25.05.2021 - 11:15 | Son Güncellenme:
Rahat bir nefes almak, rahat konuşmak, yemek yerken yutkunma zorluğu yaşamamak… Hepsi yaşam rutini içinde sahip olduğumuz özellikler olsa da tiroidin fonksiyonlarını yerine getirmemesi ve kansere yol açmasıyla birer lükse dönüşebiliyor.
Ailede tiroid kanseri geçmişi olan kişilerde risk 7 kat fazla
Kanser çeşitleri arasında bir tür var ki, son 10 yılda büyük bir ivme kazanarak liderlik yarışında ipi göğüslüyor. Üstelik bu ivmeyi günümüzde de koruyan tür ise tiroid kanseridir. Sıklık olarak tiroid kanseri, kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci sırada geliyor. Bu artışın belki de en önemli sebebi ultrasonografi ve ince iğne biyopsisinin daha sık uygulanmasında yatıyor. Ancak aynı zamanda bölgesel ya da sistemik radyasyonun etkisi de yadsınamaz bir rol üstleniyor. Ailede tiroid kanserinin varlığı da oldukça etkili bir faktör. Özellikle birinci derece yakınında tiroid kanseri olan olgularda tiroid kanser riski 7 ila 8 kat artış gösteriyor. Bu, iyi diferansiye kanser denilen ve en sık görülen tipler için geçerlidir. Tiroid kanserleri içerisinde en sık görülen tipi ise papiller tiroid kanseridir.
Her nodüle ameliyatla müdahale etmek doğru değil
Ülkemizde her yıl yaklaşık 60.000 tiroid ameliyatı gerçekleştirilmektedir. Bunların büyük bir bölümü kanser ya da kanser kuşkusu amacıyla yapılmaktadır. Önemli olan tiroid nodülünün var olduğu her durumda ameliyat gerekmediğini bilmektir. Nodül tespit edildiğinde de endişe etmek yerine kaliteli bir ultrasonografi ve gereğinde yine ultrasonografi eşliğinde ince iğne biyopsisinin yapılması uygundur. Her nodül ameliyat gerektirmediği gibi her nodül de biyopsi gerektirmeyebileceğinin altını çizmek gerekir. Eğer ki, nodül ilgili uzman tarafından takibe alınırsa bu takip süreci tekrarlayan biyopsilerle değil, düzenli aralıklarla muayene ve ultrasonografi ile gerçekleştirilir. Tekrarlayan biyopsi gereğinde yapılır. Takibe alınan hastaya mutlaka tiroide yönelik ilaç verilmeli düşüncesi de yanlıştır. Hastayı değerlendiren hekim, kan tahlillerine göre bu durumu da göz önünde bulunduracaktır.
Nodüle yapılacak müdahale; muayene, kan tahlilleri, ultrasonografi ve gereğinde ince iğneli biyopsi ile anlaşılıyor
Vücudun orkestra şefi diye adlandırdığımız tiroid bezi, yapısal olarak nodül oluşturmaya eğilimli olsa da tiroid hormon değerleri genelde bundan etkilenmez ve normal aralıklarda raporlanır. Tiroid değerlendirilmesinde, hasta sorgulaması ve fizik muayenenin ardından kan tahlilleri ile tiroidin fonksiyonu mutlaka değerlendirilir. Ultrasonografi ise tiroid değerlendirmesinin steteskopu gibidir. Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği gibi vazgeçilmezdir. Tiroid nodülü yönetiminde ultrasonografi gibi ince iğne biyopsisi de rutin uygulamalardan biridir. Her ne kadar sık yapılıyor olsa da deneyimli bir uzman tarafından yapılması önemlidir. İşlem genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir, yani işlem yeri bölgesel olarak uyuşturulur. Olası ağrı nedeniyle tedirgin olunmasına gerek yoktur. Sonuçta, bu işlemle elde edilen bilgiler sayesinde nihai olarak nodül ve hastanın sağlığı hakkında en doğru yol haritasının oluşması sağlanacaktır.
Ameliyatta tiroidin yarısı veya tümü alınabilir
Tüm tetkikler sonucunda tiroide yönelik ameliyat önerilecek olursa, ilgili cerrah tarafından hastalık, tedavi şekli, tedavi alternatifleri ve cerrahi işlemin riskleri ayrıntılı anlatılıyor. Tiroid kanser ameliyatı söz konusu ise tiroid bezinin yarısının alınması yetebileceği gibi boyun yan tarafındaki lenf bezlerini içeren ve tüm tiroid bezinin alınması da söz konusu olabilir. Hangi tiroid kanserinde hangi ameliyatın uygun olacağını en iyi bir şekilde uzman hekim aynı şekilde hasta ve yakınlarına aktaracaktır.
Tiroid ameliyatından bir gün sonra taburcu olmak mümkün
Tiroid bezinin alındığı ameliyatlarda hastayı; evden gelip, geldiği gün ameliyat olup ve ertesi gün taburcu olduğu bir süreç bekliyor. Tiroid ameliyatlarında en sık görülen komplikasyonlar ise ses kısıklığı ve kalsiyum düşüklüğü. Gösterilen bütün özene rağmen bunlar gerçekleşebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu komplikasyonların çoğu geçicidir. Her tiroid nodülü ameliyat gerektirmese de değerlendirilmesi şarttır. Dolayısıyla ‘Dünya Tiroid Günü’nü fırsat kabul ederek tiroid bezini değerlendirtmek önemlidir. Bu noktada bireylerin yapması gereken, uzman bir hekime giderek tahlillerini yaptırmasıdır.