Kişisel bilgilerimiz ne kadar saklanıyor?

2 Ekim 2011

Geçtiğimiz günlerde A.B.D. Adalet Bakanlığı cep telefonu kayıtlarının GSM operatörleri tarafından ne kadar süre ile saklandığına ilişkin önemli bir açıklama yaptı. Amerika'nın önde gelen telekom şirketlerinin oldukça farklılaştığı data saklama konusunda Verizon pek çok noktada diğerlerinden daha avantajlı durumda.

İlk bakışta dataların saklanması kulağınıza olumlu bir şey gibi geliyor olabilir ancak iş, özel hakların korunması olarak bakıldığında bir hayli değişiyor. "Yalnızca Hukuki Yaptırım Kullanımı İçin" adı altında bakanlığın açıkladığı bilgilere göre Verizon, özel hak korumasında diğer operatörlere göre bir hayli temkinli. Nerede bulunduğunuz, hangi sitelere girdiğiniz gibi konularda Verizon diğer operatörlerden daha az bir süreliğine bilgileri depoluyor olsa da kısa mesajları en uzun süre ile saklayan operatör durumunda. Diğer operatörler kısa mesajları zaten hiç arşivlemiyor bile.

Facebook'un herkes ile ilgili özel bilgilerini çok uzun süreli olarak saklamasından şikayetçi olanlar bu bilgileri devletin kullandığı görüşünde. Yani ülkemizde de bazı insanların paranoyaklık olarak tanımlayacağı, "Yahu, yasal izni olmadan adam nasıl dinlesin, nasıl takip etsin." gibi

Yazının Devamı

Facebook hakkında soru cevaplar

26 Eylül 2011

Facebook her sene olduğu gibi iyisiyle kötüsüyle yepyeni radikal değişikliklerle çıktı karşımıza. Her değişiklikte yaşandığı gibi olumlu olumsuz pek çok yorum aldı. Gelelim en sık sorulan ve karmaşık görünen temel değişiklikler ile ilgili açıklamalara:

Soru 1: Neden bende yeni Facebook çıkmıyor?

Cevap: Facebook, yeni sürümlerini kademe kademe devreye alıyor. Tüm değişiklikler 800 milyon kullanıcıda birden aynı anda olamıyor. İlk değişiklikler A.B.D.'deki kullanıcılar tarafından deneyimleniyor, ki orada bile hangi bölgede olduğunuza bağlı olarak öncelikli oluşunuz da değişiyor. Aslında bu değişiklikler Facebook'ta kullandığınız dil tarafından tespit ediliyor olabilir. Türkçe kullanıyorsanız, English US dil seçimini yaptığınızda son güncellemeler ile yepyeni kullanıcı deneyimine erişebilirsiniz. Oturumu kapatıp tekrar açma gibi güncellemeye yönelik hareketler de sizi yeni sürümlere dahil etmekte yeterli olabilir.Yeni açıklanan "zaman çizelgesi" de henüz beklenmiyor.

Soru 2: Facebook neden devamlı bir şeyleri değiştiriyor? Durup durduğu yerde/halde kalıverse ya...

Cevap: Olmaaaz, Facebook inovatif bir şirket. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir deyip yeniliklerle dinamizmi

Yazının Devamı

Türkiye’de Vizontele kalmaya mahkumuz

23 Eylül 2011

Filmin o bölümünü seyretmemiş olanlar için özetleyelim: 1970’li yıllarda Türkiye’nin ücra bir kasabasına ilk kez televizyon gelir. Köyün meczubu, her aleti tamir edebilen, kendince icatlar yapan akıllı adamı, televizyonu görür. “Bu ne” der. Oradakiler anlatırlar sinyallere dönüştürülmüş görüntüleri bize gösteren alet diye... Adam bakar, “vallahi ben düşünmüştüm” der... Herkes çok güler bu diyaloğa. Aslında gülünecek bir tarafı yoktur. Türkiye’nin ve onun gibi ülkelerin lanetidir bu. Bu lanetin farkında olmayan herkesin katıla katıla gülmesi normaldir.

Bundan yaklaşık 8 ay önce bir fikrin peşinden koşmaya başladım. Olmayan, yapılmamış bir şeydi. En kaba haliyle Facebook üstünde, platform üstünde bir platform yaratmayı hedefliyordu. İnsanlar burayı o anda ne yaptığını anlatan bir site olarak kullanıyorlardı. Oysa hayatın kendisini buraya taşımak mümkündü. Konusunun uzmanı olan insanlarla da konuşarak dedik ki hayatımızı düz bir yazı haline dönüştürtsek... Herkes hayatımızın bir bölümünü bizim için yazsa. Sonuçta bu yukarıdan aşağı doğru akan hayatın bir nevi kitabı olsa... Farklı gelir modelleriyle birlikte konuyu eni konu her yönüyle paketledik.

Sonra bunun için

Yazının Devamı

Hayatına gireceğim. Kabul ediyor musun?

12 Eylül 2011

Akşam eve gelip kapılarınızı kapattığınızda evinizin içinde kaç kişi daha olsun istersiniz? Eşiniz? Çocuğunuz? Aile büyükleri? Arkadaşlarınız? Komşularınız? Okul arkadaşlarınız? Daha önce kitap aldığınız dükkanın satıcısı? Hep alışveriş yaptığınız marketin yetkilisi? Televizyonunuzu aldığınız dükkan? Sizi internete bağlayan şirket? Onun beraber çalıştığı ama sizin hiç tanımadığınız şirket? Onun daha önce bayiliğini yapmış ama şu anda sizinle hiçbir alakası olmayan insanların çalıştığı yeni şirket? Ev satmak isteyen bir diğer şirket? Doğu Afrika’nın potansiyel kralı?

1980’lerin öncesinde yaşamış olanlar bilirler eskiden ev telefonunun numarası öyle herkese kolay kolay verilmezdi. Çünkü ev telefon numarasının verilmesi, insanları evinize davet etmek anlamına geliyordu. Ya geceleyin biri sizi ararsa? Ya yatma saatinden sonra ararsa? Olacak şey değildi.

Ama sonra o kuşak yaşlandı, yerine yeni bir kuşak geldi. Herkes birbirine şuursuzca cep telefonu numarasını vermeye başladı. Alışverişten sonra, televizyon seyrettikten sonra, kredi kartımızı kullandıktan sonra, hatta

Yazının Devamı

Her siteyi göreyim derken başa neler gelebilir?

13 Ağustos 2011

Youtube’a giremediğimiz yıllarda Başbakanımız “ben girebiliyorum siz de girin” diyerek sansürü baypas edecek yöntemleri kullandığını dile getirmişti. Başbakanımızın kullandığı bu yöntem aslında uzaylıların icat ettiği bir yüksek teknoloji değildi.

Annelerimiz ve dedelerimizin bile bilgisayarında birkaç küçük düzeltmeyle yapacağı bir sistemdi bu. Yabancılar bunun adını proxy diye koymuşlardı. Güzel Türkçemizde çok kullanılmasa da vekil sunucu olarak tanımlanıyordu bu kavram.

En kolay açıklamasıyla sistem şöyle çalışıyordu: Diyelim ki Türkiye üstünden A sitesine gitmek yasak... BTK bunu engellemek için Türkiye ile A sitesi arasına barikat kuruyor. Siz o siteye doğru yola çıktığınızda BTK “yasak” diyerek o yoldan sizi geri çeviriyor.

Bu durumda siz bir anlamda vekaletname çıkarıyorsunuz. Bir yabancı sitenin bilgilerini bilgisayarınıza girerek onu internette sizin adınıza dolaşmaya vekil tayin ediyorsunuz. O yurt dışında böylesi yasakların bulunmadığı ülkeler içinde dilediğince gezebildiği

Yazının Devamı

Hayır Facebook arkadaşınız sapık değil!

3 Ağustos 2011

Çocukluk arkadaşınızı görmek, uzaktaki aile bireylerinizle yakın olmak ve kendinizi ifade etmek için Facebook’a girdiniz. Sonra arkadaşlarınızdan birinin gönderdiği mesajların içinde “20’lik kızlarla gününüzü gün etmek ister misiniz” diye bir mesaj çıktı... Uzun zamandır görmediğiniz bu arkadaşınız aslında sapık mı diye derin bir düşünce aldı sizi. Ne yapsanız bilemediniz, arkadaşınızı silmekle, gidip dövmek arasında bir noktada tıkanıp kaldınız.

Hayır aslında bu gördüğünüz mesaj ve resimler arkadaşınızın sapıklığından kaynaklanmıyor. Sorun ne yazık ki arkadaşınızın kandırılmış olmasından kaynaklanıyor.

Bir takım Facebook uyanıkları birkaç aydır Facebook’un canına okuyor: Yaptıkları bir programla sizin önünüze bir link sunuyorlar. Genellikle bu linklerin içinde kötü niyetli minik bir kod oluyor. Siz bu linke tıkladığınızda farkında bile olmadan bir internet sitesi ya da gruba üye olmuş oluyorsunuz. O grup o kadar kötü niyetli ki sizin ağzınızdan yazılmış gibi gözüken seks ya da reklam

Yazının Devamı

Neden fiberimiz yok?

30 Temmuz 2011

Türkiye’de fiber optik her yerde olmalı. Her evin içinde olmalı. Türk insanının internet bağlantı hızı ortalaması 10 megabitin üstüne çıkmalı. Şu anda yeni yapılan Ataşehir gibi uydu şehirlerin içinde fiber internet bulmak mümkün. Ne var ki daha yoğun nüfuslu olmasına rağmen şehirin içine giremiyor. İnternete bizi bağlayan şirketler şehrin içine girebilmesi için tüm yatırıma hazır olduklarını ama belediyelerden yeterli izni alamadıklarını söylüyorlar.

Konuyu tüm Türkiye’ni iyiliği için masaya yatırmaya karar verdik. Konunun ilgili taraflarını, servis sağlayıcıları, belediyeleri ve BTK’yı soru yağmuruna tuttuk. Gelen cevaplar, aslında fiber için herkesin çok yoğun istekli olduğunu, ama iletişimsizliğin, kendi aralarında konuşma eksiğinin bizi fiber internetten mahrum bıraktığını gösterdi.

Birinci muhattabımız Kadıköy Belediyesi oldu. Neden Kadıköy Belediyesi? Çünkü Türkiye’nin en yoğun nüfuslu belediyelerinden biri. Türkiye’nin en oturmuş belediyelerinden biri. Alt yapısı en eski

Yazının Devamı

22 Ağustos için internet kurulu önerileri

24 Temmuz 2011

22 Şubat tarihinde Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu’nun 2011/DK-10/91 sayılı Kurul Kararı çıktı, Türkiye’de internet konusunda çok büyük bir tartışma başladı. Basına 22 Ağustos’ta başlayacak filtreleme olarak yansıyan bu kararlar konusunda birçok farklı bakış açısı getirmeye ve hepimizin kafasında farklı bir bakış açısı oluşturmaya çalıştık.

BTK’nın buna yaklaşımları her zaman çok sıcak olmadı. Ama ardından Binali Yıldırım’ın konuyla ilgili devreye girmesiyle uzlaşmacı bir tutum izleyen İnternet Kurulu (İK) konuya dahil oldu ve 20 Temmuz tarihinde bir öneriler paketi hazırladı. BTK bu paketin içeriğini kabul eder ya da etmez. En azından akil adamların verdiği fikirler resmi kanallardan BTK’ya resmi bir yazı olarak verildi.

Bu öneriler nasıl vücut bulmuş hep birlikte inceleyelim.

Birinci öneri olarak maddelerin içinde birbiriyle çelişen noktaların kaldırılması öneriliyor. İnternet Kurulu bu konuda bir hukuk çalışma grubu da oluşturmuş. BTK bu açmazları kabul etmese de kesinlikle böyle bir sorun var ve bu yadsınamaz.

İkinci maddede İK, standart profil kelimelerinin metinden çıkarılmasını ve bunun yerine mevcut durum denmesini öneriyor. Bunun yanında halkımıza

Yazının Devamı