Kanal t Digitürk’te ve D Smart’ta yer alan bir kanal. Sisi devraldı. Ondan sonra da daha kanal yeni yayın dönemine başlamadan “farklı” olacağı anlaşıldı. Gülgün Feyman, Nurseli İdiz, Rana Elik, Meral Konrad, Almula Merter aslında biraz da “uçuk kaçık ve de erotik” bir yayının sinyallerini verdiler. Sonra “Tövbekârlar Yarışıyor” adlı progra-mın yapılacağının duyurulması asıl bomba oldu.
Programda Gülgün Feyman’ın moderatörlüğün-de bir imam, bir papaz, bir budist rahip 10 ateisti “inancıyla ilgili ikna” etmeye çalışacaktı. Diyanet İşleri “bir tane imam gitmez” diyerek tepkisini koydu. Kanal, aslında bir kara mizahı bize sunuyor.
Neyse, sonuçta öyle ya da böyle (ne kadar Engin Ardıç ağabey kızsa da) ‘eğlence buysa, alın size eğlence’ dedirtecek bir kanal!... Baktım son üç gündür Digitürk’ün 51. kanalı boş. Yani Kanal t’nin yer aldığı kanal. Nedenini sordum; “Kanal anlaşma gereği ödemelerini yapmadığı için yayınlarına son verdik” diye bir açıklama yapıldı. Açıkçası ben, inandırıcı bulmadım. Sanırım, özellikle bu “dini içerikli” yarışma platformu rahatsız etti. Sonra bu kanalın zaten parasal sorunu mevcut. Yani yeni bir olay değil. Tam da kendi adına sezonu açarken bu kaldırmanın gerekçesi bana inandırıcı gelmedi.
‘Şehrin Şifreleri’
NTV’de Levent Erden’in programının adı bu. Levent Erden’e burada yabancı gibi davranacak değilim. Benim Galatasaray Lisesi’nden arkadaşımdır. “Nam-ı diğer Mağara Levent” olarak anılır. Ki bu anlamda hâlâ hiçbir değişiklik yoktur. Hayat ile gırgır geçerken aslında, şu an CEO’dur. Ve yine hayata alaycı bakarken, ciddi işlerin hamurunu yoğurmasını da bilmiştir. İşte programda onun bu yönüyle birlikte bir şehir şifreleri gezintisi yapılıyor.
Sadece Beyoğlu üzerine yüzlerce şifre bulmak içten bile değil. Yeter ki uğraşılsın. Erden bunu yapıyor. Bir apartman vardır Beyoğlu’nda, Doğan Apartmanı. Beyoğlu’nun şifrelerinden biridir. Oranın da en eski oturanı eski tüfeklerden Rasih Nuri İleri’dir. Levent onunla bu apartmanı konuştu.
İstanbul’un göç tarihi
İçeri girince geniş bahçesiyle birden Beyoğlu’nun o kalabalık ve bina yığının içinde vaha gibidir bu apartman. Osmanlı döneminde İstanbul’da çalışan yabancıların yanlarında bulunan, memurları için yapılmış bir sosyal konutmuş aslında. Varlık vergisi yıllarında giden yabancıların yerine Erzurum’dan, Erzincan’dan göç edenler yerleşmiş.
İleri anlatıyor; “Kapıdan girince yoğun bir kokuyla karşılaşırdım. Kapının önünde 50-60 ayakkabı olurdu”... Daha sonraları kıymete bindi, sanatçılar keşfetti. Onlardan biri de Bahar Korcan’dı. Onunla yapılan bir röportaj da yer aldı programda. Şifreleri çözmeye ve keşfetmenin programına sizi de davet ediyorum.