Fiyat oynaklıkları azalıyor, ekonomide dengelenme süreci gözleniyor. BIST 100 Endeksi’nin yılbaşından bu yana çıkışı yüzde 30 seviyesinde bulunuyor. Yatırım fonlarında ortalama getiriler yüzde 34 ve altında yüzde 37. Yatırım araçları arasındaki getiri farklılıkları dengeleniyor.
Ekonomide ve fiyatlarda dengelenme süreci yaşanıyor. Bir yandan kredi kuruluşlarının Türkiye’nin notlarına ilişkin değerlendirmelerinde iyileşmeler gözlenirken bir yandan da fiyat farklılıkları azalıyor.
Borsa, dolar, altın, faiz dengesi arasındaki ayrışmalar daraldığı gözleniyor. Yatırımcıların kaygılarının azaldığı noktada tek bir yatırım enstrümanına yoğunlaşmaları da zayıflıyor. Bunun ana nedeni getirilerdeki dengelenmeler.
Beklentilerdeki ayrışmaların ortadan kalkması, yatırım kararlarını da etkiliyor.
Yılbaşından bu yana yatırım araçlarındaki getiri ortalaması yüzde 30-37 arasında değişiyor. BIST 100 Endeksi yüzde 30 yükselirken Altın yüzde 37 arttı. Yatırım fonlarındaki artış ortalama yüzde 34 oldu.
Fitch sonrası piyasalar nasıl olur?
Yılın ilk sekiz ayında altının getirisi tüm yatırım araçlarının üzerinde gerçekleşti. Cumhuriyet altını yüzde 38.09 yükselirken BIST 100 Endeksi’nde yükseliş yüzde 31.63 oldu. Yatırımcılar altın fonlarına da yüksek ilgi gösterdi.
Yılın ilk sekiz aylık döneminde yatırım araçları arasında en fazla kazandıran altın oldu. Cumhuriyet Altını, yüzde 38,09’luk yılbaşından bu yana getirisi ile diğer yatırım araçlarını geride bırakmayı başardı. Yüksek enflasyon, belirsizlikler ve küresel ekonomik sıkıntılar, yatırımcıları güvenli liman olarak bilinen altına yönlendirdi ve altının performansını zirveye taşıdı.
BIST 100 dalgalı
BIST 100 Endeksi, yılın ilk yarısında güçlü bir performans sergilemesine rağmen, son ayda yaşanan dalgalanmalar nedeniyle getirilerde düşüş yaşadı. Yılbaşından bu yana yüzde 31,63 getiri sağlasa da, son bir aylık performansında yüzde 8,39’luk bir kayıp gözlemlendi. Bu durum, borsanın kısa vadede dalgalanmalarını bir süre daha sürdürebileceğini gösteriyor. Yatırımcıların ise uzun
Fonlar, piyasalardaki dalgalanmalara rağmen yılbaşından bu yana yüzde 33,3 getiri sağlayarak yatırımcılara güvenli bir liman sundu. FED’in çıkışıyla bitlikte eylülde yeni dönem kapıda.
Piyasalar gerek yurt içi gerekse yurtdışı gelişmelerle hareketli. Yurt içerisinde TCMB’nin faiz kararı hafta içerisinde tartışılan ana gündem maddesi oldu. Karar metninde faiz indiriminin ne zaman başlayacağına dair ipuçları bulunmaya çalışıldı. Merkez Bankası faiz yüzde 50’de sabit kaldı. Bu durum yatırımda mevduat ve para piyasası fonlarının öne çıkmaya devam edeceğini gösteriyor. Öte yandan ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, para politikası için ayarlama zamanı geldiğine işaret etti. Powell açıklamasında, “Önümüzdeki veriler faiz indirimin hızını ve miktarını belirleyecek” dedi. Bu da emtialara ve riskli varlıklara yeşil ışık yakıyor. Ekonomiye dair kararlar yatırım araçlarını doğrudan etkiliyor. Yılbaşından bu yana piyasalarda gözlenen dalgalanmalara rağmen, yatırım fonları istikrarlı performanslarıyla dikkat
Ekonomik, çevresel ve toplumsal boyutuyla her geçen gün daha fazla önem kazanan sürdürülebilirlik politikalarına sahip firmalar yatırımcıların tercihlerinde ön sıraya çıkıyor.
Üretim ve sanayinin bir paydaşı olarak görülen çevreye karşı duyarlılık hiç olmadığı kadar sıkı takipte. Şirketler uzun vadede sürdürülebilir bir faaliyet için çevreyi koruyucu tedbirler alıyor. Yatırımcılar da sürdürülebilirliği önceleyen firmaları tercih ediyor. Sürdürülebilirlik ekonomik, çevresel ve toplumsal boyutuyla, her geçen gün daha fazla öne çıkıyor. Süreç içinde sürdürülebilirlik politikasına sahip firmalar yatırımcıların tercihlerinde ön sıraya çıkacak.
Sürdürülebilir üretim, şirketlerin faaliyetlerini yürütürken karbon salımını önce minimize etmek, bilahare ilerleyen süreçte de sıfırlamayı öngörmekte. Çevreyle barışık bir üretimi zamanla yatırımcıların da benimsemesi sürdürülebilir ekonomiyi
Altın, Fed faiz beklentileri ve küresel belirsizliklerin etkisiyle yükselişini sürdürüyor; ons başına 2.508 dolara çıkarak güvenli liman arayışını güçlendiriyor. Alamayanlar altın fonlarına yönelmeye başladı
Son haftalarda değerli metaller piyasasında altın, çalkantılı dönemlerin güvenli limanı olarak yükselişe geçti. Artan jeopolitik riskle birlikte yatırımcılar bir kez daha altına yöneldi. Geçtiğimiz hafta ons başına en düşük 2.370 dolardan işlem gören altın, bu hafta yüzde 2 değer kazandı. Altının onsu 2.508 dolara çıktı. İç piyasada da altın rekor düzeyi gördü. Gram altının fiyatı 2 bin 721 liraya çıkarak tüm zamanların en yükseğine çıktı. Hareketlilik, yatırımcıların güvenli liman arayışının bir yansıması olarak dikkat çekiyor.
FED faiz politikalarının etkisi
Altın fiyatlarındaki bu artışın arkasında yatan ana etkenlerden biri, ABD Merkez Bankası (Fed)’in faiz politikalarına yönelik beklentiler. Yatırımcılar, Fed’in faiz oranlarını ne kadar indireceğine dair ipuçları ararken,
Piyasalarda tansiyonun son dönemde artmasıyla birlikte yatırımcılar para piyasası fonlarına sığınıyor. Riskten kaçan yatırımcılar bu fonlara talebi patlattı. Hangi fonlar yatırımcılar için daha cazip? İşte fon rehberi…
Yatırımcıların gözü para piyasası fonlarında. Likit olmaları, risklerin arttığı ve faizlerin yüksek olduğu dönemlerde yüksek getiri sağlamaları bu fonları öne çıkarıyor.
En fazla kazandıran para piyasası fonlarının yıllık getirileri yüzde 54.57’ye kadar çıktı. Yıllık yüzde 50’nin üzerinde kazandıran bu fonlar yatırımcı tercihlerinde öne çıkıyor.
En fazla kazandıranlar
En fazla kazandıran Para Piyasası Fonları içerisinde, Nurol Portföy tarafından yönetilen PPN fonu dikkat çekiyor. Bu fon, son 1 yılda %54,47 oranında değer kazandı. Kısa vadede yatırımcısına kazandıran fonun son 1 son 1 aydaki getirisi %4,29 ve son bir haftadaki performansı da %0,97 oldu.
Rota Portföy tarafından yönetilen RPP fonu, yıllık %54,36 getiri oranıyla ikinci sırada yer aldı. Onu, NEO Portföy’ün NVB fonu %54,33 ile
Bu yaz tatsız bir ortamda seyreden uluslararası piyasalar; ABD’de durgunluk beklentilerinin artması ve Japonya’dan gelen sert dalgayla çakıldı. FED’den faiz indirimi hamlesi bekleniyor. Yatırımcılar bu ortamda sakinliği korumalı.
Küresel piyasalarda Japon borsasında başlayan yüzde 12.4’lük sert düşüş dalgası, Uzakdoğu’dan Batı ülkelerine tüm dünyaya ‘Kara Pazartesi’ yaşattı. Avrupa ve ABD borsaları düşüşlerden olumsuz etkilenirken, Türk borsası da önemli değer kaybı yaşadı. Peki bu düşüşün nedeni ne idi? Cuma günü, ABD’de tarım dışı istihdam, temmuz ayında 114 bin kişi artarak 175 binlik beklentinin altında kaldı. İşsizlik oranı da yüzde 4.3’e çıkarak 3 yılın zirvesini gördü. Resesyon (durgunluk) beklentileri arttı. Uluslararası piyasalarda ilk açılan büyük borsalardan Japonya’daki dev satış dalgası, adeta tsunamiye döndü. BIST 100 Endeksi hacimsiz ve sıkışık dar bantta gerçekleştirdiği hareketin ardından sert bir düşüş yaşadı. Japonya’dan gelen sert dalga korku
Yurt içinde sıkı para politikası sürüyor. Yurt dışında merkez bankalarının adımları piyasaların ritmini belirliyor. Ortadoğu’da ısrarla artan gerilim, yatırımcıları kaygılandırırken alternatif arayışlarına yönlendiriyor. Piyasalarda yönü belirleyen ise kurumsal yatırımcıların tercihleri oluyor.
Ortadoğu’da gerilim bir kez daha arttı. İsrail’in 30 Temmuz’da Hizbullah’ın en üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’ü Beyrut’ta düzenlediği hava saldırısında öldürmesinin ardından, Hamas lideri İsmail Haniye’nin suikastı geldi. İsrail suikastın sorumluluğunu üstlenmezken, İran’ın nasıl bir hamle yapacağı merak edilen konu. Beklenti İran’ın kontrol ettiği güçler üzerinden karşılık vermesi. İran’ın hamlesine bağlı olarak gerilimin bir üst seviyeye çıkıp çıkmayacağı netlik kazansa da İsrail’in ısrarla İran’ı doğrudan bir savaşın içine çekmek istediği gözleniyor.
Artan gerilim ortamında sıcak para emtia ve fon cephesinde güvenli limanlara çekildi. Altının onsu bir haftada