Editörün Seçtikleri Güzellerin yerinde olmak istemezdim

Güzellerin yerinde olmak istemezdim

29.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Güzellerin yerinde olmak istemezdim

Güzellerin yerinde olmak istemezdim


Hülya Avşar, Miss Euro Türk yarışması öncesi duygularını işte bu sözlerle anlattı..


       Berlin in Berlin filmiyle 12 yıl önce Berlin’e gelen ve 1 ay Türkler’in yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg semtinde film çalışmaları yapan Hülya Avşar, Milenyum’da tekrar Berlin’de olmaktan son derece mutluydu.
       Miss Euro Türk güzellik yarışmasına jüri üyesi olarak davet edilen Avşar, tüm yorgunluğuna rağmen Milliyet’in sorularına içtenlikle cevap verdi.

Güzellik heyecanı onu yordu

       Kanal D ve Alovatan’nın ortak organizasyonu, kendisinin de bir zamanlar aynı heyecanı yaşadığını belirten Avşar, duygularını şöyle anlattı:
       “Şimdi onların yerinde olmak istemezdim. O heyecan, çok bambaşka bir duygu, Yüreğim bu heyecanı nasıl taşırdı bilemiyorum. Bildiğim tek şey, yarışma öncesi yaşadıklarım ve jüri üyelerine bakıp, içimden ‘tanrım benim kaderimi nasıl tayin edecekler?’ dediğim. Bunu hiç unutmadım. Ya da, ‘ben bu kadar kızın arasından nasıl seçileceğim?’ diye hep o bildik sorulara, cevap aramıştım. O yüzden aslına bakarsanız ne jüri üyesi olmak isterdim, ne de yarışmacı; çünkü karar vermek çok zor.

“Avrupalı olmak hala zor"

       Avşar’a, Türkiye ile Avrupa arasında ne gibi farklılıkların bulunduğunu, aramızda gerçekten bir uyum sorunu olup olmadığını da sorduk. Avşar’ın cevabı şu oldu:
       “Ortada gerçekten çok büyük farklılıklar var. Şöyle bir bakın, havaalından kent merkezine gelinceye değin, ne bir kırmızı ışık ihlali yaşadım, ne bir korna sesi duydum, ne de eksozlardan çıkan kirli havayı solumak zorunda kaldım. Korkunç düzenli bir kent. Huzurlu ve sakin bir ortamda gitmek istediğiniz noktaya ulaşıyorsunuz. İnsanlar beyinlerinde çok konuyu aşmışlar ve bunu günlük yaşamlarına taşımışlar. Bunları Türkiye’de yaşayamadıktan sonra, Avrupalı olmak gerçekten çok zor."
       Hülya Avşar, ard arda yaşanan deprem felaketleri sonrası Türk ve Yunan halkları arasında doğan dayanışmaya da değindi. Sanatçı olarak bu dostluğa destek verdiğini belirten Avşar, yeni albümünde Rumca şarkı söylemesi teklifine de sevinerek ‘evet’ dediğini söyledi. Avşar, bu konuda şarkı ve düet yapacağı Yunanlı sanatçının seçimi aşamasında olduklarını kaydederek, “Sanıyorum önümüzdeki günlerde bir sonuca varacağız" dedi.

Türkler’e çağrı

       Avşar, son olarak Avrupa’da yaşayan Türkler’e de şöyle bir mesaj verdi:
       “Burada yaşayan Türkler, bizim Avrupa’da ki yüzümüz. Yaşam tarzları, disiplinleri, kültürleriyle, bizleri temsil ettiklerini hiç bir zaman unutmasınlar. Türk olmanın onuru ve gururunu taşısınlar ve bu asaleti, içinde yaşadıkları topluma en güzel değerlerle yansıtsınlar..

Kız kardeşi sayesinde kraliçe oldu

       Miss Euro Türk 2000 kraliçesi güzeller güzeli Yonca Ön’ün, bunu kız kardeşi Gonca’ya borçlu olduğu ortaya çıktı.
       Kraliçelik sevincini babası Tabzonlu Ata ve annesi İzmir’li Nervis Ön’ün kollarında yaşayan 21 yaşındaki Yonca, “Bu adımı attığımız gün, sonucun böyle olacağının tahmin dahi etmiyorduk. Yarışmada birinci gelmem hem benim için hem de ailem için büyük bir sürpriz oldu. Mutluluktan uçuyorum. Herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
       Yonca’nın bu sözlerinin ardından, tekstil mühendisi anne Nervis hanım, küçük kızının ablasına yaptığı sürpriz ile gelen kraliçeliği anlattı.
       Yonca’nın çocukluğundan itiraben bale eğitimi aldığını belirten Nervis Ön, bu sürprizi şöyle anlattı:
       “Öğretmenleri Yonca’nın bir yarışmada mutlaka şansını denemesini tavsiye etmişlerdi. Ancak biz bu yarışmaya kadar, böyle bir konuyu gündeme dahi almadık. Anne ve baba olarak, kızlarımızın eğitimini her şeyden önde tuttuk. Ama küçük kızım Gonca, bu yarışma ile ilgili kağıtları ablası adına doldurarak, sürpriz yapmak istedi. Ardından ön elemeler için Yonca çağrıldı. Hepimiz çok heyecanlandık. Sonra ilk 20 genç kızın arasına girdi. Ve kızımızın adı birinci olarak açıklanınca, hepimiz gözyaşlarına boğulduk. Kızımızın bu mutluluğunu görmek, büyük kıvanç ve onur yaşattı."
       Yonca’nın baba mesleğini sürdürdüğünü belirten ve 1972 senesinde Almanya’ya gelen Ata Ön de, gururunu şu kelimelerle ifade etti:
       “Yarışma gecesi gördük ki, geleceğimizi iyi bir jenerasyona bırakacağız. Geceye katılan tüm genç kızlarımız çok güzeldi. Eğitimleriyle, kültürleriyle Avrupa’ya Türk kızını gösterdiler. Genç kuşakların başarısı bundan sonra da, yerimizi alacak gençlerimize örnek olsun.

Yazarlar