Mülkiye bir yıldızını kaybetti

12 Eylül 1980 darbesinin ardından büyük baskılar gören Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki (Mülkiye) zor koşullara direnerek binlerce öğrenci yetiştiren ve genç yaşında okulun efsaneleşmiş hocaları arasına adını yazdıran Prof. Dr. Yavuz Sabuncu (59) yaşamını yitirdi.1948'de İstanbul'da doğan Sabuncu, Sultanahmet İlkokulu, İstanbul Erkek Lisesi ve Ankara SBF'yi bitirdi. 1970'de SBF'nin "siyasi ilimler" doktora programına başlayan Sabuncu 1971'de Avusturya hükümetinin bursuyla Linz Sosyal Bilimler Yüksekokulu'nda "misafir öğrenci" olarak ders gördü. Türkiye, yaşamı boyunca hukukun insan için ve insanlık yararına yorumlanması ve uygulanması gerektiği görüşünü savunan önemli bir bilim adamını kaybetti. Zor dönem başlıyor 1974'te askere gitmeden önce kısa bir süre banka müfettiş muavinliği yapan Sabuncu 1976'da SBF Anayasa Hukuku kürsüsünde asistan oldu. 1979'da doktorasını tamamlayan ve tezi "Sosyalist Ülkelerde Yönetime Katılma" başlığıyla yayımlanan Sabuncu ile meslektaşları ve öğrencileri için zor bir dönem de başladı. 12 Eylül darbesinin baskılarını en yoğun biçimde hisseden kurumların başında gelen Mülkiye'de Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Cem Eroğul'un da aralarında bulunduğu çok sayıda iddialı akademisyen üniversiteden uzaklaştırılırken, o sırada asistan kadrosunda yer alması Sabuncu'yu bu dalgadan korudu.Ancak Sabuncu, ders isimlerinin bile değiştirildiği bu dönemde üniversiteden uzaklaştırılan hocaların uyguladığı programı sürdürdü, okuldan atılan meslektaşlarını hukuk mücadelesinde yalnız bırakmadı. 1994'te, "özerk üniversite" talebiyle gündeme gelen Öğretim Üyeleri Sendikası'nı kuran 18 isim arasında yer aldı. F tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamalarının kaldırılması talebiyle "İnsan Hücreye Sığmaz" adı altında hazırlanan metne imza koyan 100 dolayında akademisyen ile Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılacak Ermeni Konferansı'nın mahkeme kararıyla engellenmesini protesto edenler arasında Sabuncu da vardı.Rahatsızlığı nedeniyle ABD'de de tedavi gören, ancak hastalığının ilerlemesi nedeniyle Ankara'ya dönen Sabuncu, önceki akşam evinde yaşamını yitirdi. Mülkiye'nin yanı sıra Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi'nde de dersler veren Sabuncu, Annan Planı çerçevesindeki birleşik Kıbrıs temelinde KKTC için planlanan anayasa çalışmalarını hazırlayan komisyonda da görev aldı. Oğlu Ali ve eşi Hülya Sabuncu'nun, "Klişe olarak söylemiyoruz. Çok iyi bir insan ve ailesini çok seven bir babaydı" diye tarif ettiği Sabuncu, arkeolojiye olan merakıyla da tanındı. Kayıtlı olarak tarihi eser ve pul koleksiyonculuğu yapan, iyi bir briç oyuncusu olan Sabuncu'nun dikkat çeken özelliklerinden biri de, eşi ve arkadaşları için takı tasarlamasıydı. Koyu bir Galatasaray taraftarı olan Sabuncu, akciğer kanserine yakalanmasına da neden olan sigarayı yaşamı boyunca bırakmadı. Kayıtlı koleksiyoncu ve iyi bir briç oyuncusuydu