06.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Mersinin Kargıpınar kasabasında 19 yaşında bir genç kız var. Kendisi üniversitede beden eğitimi okumasının yanı sıra dört yıldır da Tayland boksu (Muay Thai), kikboks ve kung fu yapıyor. Spor salonu görevi gören bir hamamda kendi imkanlarıyla saatlerce çalışıyor. Aslı Gündüz adındaki bu kız Tayland boksunda iki yıl üst üste dünya üçüncülüğü aldı. Kikboksta da bir dünya üçüncülüğüne sahip ve en son olarak da 17-24 Ekim tarihleri arasında Pragda yapılan Avrupa Amatör Muay Thai Şampiyonasında 51 kg.da Avrupa şampiyonu oldu. Yaşadığım kasabada herhangi bir sportif faaliyet yoktu. Antrenörüm Teslime Çelik buraya gelip bir Tayland boksu salonu açtı. İlk açıldığında, zaten başka bir spor seçeneğimiz de olmadığı için katılmayı çok istemiştim. Muay Thaiye nasıl başladınız? Uzakdoğu sporlarından birini yaparak kendimi savunmayı öğrenmek hep içimde ukde olarak kalmıştır. Bütün bayanlar için gerekli olan bir şey bu. Zaten antrenörümün kendisi de özellikle bayanların bu sporu yapmasını çok istiyor. Bayanların kendini savunmayı öğrenmesini ve toplumda ezilmemesini istiyor. Daha önceden Uzakdoğu sporları ile ilgili bildiğiniz şeyler var mıydı? "Bıçak ve zincirlerle saldırdılar, kendimizi savunmak için dövdük" Babam zaten 14 yıl önce vefat etti. Dört kardeşiz. Annem ilk başta istemedi. Derslerime engel olacağından ve hem okulu hem bunu bir arada yürütemeyeceğimden korktu. Ayrıca tabii bir yerlerimin sakatlanmasından endişe duydu. Uzakdoğu sporu denince ilk akla gelen her zaman şiddettir. Sonra antrenörüm ve annem tanıştı ve hiç de öyle olmadığını gördü. Artık çok destekliyor. Aileniz nasıl bir tepki gösterdi? Evet, tam da öyleydim. Mahallede dövmediğim erkek kalmadı. Ama kızlara acıdığım için onları hiç dövmezdim. Yalnız bir özelliğim var, dışarıda birilerini kavga ederken görünce çok korkarım, paniğe kapılırım. Ama dövüşün içindeysem çok sakinim. Küçükken "erkek Fatma" mıydınız? İstanbulda başıma geldi. Bir maç dönüşü, diğer yarışmacı arkadaşlarla birlikte trafikteydik. Bir araba bizi sollamaya çalıştı. Sollayamayınca sinirlendi. İleride arabamıza çarptı bilinçli olarak. Polise haber vermiştik. Adam da o sırada arkadaşlarına haber vermiş. 9-10 tane arkadaşı çıktı geldi ellerinde zincirlerle, bıçaklarla. Biz orada kendimizi savunduk. Aslında öğrendiğimiz hareketleri felsefemize göre savunmasız insanlara karşı kullanamayız. Ama bu farklı. Kendimizi savunduk. Şimdiye kadar hiç kendinizi savunmak için dışarıda birini dövmek zorunda kaldınız mı? Erkekler artık beni daha az rahatsız ediyor. Sarkıntılık, laf atma gibi şeyler azaldı. Olmuyor artık hatta. Bu başarılarınızdan sonra erkeklerin size bakış açısı değişti mi? Sabah idmanlarım var bir buçuk saat. Akşamları yine bazen koşuyorum. Dövüşteki kilomu korumak zorundayım. Şu anda 51 kiloda yarışıyorum ve bunu korumak için antrenörüm bana özel bir diyet uyguluyor. Kilonuza ve beslenmenize dikkat ediyor musunuz? Yani olabilir tabii ama benim asıl isteğim antrenörüm gibi olmak. Ben çok şanslıyım ki böyle birine denk geldim. Üniversiteye girmeme, spor yapmama o yardımcı oldu. Türkiyede durumu iyi olmayan birçok kız var benim gibi. Mesela bizim salonumuzda verilen eğitimlerin şu anda yüzde 90ı ücretsiz. Kendim gibi başka insanlara da fayda sağlamak istiyorum. Benim en büyük idealim bu. Eğer bu sporu yapamasaydım asker ya da polis olmak isterdim. Ünlüler arasında Uzakdoğu sporları çok popüler. İstanbula taşınıp bu konuda özel eğitmen olmayı düşünür müsünüz? Evet, sabah koşuları yapıyorum, sonra üniversiteye gidiyorum. Zaten spor akademisinde okuduğum için vücut gün boyu hareket halinde. Akşam tekrar antrenman, sekiz saatlik bir uyku süresi var, bir o zaman dinlenebiliyoruz ama bünye zamanla alışıyor. Sporu herkese tavsiye ederim çünkü benim dünyaya bakış açımı değiştirdi. Eskiden at gözlükleri takıyormuşum. Dünyam değişti. Antrenman, okul, yarışmalar... Bu tempo çok yoğun değil mi sizin için? Bırakın yurtdışına çıkmayı kasabadan Mersinin merkezine gidebileceğimi bile hayal edemiyordum. O dereceydi. Şimdi Amerikasından İsviçresine kadar birçok ülke gezdim, gördüm. Zor durumda olan o kadar çok kız var ki. Bir üniversiteye girebilmek için yıllardır milli olmayı bekleyenler var. Bayanlara bu yolu açmak istiyorum. Bu arada diğer bir hedefim antrenörüm gibi dünya şampiyonu olmak. Nasıl değişti? Üniversiteye girmeden önce dershane parasını çıkarmak için bir markette bir ay çalışmıştım. Ama sabah 9.00da girip gece 12.00de çıkıyordum. Antrenörüm çok yorulduğumu, egzersizleri yapamadığımı, ders çalışamadığımı görünce beni kendi yanına aldı antrenör yardımcısı olarak. Okul masraflarımı o ödedi. Küçükken annem gibi tarlada işe gittiğim zaman olmuştu. Hiç harçlığınızı çıkarmak için bir işte çalıştınız mı? Hamamdan bozma bir yer burası. Kışın aşırı derecede soğuk, yazın aşırı sıcak. Tuvaletler çalışmıyor. Burası sonuç olarak bir kasaba, bizim için ne kadar bütçe ayrılabilir ki? Kendi imkanlarımızla bir şeyler yapıyoruz. Boya, badana, temizlik, her şeyi kendi imkanlarımızla yapıyoruz. Antrenörüm kendi hayatından taviz vererek bizi bugünlere getirdi. Başkası olsa bırakırdı, uğraşmazdı. Nasıl bir ortamda çalışıyorsunuz? Aileleri "Kızlar dövüşür mü?" diyerek birçok kızın bu spora başlamasına engel oldu. O zamanlar onca laf eden ve en çok karşı çıkanlar şimdi anladılar ve elleriyle gönderiyorlar çocuklarını. Kendileri de düzenlediğimiz aerobik seanslarına katılıyorlar. Tayland boksu yapmak isteyip de aileleri tarafından engellenenler çok oluyor mu hâlâ? Pragdaki Avrupa şampiyonasında kendi sıkletinde şampiyon olan tek milli Gündüz değil. Hanife Altun (20), Sibel Yeni (17), Ali Alkayış (16) ve Hakan Yıldız (16) da Avrupa şampiyonu olan ve bu sporda dünya şampiyonalarında çeşitli dereceler alan diğer gençler. Yeni ve Alkayış, Tayland boksuna fazla kilolarından kurtulmak için başlamış, sonra kendilerini bu spora adamışlar. Yıldız ve Altun ise başta filmlerde gördükleri dövüş sahnelerinden etkilenmişler. Yıldız "Düşünülenin aksine Tayland boksu vurdulu, kırdılı değil çünkü risk, kask ve eldivenle en aza indirgeniyor" diyor. Altun ve Yeni ise bu sporu taciz eden erkekleri dövmek için bir kere kullandıklarını söylüyorlar. Altun "En sakin insanlar Uzakdoğu sporlarıyla uğraşanlardır. Çünkü tüm gün dövüşüp deşarj oluyoruz" diyor. "Çok sakiniz. Tüm gün dövüşüp deşarj oluyoruz"