TÜRKLER ve MÜSLÜMANLIK

27 Nisan 2021

Alman tarihçi Von Karabacek şöyle diyor: “Türklerin İslam’ı kabul edip Müslüman bir kavim olarak tarih sahnesine çıkmaları gibi başlangıçta o derece ehemmiyetsiz görünüp de sonradan o kadar büyük tesirler yapmış olan bir olay dünya tarihinde hemen hemen gösterilemez.”[1]

            Bu sözün, üzerinde durmayı çok az kimsenin akıl ettiği bir gerçeğin ifadesi olduğuna hiç şüphe yoktur. Türkler Müslüman olduktan sonra önce kendi tarihlerinin anlamını ve seyrini değiştirmişler; sonra bu sıralarda gerileme trendine giren İslam dünyasının rotasını gelişmeye ve yükselmeye çevirmişler; daha sonra da dünya tarihinin kaderi üzerinde çağ kapatıp çağ açacak kadar büyük roller oynamışlardır.

            Türkler, İslam’ı benimsemekle yeni bir ruh ve yeni bir dinamizm kazanmışlar; bu ruh ve dinamizmle yepyeni hedeflere ve ufuklara kanat açmışlardır. Doğuştan

Yazının Devamı

DİNİMİZDE HAYVAN HAKLARI

26 Nisan 2021

Biliyoruz ki dünyamız sadece insanlar için değil tüm canlılar için hazırlanmış bir mekândır. Hayvanların da bu mekânda insanlar gibi doğma, büyüme ve yaşama hakkı bulunmaktadır. Yaratıcı Kudret, doğadaki hayranlık uyandıran muazzam dengeyi sadece insanlar için değil hayvanları ve bitkileri de kapsayan bütün canlılar için kurmuştur. Dünyadaki bütün nimetler; insanlar, hayvanlar, bitkiler için ortaktır. Hava ve su, insanlar için gerekli olduğu kadar hayvanlar ve bitkiler için de gereklidir. Dolayısıyla tüm canlıların ortak istifadesine sunulmuştur. Ama günümüzde insanlar ve toplumlar dünyanın nimetlerini, zenginliklerini büyük bir hırsla ve bencillikle tüketme yarışına girişmişlerdir. Böyle bir yarışa kendini kaptırdığı için başka insanları bile düşünmeyen insanoğlundan yeryüzünde kendisi kadar yaşama hakkı olan hayvanları düşünmesi beklenebilir mi?

Nitekim insanların çoğu; evcil olsun, vahşi olsun hayvanlara karşı istediği gibi davranabileceği, itip kakabileceği, vurup

Yazının Devamı

ÜLKEMİZDE DİN ALANINDAKİ HOŞGÖRÜSÜZLÜK

25 Nisan 2021

İnsanımızda, toplumumuzda ve toplumumuzun farklı politik, ideolojik ve dini görüşteki kesimleri arasında genel olarak derin bir dar görüşlülük egemen. Ne bireylerin ne de politik, ideolojik ve dini grupların birbirlerinin farklı düşüncelerine, farklı görüş ve kanaatlerine saygısı var. Her kesimin birbirine tahammül esnekliği dibe vurmuş durumda. Daha da kötüsü paralel görüşteki toplum kesimlerinin kendi içlerinden çıkan farklı seslere de tahammülü yok.

Bu yazıda yalnızca dindarlarda, dini çevrelerde var olan derin hoşgörüsüzlükten, diğer bir ifadeyle bağnazlıktan; kendi içlerinden çıkan farklı seslere, farklı yorumlara bile tahammülsüzlükten söz edeceğiz.

Dinler tarihinde en baştan beri belli kişi ve grupların kendilerini dini anlama ve yorumlama tekeline sahip olarak görmeleri, başka türlü anlama ve yorumlama girişimlerini sapıklık saymaları, din alanının iyi bilinen gerçeklerindendir. Bu yüzden çok büyük haksızlıklar, zulümler yapılmış; işkenceli cinayetler işlenmiştir.

Yazının Devamı

KOMŞULUK

24 Nisan 2021

Komşuluk, ailelerin birbirlerine işleri düşebilecek, işleri düştüğünde de isterlerse birbirlerinin yardımına koşabilecek kadar yakın yaşamaları, her an görüşülüp konuşulacak bir mesafede bulunmalarıdır.

İnsanlar tek başlarına yaşayamayacakları gibi, tek bir aile de başka ailelerle münasebet kurmadan yaşayamaz. Her ailenin birtakım özel problemleri yanında, birbirine benzer problemleri de vardır. Doğumlar, ölümler, hastalıklar, bazı kaza ve afetler her ailenin karşı karşıya kalabileceği durumlardır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında bir ailenin fertlerinin çabaları yeterli olmayabilir. Hısım, akraba uzakta, hemen yetişmeleri mümkün olmayan yerlerde bulunabilir. İşte böyle durumlarda iyi komşulara sahip olmak başlı başına bir servettir.

İslam dini, dünya hayatının barış ve huzur içinde geçmesine, insanların kardeşçe yaşamalarına önem vermiştir. Komşuluk dünya yaşayışının mutluluk içinde geçmesine yarayacak en önemli ortamlardan biridir. Peygamberimiz bunu ifade etmek için, “Dünyada üç şey Müslüman

Yazının Devamı

YUNUS EMRE: GERÇEK VE ÖRNEK BİR DİNDAR

23 Nisan 2021

UNESCO; 2021’i, vefatının 700. yılı olması münasebetiyle “Dünyada Yunus Emre Yılı” olarak kabul ve ilan etti. Yunus Emre Türk milletinin bir ferdi olduğu için bu kabul elbette biz Türkler için de bir onurdur.

Yunus Emre; 13. Yüzyılda, halkının diliyle Türk tekke edebiyatını veya diğer adıyla tasavvufî halk edebiyatını başlatmış; bu edebiyatı büyük bir liyakatle temsil etmiş; şair, bilge, din ulusu bir şahsiyettir. Kurucusu olduğu edebiyatın da en büyük şairidir.

Yunus Emre, girişten anlaşılacağı üzere çok yönlü bir insandır. Şairliği, bilgeliği, dindarlığı, ermişliği gibi ayrı ayrı üzerinde durulmaya değer imtiyazlara sahiptir. Bunların hepsinden daha fazla öne çıkan,  onu farklı kılan ve bütün insanlığa mal eden yönü ise sınırsız, ayrımsız, evrensel insan sevgisidir. O, eşsiz ve benzersiz bir sevgi misyoneridir.

            Sevelim sevilelim

Bu dünya kimseye kalmaz.

gibi nice söyleyişleriyle sevgiyi evrensel tahtına Yunus Emre oturtmuştur. Onun sevgisinin sınırı yoktur.

Yazının Devamı

DEİZM NEDİR, NİÇİN YÜKSELİYOR?

22 Nisan 2021

Deizm, Fransızca “déisme”in dilimizdeki söylenişidir ve “tanrıcılık” demektir. Dinlerden ve peygamberlerden bağımsız olarak akıl yoluyla ulaşılan, evreni ve içindekileri yaratan bir Tanrı’nın var olduğunun kabulüdür. Deistlere göre bu; saf, bozulmamış; üzerinden istismarlar yapılmamış bir tanrıcılıktır. Tersi ateizm (Fransızca athéisme) tanrı tanımazlık demektir. Tanrı tanımayana da ate (athé) denir.  Kendisi tanrı tanımamakla yetinmeyip bunu başkalarına da telkin etmeye çalışan kişiye ateist (athéiste) deniyor. Teoloji (théologie), tanrıbilimidir. Teoloji’nin Osmanlıcası ilahiyat’tır.

            Geleneksel deizmde, Tanrı evreni ve içindekileri yaratıp kendi haline bırakmıştır. Evrendeki işleyişe müdahalesi yoktur. Dolayısıyla insanların yapıp ettiklerinden sorumluluğu konusu muğlaktır. Fakat deistler içinde her çağda Tanrının insanları iyilik yaptıklarında, dürüst davrandıklarında ödüllendireceği; kötülük, zulüm ve haksızlık yaptıklarında

Yazının Devamı

PEYGAMBERİMİZ VE ÇOCUK

21 Nisan 2021

Bugünün çocuğu, yarının büyüğüdür. Ülkenin ve milletin kaderinin kendisine emanet edileceği varlıktır. Bunun için bütün dünyada sonucu en garantili yatırım çocuğun maddi ve manevi bakımdan iyi yetişmesi için yapılan yatırımdır. Hz. Ali’nin buyurduğu üzere çok önemli bir nokta da çocukları kendi yaşadığımız zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre eğitmemizdir. 

Dinimizde çocuğa çocuk olarak yaklaşmak en önemli ilkedir. Çocuk çocuktur, robot değildir. Onu otur denince oturan, kalk denince kalkan bir varlık olarak eğitmek asla doğru bir eğitim değildir. Her çocuk çocukluğunu yaşamalıdır. Çocukluğunu yaşaması için de gerekli ortam hazırlanmalıdır. Bu da ana babaların başta gelen görevleridir. Peygamberimizin çocuğa ilişkin uyarısı bu noktada gündeme geliyor. Şöyle buyuruyor Efendimiz: "Çocuğu olan, onun hatırı için çocuklaşsın. (Gerekiyorsa çocukça davranışlarda bulunsun).

           

Yazının Devamı

DİNİ TEBLİĞDE HOŞGÖRÜ VE DİYALOG

20 Nisan 2021

Günümüzde, toplumun bütününe veya cami cemaati, öğrenci gibi belirli toplum kesimlerine hitap eden din görevlileri ve din öğretmenleri, bir görev üstlenmiş insanların en nazik konumda olanlarıdır. Yaptıkları iş, çok büyük bir dikkat, titizlik ve fedakârlığı gerektirmektedir İmam-hatiplik, vaizlik gibi din görevi, fakat bilhassa din-ahlak öğretmenliği aynı zamanda bir sanattır. Bir düşünür, sanatkârı, "elleri, kafası ve kalbiyle birlikte çalışan insan" diye tanımlıyor. Dini bir görev ifa eden kimse, maddî manevî bütün yeteneklerini harekete geçirmeye, kullanmaya, ondan yararlanmaya manevî bakımdan en fazla mecbur olan kimsedir. Ne pahasına olursa olsun, din görevlisi, hitap ettiği insanı kazanmayı, İslâm'a zayıf bağlarla bağlı olanları kuvvetli bağlarla bağlamayı ilke edinecektir. Dine, dini bir atmosfere hiç ilgi duymayan, hatta karşı tavır alan insanlara bile yaklaşmanın, onlarla diyalog kurmanın ve bunu sürdürmenin yollarını bulacak ve bu yolu daima açık

Yazının Devamı