Yaşam ‘Pala Şair’ tekrar İstiklal Caddesi’nde

‘Pala Şair’ tekrar İstiklal Caddesi’nde

18.09.2008 - 01:40 | Son Güncellenme:

İstiklal Caddesi’nin simgelerinden Pala Şair, ölümünden 4 ay sonra güncel sanatın genç isimlerinden Halil Altındere’nin balmumu heykeliyle mekânına geri döndü

‘Pala Şair’ tekrar İstiklal Caddesi’nde

Tam 15 yıl boyunca, kar kış, yağmur çamur demeden İstiklal Caddesi’nde Ağa Camii’nin önünde olurdu Pala Şair... Geçen mayıs ayında vefat eden Pala, üzerindeki sayısız madalyası, koca tespihi, palabıyıklarıyla İstiklal’in simgesi olmuştu. İnsanları durdurur şiirler okur, onlarla fotoğraf çektirirdi. Kimilerine göre meczuptu, kimilerine göreyse hayatla dalgasını geçiyordu...
Asıl adı Mustafa Yağcı olan Pala Şair, İstiklal Caddesi’nde arzı endam ediyor. Yine yoldan gelip geçenlerle fotoğraf çektirecek belki... Nasıl mı? Güncel sanatın genç ve yetenekli isimlerinden Halil Altındere’nin Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi’nde açılan “Bunun bir sergi olduğundan emin değilim” adlı sergisiyle... 

Heykelin öyküsü
Altındere, Pala’nın balmumu heykelini İstiklal Caddesi’ndeki galerinin dışında, yoldan gelip geçenlerin görebileceği şekilde sergiliyor. Zaten serginin tek işi de Pala’nın balmumu heykeli. Altındere, Pala Şair’in heykelinin ortaya çıkış serüvenini şöyle anlatıyor:
“2002 yılında ‘Süper Türk’ işimi Pala Şair için yapmıştım. Bu çalışmada Pala, Süpermen tişörtü giymişti gömleğinin altına. Gömleğini açıp tişörtünü gösteriyordu. Sonra yıllarca balmumu heykelini yapmak istedim. 2007’den beri de bu heykel üzerinde çalışıyoruz. Pala kendisini Atatürk’ten sonra en önemli ikinci Türk olarak görüyordu.
Onun istediği aslında yaşamsal ve ekonomik açıdan olmasa da bir anlamda gerçekleşti; geleceğe kalma, ölümsüzleşme anlamında... Şimdi iki heykel var bu kadar gerçekçi. Biri Anıtkabir’de Atatürk’ün balmumu heykeli diğeri de bu. Böylelikle geleceğe kalacak Pala.”

Bir yıllık çalışma
Ekibiyle birlikte 1 yıldır üzerinde çalıştığı Pala’nın heykelini, Saint Petersburg’da yapmış Altındere. Sanatçı, heykelin yapım aşamasında Pala ile görüşmeler yapmış, onun yüzlerce fotoğrafını çekmiş, ölçülerini almış. Fakat Pala, ne yazık ki heykelin son halini görememiş. Heykele baktığımızda sanki karşımızda beliriyor. Yüzde 90 aynısı. Ceketindeki madalyalara kadar... Tüm aksesuvarlar 3 aylık bir arayış sonrasında orijinaline en yakın şekilde toplanmış.
Politik düşünüp üreten bir sanatçı Halil Altındere ve bu çalışmasıyla da politik altyapıyı sunduğuna inanıyor:
“Bir şey yapmaya karar verdiğin an’ın kendisi politik bir karar bana göre. Burada malzemeye baktığında balmumunu görüyorsun. Hep tarihe mal olmuş figürlerin, ünlü oyuncuların balmumu heykelleri yapılmış. Hayatımızın içinden, sıradan birinin balmumu heykelinin yapılması politik bir tercih bence. Sergileme biçimi de öyle.
Çünkü galeride değil, cadde üzerinde sergiliyoruz. Müzelik bir yapıt gibi sunulması ama cadde üzerine yerleştirilmesi... Üstelik sürekli İstiklal’de heykel gibi duran birini dondurup buraya geri getirmek... Bütün bunların hepsi politik bir tercih.”

Kişisel sergi açmadı
Sanatçının heykeli Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi için Rene Block editörlüğünde, Melih Fereli danışmanlığında hazırlanan “İstiklal Serüveni” adlı sergiler dizisinde yer alıyor. Zaten Altındere de başlığı göz önüne almış sergisi için nasıl bir iş üretmesi gerektiğini düşünürken...
12 yıldır güncel sanata dair üretimler yapan ve yapıtlarının pek çoğunu ya karma sergilerde ya da yurtdışında sergileyen Altındere “kişiler ve kurumlarla buluşamaması” nedeniyle Türkiye’de bugüne kadar kişisel bir sergi açmadığını söylüyor.  Altındere hemen hemen her eserinin ardından tepkiler, yasaklamalar ve davalarla uğraşıyor:
“Bugüne kadar dava da açıldı, hakkımda Meclis’te gensoru, dinci gazetelerde fetva da verildi. Yaptığım bir performans yüzünden vandalizmle; başka bir işim nedeniyle de satanizmle suçlandım. 301 davası da açıldı bana.
Hiçbir zaman planlayarak yapmamışımdır işlerimi. Görürüm, izlerim, dinlerim, etkilenirim ve sonra eserimi üretirim; başım belaya girer mi diye de düşünmem. Nasıl hissediyorsam öyle yapıyorum ama sonuçlarını toplum, kolluk kuvvetleri kaldıramıyor.“

Yazarlar