Cumartesi "Beethoven rockçıdır"

"Beethoven rockçıdır"

12.03.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Rock çevrelerinde iyi tanınan, yıllardır çeşitli gruplarla çalışan Batu Mutlugil ilk kez bir albümde çaldı: "Balans ve Manevra"nın film müziğinde. Mutlugile göre rock, Beethovenla başladı

Beethoven rockçıdır

axcum011.jpg "Batu Baba"yı rock müzik sevenler ve dinleyenler de Mojonun ortağı olarak bilirler. Hüseyin Sönmezle yaklaşık 10 yıldır Mojoyu işleten Mutlugil, perşembe günleri de kendi mekanında, grubu Karpuzla çalıyor. Bir Duman konserinde denk gelmediğiniz veya Mojoya gitmediğiniz sürece Batu Babayı dinlemeniz biraz zor. Bugüne kadar hiç stüdyoya girmeyen Mutlugili artık bir de "Balans ve Manevra"nın film müziğinde dinleme şansınız var. "Batu Baba" Teomanın hatırını kıramayıp "Biu Biu Blues" isimli bir parçayı çalmış ve seslendirmiş.Batu Mutlugil gerçekten tanınması gereken bir insan. Her konudaki inanılmaz bilgisi, hoş sohbeti bir yana, insana babasını da anımsatıyor. Kendisi de belli ki çok iyi bir "arkadaş-baba" olmuş çocuklarına. Onların konusu açıldığında da gözleri parlıyor. Duman grubu hayranlarının daha çok Batuhanın babası olarak tanıdığı Batu Mutlugil aslında müzik çevrelerince çok iyi bilinen bir isim. Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı ile birlikte yıllarca Blue Blues Band isimli "dillere destan grup"la müzik yapan Mutlugil, Yavuz Çetinin ölümünden sonra aynı isimle devam etmek istememiş. Mutlugil 12 yıl boyunca müzik yaptığı grubu için "Cover grubuyduk ama hakiki cover yapıyorduk. Şarkının aynısını çalmıyorduk. Birinin parçasını cover etmek, o parçaya duyulan hayranlığı kendi parçana, tarzına işlemektir" diyor: "Tam da Dumanın yaptığı coverlar gibi..." Bir gün durup dururken Teoman "Bana bir parça yapar mısın?" dedi. Teomanı Bodrum günlerinden tanırım ve severim. Aslında kimse benden fazla bir şey istemez. "O eski günlerin hatırına deneyelim" dedim. Ama önce sözleri dinlemek istedim. En büyük korkum "Seni sevmiştim ama niye bana yan gözle baktın Numan?" gibi bir şey olmasıydı. Sonra stüdyoya girdik. Harika da bir gitar düştü elime. Boğazın görüntüsü, Teomanın efendiliği... Lead gitarı çaldım ve seslendirdim parçayı. Nereden çıktı "Biu Biu Blues"u söyleme fikri? Sanırım sesten dolayı. Yani çok kibar bir çocuk olduğu için "Aslında ben de söylerdim bu bluesu fakat biraz daha tok sigara sesi lazımdı" dedi. Teoman neden size geldi peki? Çok hoşuma gitti. Teoman iki saniyede yazdı o sözleri. "Bir gün uyandım dedim ki bi dakka ya bi dakka / Baktım aynaya dedim ki biu biu blues". Zaten aslında blues budur. Beş kelime söyleyin, 10 kere bunu tekrarlayın. Eğer hâlâ o aynı sözler söylendiği halde siz hâlâ o parçayı dinliyorsanız, aynı sözler söylendiği halde siz ayrı sözler duymuşsunuz demektir. Zaten bluesun amacı bu: Ayrı şeyler duyurmak, hissettirmek. Adı neden "Biu Biu Blues"? Stüdyo ortamlarında pek uğraşmak istemiyorum. Ama bu işe vaktim olsa kendim için yapmayı düşünüyorum. En azından bazı insanların isteğini yerine getirmiş olmak için. Bir de duygularımın pek 80 jenerasyonuna hitap edeceğini sanmıyorum. Rock bir yaşam biçimidir. Haydi rock yapalım diye bir şey olmaz. Bildiğim kadarıyla sizin seslendirdiğiniz veya çaldığınız bir albüm yok... Pis gezmek, uzun saç, jean, dar yaka... Bunlarla bir ilgisi yok. Rock öğrenilmeyen, hissedilen ve yaşanan bir hayat biçimidir. Rock başkaldırı müziğidir. Bir de her şeyi olduğu gibi söyler, fazla süslemez. Yani oya yok. Boya var, kumaş var ama oya yok. Rockçı adam Sea Gardenda da denize girebilir ama Antalyada güzel bir kayanın üzerinden de atlayarak girer. Bir de dünyaya kazık çakma problemi yok. Neyse, o yaşanıyor bir şekilde. Çünkü hep bir değişim var ortada. Nasıl yani? Mojo o zamanlar Next diye bir yerdi. Biz de Blue Blues Band olarak Hayal Kahvesinde çalıyorduk. 11 bin kişiye iş sağlayan bir adam olarak geceleri gelip müzik yapıyordum. Hatta bir gün Fordun bir organizasyonunda çaldık. Oradaki satış müdürü geldi. Adam şaşırmış, "Hayırdır Batu bey ne işiniz var?" diyor. Sabah adamdan dört tane minibüs almıştım şirkete. İyi de bir ödeme yapmıştık. Neyse, bir gün Kerim (Çaplı) zil istemiş, çalıştığımız kulübün sahipleri de vermemiş. Ben de sinirlendim "En sonunda bana kulüp açtıracaksınız" dedim ve çıktım bir sigara yaktım dışarıda. O sıra Hüseyin (Sönmez) "Abi, böyle bağırırken duydum, bir deneme yapmak ister misin?" dedi. Onun üzerine ertesi gün buluştuk. 10 yıl oldu işte... Bildiğim kadarıyla tekstille uğraşıyordunuz. Neden Mojoya ortak oldunuz? "Türkiyedeki en iyi rock sözlerini Dumandan Kaan Tangöze yazar" Hard rock seven de sevmeyen de geliyor. Hafta sonları pek rock olmayan bir müzik de vermeye başladık, onun adına ekmek parası günleri diyoruz. Millet hafta sonu eğlenmek istiyor. Ama Mojo hâlâ bir rock kulübü. Mojo nasıl bir yer, müdavimleri kimler? Oğlum orada çalıyor diye değil ama bence Türkiyede şimdiye kadar gelmiş geçmiş en iyi rock sözlerini Dumandan Kaan yazar. Her zaman tarzları çok güzel. Onun dışında o çocukların çoğu buradan çıktı. Kurban, Mor ve Ötesi... Kimsenin onları istemediği dönemlerde burada çalan gruplar yani. Dumanın müziğini beğeniyor musunuz? Bence bu dönem keyifli bir rock dinleyicisi var. Çünkü rock ölmeyen bir müzik. Bana göre rock mesela Beethovenla başladı. Beethoven rockçıdır yani, nota ve armonileri rocktır. Hem de hard rock. "9uncu Senfoni" inanılmaz bir rock örneğidir. Örneğin Beethoven Henrixtir; Bach, Deep Purple; Mozart da Prince ve Michael Jackson arasıdır. Mozartın öyle olması doğal çünkü sarayda, şımarıklık var. Ama Beethoven öyle değil. Açlık, yollar... Bugünün rock dinleyicisini nasıl buluyorsunuz? Satılsın diye oturup bir albümle uğraşamam. Zevk için yapabilirim belki, nisanda öyle bir şeyler yapacağız. Ama bana "Fantezi kur" dersen, oğlumla Batu ve Batu grubu isterdim. Üçüncüye yetişemeyiz vokal yapsın diye herhalde. Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz? Batu Mutlugil "Çocukluğumdan beri bir saç derdim var" diyor. Yakalayıp zorla götürürlermiş berbere. O da sinirlenip sapanla evin camlarını kırarmış. Mutlugil sadece askerlik yaparken saçlarını kestirmiş. "Saçlarımı sadece askerlikte kestirdim" "Oğlum da benim gibi Batu, torunum da" Batuhanın gitar çalmasını istedim. Çünkü bana çok mani olundu. Batuhana gitarı verdim, reddetmedi. Klasik gitarla başladı. Ama bir süre sonra rafa koydu."Ben gitar çalmayacağım" dediği an elim ayağım kesildi. O sırada bir elektro gitar aldım. Elimde gitarı görünce yamuldu. Ben çalıyorum, o da devamlı uzaktan bakıyor. Onun ilgisini çekmek için özellikle "Bu gitara dokunmayacaksın, rockçıların gitarıdır" falan dedim. Sonra "Baba çalabilir miyim?" dedi. Bir aldı eline, bir daha da o gitarın yüzünü göremedik yani. Batuhanın müziğe başlamasının nedeni de siz misiniz? Çok hoşuma gidiyor "Batuhanın babası" olmak. Çünkü benim istediğim Batuhan o. Ama Dumandaki Batuhanın babası olmak ekstra bir şey getirmiyor. İyi bir müzisyen olmasından dolayı getiriyor ancak. Ona faydası olan her şey benim için de inanılmaz büyük bir zevk. Mesela onun bir çocuğu oldu, inanılmaz mutlu oldum. Ben onu göğsümde büyüttüm. Göğsüme yatırır gözlerinin içine bakardım. Yeni nesil tarafından Batuhanın babası olarak tanınmak sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Biz Kırım kökenliyiz, direkt Cengiz Han kanıyız. İsmim oradan, Gazi Batu Girayhandan geliyor. Bu Batuhanla bizim aramızda özel bir şey. Mesela ben Batuhanın "Batu" olduğunu anlamıştım. Yani beklediğim çok az şey vardı oğlumun karakterinde ve onların hepsi oldu benim için. Batuhanın oğlunun adı da Batu Luca. Batu ismi bir aile geleneği mi?