Reha Muhtar’ın CNN Türk’teki “Çok Farklı” adlı programını izlerken çocukluğuma gittim. Açıkhava sinemaları vardı. O akşam oynayan filmin anonsu, eski püskü bir minibüsün hoparlöründen yükselirdi. Ve şöyle biterdi; “İlaveten renkli miki”... Aynı anda üç konu işleniyor Muhtar’ın programında...
Önce Merve vardı
Kanalı açtığımda anne babasıyla liseli bir genç kızımız vardı ekranda. Masanın etrafında da gazetemizin deneyimli muhabirlerinden Şükran Pakkan, Yiğit Bulut, Seyfettin Gürsel, Ankara stüdyosunda Şükrü Sağlar ve Taraf Gazetesi’nin yazarı Rasim Kütahyalı... Bir de Merve’nin tarih öğretmeni canlı yayına bağlanıyor. “Rapor istemedik” diyor. Yani kızın gerçek sarışın olup olmadığıyla ilgili! Seyfettin Gürsel bu konuşmalardan çok sıkılmıştı, isyan etti. Programda Merve’nin okula geri alınması gerektiği yüksek sesle dile getirildi. Tam olayı yakalayacağım, Muhtar doların 1.80 TL’ye geldiğini söyledi ve pozisyon almayı anlamadığını, bunun ne demek olduğunu sordu. O sırada Merve kızımız ne oldu? Dolara geçmiştik bile!
Seçim erken gelecek
Bir de Ankara stüdyosunda Şükrü Sağlar “2010 baharında seçim olur” demez mi! “Kışın komünizm gelir” gibi bir şey bu. Bu sırada Sayısal Loto’da 33 Milyon TL’yi bir rakamla kaçıran Şükran Pakkan’ın, iktisatçıların vatandaştan uzak olduğunu dile getiren cümlesi Seyfettin Hoca’yı yine sinirlendirdi.
Eğitim şart
Kemalist müdürlerden, ülkücü öğretmenlere, muhafazakârlaşan eğitime doğru bir yolculuk yaptık. Bu programın akabinde “Arena”da Şahan Gökbakar vardı. Son filmi “Recep İvedik 2”deki şu cümle aslında bütün bu olanları özetliyordu; “Ekinler baş vermeden köy buzağı topallamaz.”
Böbrek ve karaciğere takmış
“Deşifre” ATV’ye geçti. Bu haftaki konulardan biri kaçak organ nakliydi. Bu nakilleri yapan Doktor Yusuf Elçin vardı. 60 gün hapis yatmış, hastanesi basılmış, şimdi yine aranıyormuş ama pes etmiyor. Böbrek ve karaciğer hastası! İlla organ nakli yapacak. Eli kaşınıyor. “Organ nakli bir ütopya, bir saplantı” dedi.
‘Fikriye Hanım’ eleştirisi
Habertürk’te Murat Bardakçı “Tarihin Arka Odası”nda, “Fikriye Hanım” kitabının yazarı İpek Çalışlar’ı eleştirdi. “Hususi evraka ulaşılması lazım” dedi. Arşiv bilgisinin bulunmadığını, örneğin günlüklerin varsa elde edilmesi gerektiğini öne sürdü. Ve kitabın daha önce yazılmış birtakım bilgilerin alıntısından oluştuğunu söyledi. Kendisinin de bu konuda bir çalışma yapmaya niyeti olduğunu da sözlerine ekledi. İpek Çalışlar çok satan bu kitabına gelen eleştiriye bakalım nasıl bir cevap verecek...