Editörün Seçtikleri Reyting için vuruşanlar

Reyting için vuruşanlar

28.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Reyting için vuruşanlar

Reyting için vuruşanlar

       TARTIŞMA, sabaha kadar sürdü. Stüdyoya telefon yağdı. Kamuoyunun gündemine geceyarısı düşen konu, gündemin diğer maddeleri gündüz gözüyle halledilmiş olsa gerek ki, en önemli mesele haline geliverdi.
       Telefonlarını piyano virtüözü hızıyla tuşlayanlar fikirlerini söyleme lüksünü elde etti: "Gazinolar neden kapanmıştı? Ne olacaktı gazinosu kalmamış Türkiye'nin hali?"
       "A Takımı" başladığında tartışmacılar ve izleyiciler, bilinçaltlarında "gazinoların neden kapatıldığına" ilişkin ne denli çok veri olduğunu, "gazinoların kapanmasının" ruhlarının derinliklerinde ne derin yaralar açtığını farketti.
       "Mankenlerin oyuncu olup olamayacağı" ya da "Kadınların neden kötü araba kullandığı" tartışılabilirdi.
       Yaraya neşter vurulacak ve Savaş Ay'ın deyimiyle "Türkiye toplumu deşifre edilecekdi." Yani incir çekirdeğinin veya bir bardak suyun içinde fırtınalar esen bir Türkiye fotoğrafı bulacaklardı.
       Türk televizyonlarının yeni rating şampiyonu tartışmalar, profesyonel bir tartışmacı güruhunun oluşmasına da neden oldu.
       Ay'ın bu tartışmacılardan oluşan "A takımı" deneme yanılma yöntemiyle seçildi. Gerçekten savundukları değil olay çıkaracak fikirleri ortaya atmaları gerekiyordu. Bir programda biraz barışsever, bir parça bilimsel konuşan biri bir sonraki programa çağırılmayacağından emin olabilirdi. Ay, bu tür konukları "mıy mıy" ya da "kitabi" buluyor ve diskalifiye ediyordu.
       Böylelikle A takımı belirginleşti: Gazinocular veliahtı Sacit Aslan ve eşi Yasemin Kutsi, Ayşe Özgün Şov'daki performansıyla farkedilen Romalı Perihan, rantiye oyuncu Banu Alkan, seyircileri göğüslerini göstermekle tehdit eden şarkıcı Gamze Bulut, DJ Mehmet Ali Kişioğlu, "entel maganda" lakaplı Levent Oran, antikacı Filiz Kansu... Bunlar görece ünlü konuklar. Ay, bir de sokaklardan tartışmacı seçiyor. Bir dış çekimde seyircilerin, ölen karısının ardından döktüğü gözyaşlarıyla tanıdığı ancak canlı yayında gelen bir telefonla "karısını sağlığında baltayla kovaladığı" ortaya çıkan işportacı gibi.
       Bazan konuklar canlı yayında üstü açılmadık lafları ağızlarından kaçırabiliyor. Bu tür bir durumda konuğu programdan kovmak da şovun bir parçası. Tartışmalardan defalarca kovulan Oran'ın eninde sonunda yine davet edilmesiyse konuğun rating için ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
       Bol ratingli tartışmalarda olaylar da çıkıyor. Oran'a saldırarak dişini kıran "Roman güzeli" Gamze Bulut, ertesi gün ana haber bültenlerine konuk oldu. Ancak aynı dakikalarda bir başka kanal Oran'la Bulut'un danışıklı dövüştüklerini Oran'ın basın danışmanının ifşaatını gizli kamerayla tesbit ederek ortaya çıkardı. Buradaki diğer şaşırtıcı olgu ise tartışmacıların artık basın danışmanlarıyla çalıştıklarıydı.
       Tartışmacıların arkasında bir menajer olduğu da iddia ediliyor. Oran, Kansu gibi isimlerin yanında diğer rating prensesleri ise "Kumkapı sanığı" Zeynep Uludağ ve "Kumkapı mağduru" Gülten Kızılkaya'nın da travestiler kraliçesi Sisi'yle çalıştığı ileri sürüldü.
       Tartışmalara "Prestij Müzik Ailesi" adındaki "klan"ın şarkıcıları arasından bir isim de mutlaka çağırılıyor. Ve bu şarkıcıya yönelik bir eleştiri geldiğinde dışarıda bekleyen "Prestij"in yapımcısı Hilmi Topaloğlu olay yerine intikal ediyor.
       Hakan Aygün'le Mehmet Tezkan'ın sunduğu "Aslında ne oldu" ise geçen hafta televizyon haberciliğini mercek altına aldı. Bu program ise konukları provoke etmek isteyen iki sunucunun sıradışı saptamaları ve konukların tezlerine karşı ileri sürdükleri aykırı fikirlerle dikkat çekiyor. Geçen hafta "Ne olacak bu haberlerin hali" konulu programlarında tiyatrocu Nurseli İdiz habercilerin savunması gereken fikirleri dile getirdikçe habercilikten gelme iki sunucu İdiz'e şiddetle karşı çıktı.
       Evet, şu sıralar nüfusumuzun bir bölümü telefon tuşlamakla meşgul. Hiç kazanmadıkla ünü kazanmak için, hiç tartışmadıkları konuları tartışmak için...

       AYŞE Özgün ve Hakan Aygün ekranın reyting kahramanlarıyla ilgi konuştular. Özgün, "Topluma radikal gelen konuşmalar dünyanın her yerinde insanların ilgisini çeker. Oran'la aynı kategoride olan birçok insan var. Buna ben öncülük ettim. Ancak bu süreklilik gerektirmez. Bu tür programları seyirciyi sarsmak için aralara serpiştirdim. Şöhrete gelince, onlarda para kazanmak için ellerine geçen fırsatı değerlendiriyorlar" dedi.
       Gonca Uyanık'ı "Gece Hattı"na yalan makinasıyla birlikte canlı yayına çıkaran Hakan Aygün, Levent Oran ile Gonca'yı farklı açılardan değerlendirdi. Aygün, "Başlangıçta Uyanık derdini anlatmak çabasındaydı. Sonra çevrenin ona karşı olan ilgisini kullandı" diye konuştu. Oran'ı mürekkep yalamış bir adam diye tanımlayan Aygün, "Onun sınırları yok. Direttiği görüşler Türkiye'de var olan ve çözülemeyen sorunlardı. Faydasını o gördü. Sözkonusu insanların ilgiyi paraya çevirmeleri, onlara bu kapıların rahatça açılmasından kaynaklanıyor" dedi.


Yazarlar