Müze direktörünün talihsiz kazası
Müze gezerken yanlışlıkla eserlere zarar verenlerin haberlerini bazen üzülerek, bazen de istemeden gülerek okuruz.
Şimdi ise İstanbul sanat dünyası Contemporary Istanbul’un en en en ön izleme akşamında yaşanan talihsiz kazayı konuşuyor.
En en en ön izleme diyoruz çünkü Contemporary Istanbul’un ön izleme günleri salı ve çarşambaydı, fuar bugün itibarıyla genel ziyaretçiye açılıyor.
Ama pazartesi akşamı gala yemeğinin öncesinde de 550 kişi fuarı gezme şansına sahip oldu.
İşte bu 550 kişi arasında değerli sanatçılar, sanat galericileri ve sanat koleksiyonerleri vardı.
Türkiye’de sanat yapıtlarının depolanması ve sergilenmesi konusunda hizmet veren Art Factory’nin standında ise üzücü bir kaza yaşandı.
Ardan Özmenoğlu’nun cam heykeli kırıldı, kırıldı derken öyle kenarından köşesinden bir kırık da değil, heykel tamamen tuzla buz oldu.
Üstelik heykelin bu hale gelmesine neden olan da sanat dünyasının yakından tanıdığı bir isim, İstanbul Modern’in direktörü Levent Çalıkoğlu’ydu.
Levent Çalıkoğlu bir resme bakmak için geri geri giderken heykele yanlışlıkla çarpmış.
Tuzla buz olan heykel Art Factory’de Dila Kabakçı’nın başlattığı Yörük projesi yararına satılacaktı ve satıştan elde edilecek gelir bağışlanacaktı.
Bu üzücü kaza sonrasında hem Ardan Özmenoğlu’yla hem Levent Çalıkoğlu’yla konuştum, hatta ikisiyle birlikte bu anı belgeleyelim diye fotoğraf bile çektik.
İkisi de çok üzgündü tabii, şimdi bakalım söz konusu İstanbul Modern gibi sanatçıya her zaman sahip çıkan, destek olan bir kurumun yöneticisi olunca, sanatçıya ve esere verilen zarar nasıl telafi edilecek?
İşte sanat dünyası bu gelişmeyi heyecanla bekliyor.
Contemporary Istanbul nasıl geçiyor?
Contemporary Istanbul’un açılış gecesinde en çok konuşulanlardan biri de yeni mekânı Tersane İstanbul’du, Venedik Bienali’ndeki Arsenale’yi hatırlattığını söyleyenler oldu.
Ziyaretçiler Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı yerine İstanbul’un ne kadar güzel bir şehir olduğunu bize bir kez daha hatırlatan Haliç’te olmaktan çok mutluydu.
Galericilerin büyük bir kısmı ise İstanbul’un eserlerden rol çaldığını düşünüyordu ve fuarın Lütfi Kırdar’da olmasının galeriler için daha avantajlı olduğunu konuşuyordu.
Yine de deniz kıyısındaki açık alana kurulan büyük boyutlu heykeller Tarihi Yarımada manzarasıyla daha da etkileyiciydi.
Seçkin Pirim’in imzasını taşıyan alandaki, Accor sponsorluğundaki gala yemeği de after party’si de çok güzel geçti.
Salı akşamı ise House of Brothers’daki İlhan Erşahin konseri harikaydı.
Tersane İstanbul’un trafik sorununa ise denizden çözüm olması mekânı daha da cazip hale getirdi.
İlhan Erşahin’i de dinledikten sonra Bebek’e Lucca’daki Pilevneli ve König galerilerin partisine geçildi.
Pandemi sonrası herkes sosyalleşmekten çok memnundu, belki de şimdiye kadar ilk defa tüm davetlerin ve partilerin değeri bu kadar iyi bilindi.
Umalım, bu yıl bu sosyalleşmeler havaların soğumasıyla birlikte de devam edebilsin.
