Biz (Yani Bulutsuzluk Özlemi) her ayın ikinci çarşambası (belki bundan sonra perşembe olur) Hayal Kahvesi’nde konserimiz var. Burası Bulutsuzluk Özlemi’nin aslında bir nevi mekânı oldu. Hani “burada büyüdü çocuk” denilecek yer.
Çarşambaları bizden sonra Özge Fışkın çıkar. Onun da has kankası Şebnem Ferah’tır. Hani iki eli kanda olsa mutlaka çarşamba akşamı Özge’ye gelir. Benim de Şebnem Ferah’la tanışıklığım 20. Yıl konserinde oldu. “Sözlerimi Geri Alamam” şarkısında kendisine eşlik etmek büyük bir heyecan ve mutluluk olmuştu.
Son çaldığımız yani çarşamba yani önceki gece, Özge’yi özlemişim kalıp dinleyeyim dedim. Şebnem Ferah tabii ki geldi. Onun belli köşesi vardır. Orada durur. Ben de oraya yakın olurum. Karşılaştık ayaküstü, gürültü arası konuştuk. Şu sıralar yoğun ve heyecanlı. Yeni albüm çalışmaları varmış. Bitmiş gibi. “Ne zaman çıkar?” dedim. “Bir ay içinde” dedi. Yani Şebo’dan yeni albüm geliyor. O ne yapsa güzel yapar ve eminim bu çalışması da ses getirecektir.
Bence RTÜK buzlanmalı!
RTÜK içkilerin buzlanması üzerine ciddi çalışmalar yapıyormuş. Bu zaten vardı. Yeni bir şey değil. Bazı dizilerde bardaklar buzlanıyor. Aslında buzlanınca daha ilgi çekiyor. Çünkü o zaman rakı dışında anlaşılması güç olabilecek içki, kendini ele vermiş oluyor.
Benden bir öneri daha tabancalar da buzlansın. Madem “çocukların ruh sağlığıyla” bu kadar yakından ilgiliyiz, tabancı, tüfek, bomba, fünyeli fünyesiz, çifte vs... her türü ve markası dizilerimizde var mı? Var. E çocukları ve gençleri etkiliyor mu? Evet. Yani bu düzmantıkla gidilirse, bütün silahlar buzlanmalı.
İşte buraya gelince duruyoruz. Bütün kötülükler içki ve sigara. Diğer her şey “olağan hayata dair”. Sanki bütün dizilerde fosur fosur sigara içilip içkinin dibine vuruluyor. Bu aslında şöyle diyeyim, “idelolojik”. Örneğini verdiğim gibi bu mantıkla silahlar da buzlanmalı, öpüşmeler buzlanmalı, hatta böyle iştahla yemek yiyen görüntüler de aç insanları rencide ettiği için buzlanmalı, dekolte kıyafetler buzlanmalı, fakirlerin gidemeyeceği lüks mekânlar buzlanmalı. Sonunda bence RTÜK buzlanmalı!
Ya çok ses getirecek ya da hiç
Star TV’de Oray Eğin yeni bir programa başlıyor. Bir yarışmadaki jüri üyeliğiyle “televizyon çocuğu” olduğunu ispatlamıştı. Birçok teklif geldi, bildiğim kadarıyla kabul etmedi. Şimdi Soner Yalçın’la bir işe soyundular. “Ya Şimdi Ya Hiç” adından anlaşılacağı üzere, ya çok ses getirecek ya da hiç. Bu kadar iddialı.
Oray Eğin’in ısırgan, rahatsız eden ve hatta gıcık eden bir tarzı var. Sanırım programında da bu hava olacak. Rahatsız edecek yani.
Bu arada merak ettiğim bir bölüm var; bizim moda yazarımız Melis Alphan eleştirdiği kıyafeti bizzat o kişinin yüzüne söyleyecek. Eh, bu ilginç olur.
“Gıcık olacağımız” ama bir o kadar da meraktan çatlayabileceğmiz bir program geliyor diyebilirim.