nin yıldızları Selen’le sınırlı değil. Emre Koçak’ın babası hizmetli, Nejdet Kılıçarslan depremzede, Bünyamin Ümsun’un babası işçi, Adem Yorsat ve Salih Özcan’ın babaları işsiz, Mikail Erensin Kağıthane’de tek göz gecekonduda oturuyor, Abdulkadir Kalkan’ın babası polismiş Bingöl’de şehit olmuş, Seda Kucur’un babası ise pazarcılık yapıyor...
       Diyarbakır İlköğretim Okulu öğrencisi Yalçın Yalınkılıç ve Kütahya Köprüören Köyü’nden Bekir Boz ise İstanbul’u ilk kez görenlerden. Köyde hem okula giden, hem de çiftçi babasına yardım eden Bekir, sınava kendi kendine hazırlandığını söyledi. Gelecekte matematikle ilgili bir bölüme girmek istediğini söyleyen Bekir, Taksim’e hayran olduğunu söylüyor.
       Yatılı öğrenci olduğu için İstanbul’u yeterince gezemediğini belirten Bekir, “Ailemden ilk kez ayrı kaldığım için çok üzülüyorum. Ancak İstanbul’u görmenin mutluluğu ve heyecanı ayrı. Beni en çok şaşırtan İstanbul’un kalabalığı oldu. Henüz İstiklal Caddesi ile Beyazıt’ı gezebildim. Bizim köyden çok farklı" diye konuştu.

       Masraflar okuldan
       Galatasaray Lisesi Müdürü Prof. Dr. Ethem Tolga ise Anadolu ve İstanbul’un varoşlarındaki çocukların elde ettiği başarıyı bir patlama olarak niteledi. Zoru başararan bu çocukların gelecekte Türkiye’nin yıldızı olacağına inanan Tolga, “Ben de Anadolu’dan geldiğim için bu çocukların durumunu çok iyi anlıyorum. Okul olarak, durumu iyi olanlardan kayıt sırasında 1.5 milyar lira bağış aldık. Toplanan paraları da dar gelirli ailelerin çocukları için kullanıyoruz. Öyle olaylarla karşılaştık ki, duygulanmamak mümkün değil. Ayda 90 milyon lira maaş alan bir velimiz, parasının okul servisine bile yetmeyeceğini söyleyerek çocuğunun kaydını yaptırmak istemedi. Ancak eğitimlerini üstlenerek aileleri ikna ettik" dedi.
       Çocukların yatılı kalmasının en doğru olacağını söyleyen Tolga, “Yatılı öğrenciler arasında sınıf ayrımı olmaz. Bütün öğrenciler aynı ortamı paylaşır ve eşitliği öğrenir" diye konuştu.

       Selen bir numara
       Annesi ortaokul, babası ilkokul mezunu olan 14 yaşındaki Selen Akben, 944 fen, 922 eşit ağırlık puanıyla Galatasay Lisesi birincisi oldu. Annesi ev hanımı ve babası da 125 milyon lira maaşla bir tekstil firmasında satış elemanı olarak çalışıyor. Selen’in 400 milyon lira tutan kitap parasını okul karşıladı.
       Dersaneye akrabalarının yardımıyla gittiğini ve başarısının sürpriz olmadığını söyleyen Selen, “Kazanacağımı biliyordum, ama birinciliği düşünmemiştim" dedi.
       Selen’in başarısıyla onur duyan Şadiye ve Hacı Akben çifti ise “Selen daha okula gitmeden televizyonda ‘Susam Sokağı’ programını izleyerek okuma - yazma öğrendi. Biz okuyamadık, bari çocuğumuz okusun" dedi. Baba Akben ayrıca, “Üç ay öncesine kadar işsizdim. Keşke durumum müsait olsaydı da kızımın bütün ihtiyaçlarını kendim karşılasaydım. Selen de arkadaşlarına karşı kendini ezik hissetmeseydi" diye konuştu.

Yazarlar