Dünya Avrupa Birliği’nin Atina’yı ikna çabaları

Avrupa Birliği’nin Atina’yı ikna çabaları

16.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Avrupa Birliği(AB), Oruç Reis sismik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’den Antalya limanına dönmesinin ardından, Yunanistan’ı yatıştırma çabasına girdi.

Avrupa Birliği’nin Atina’yı ikna çabaları

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) 24 Eylül’de düzenlenecek AB zirvesinde, Türkiye’ye karşı yaptırım kararı alınması gerektiğini, bunun gerçekleşmemesi halinde Belarus yönetimine karşı yaptırımları veto etme tehdidini sürdürüyor. Atina yönetimiyse Türkiye’ye karşı bir açılım yapıp, Ankara ile diyaloğa hazır olduğunu dile getirse de, Rumlar ile birlikte, kapalı kapılar ardından Türkiye’ye karşı yaptırım kararı alınması gerektiğini savunuyor.

Haberin Devamı

Yunanistan’ın AB nezdindeki temsilcileri de hem NATO hem de AB’ye üye olan ülkelerin tutumlarından şikâyetçi. Zira Atina, AB kurumları içerisinde Yunanistan’ı savunan ülkelerin NATO nezdinde sessiz veya tarafsız kalmalarına Atina tepki gösteriyor. AB kurumlarıysa, Türkiye’ye karşı çelişkiye düşmemeye özen gösteriyor.

AB dönem başkanlığını üstlenen Almanya, Belarus’daki seçim sonuçlarıyla Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler arasında bir ilişki bulunmadığını, dolayısıyla Rum Kesimi’nin Belarus’a yönelik yaptırımları Türkiye’yi ileri sürerek veto edemeyeceğini dile getirdi. Zira AB savaşı körükleyen değil, savaşların bir daha yaşanmaması için sorunları diyalog ve uzlaşı kültürüyle gidermeye çalışan ülkeler topluluğu... Bu çerçevede Türkiye’nin diyalog çağrılarına uzun süre karşılık vermemezlik edemeyecek olan AB’nin, Yunanistan’ı müzakere masasına çekmeye nasıl ikna edeceği, Rum Kesimi’niyse yaptırım talebinden ne yolla vazgeçireceği merak konusu. Almanya ile Fransa arasında yapılacak müzakereler, bu açıdan kilit anlam taşıyor.

Haberin Devamı

Merkel de rahatsız

Almanya Şansölyesi Angela Merkel de, Yunanistan ile Rum Kesimi’nin tavrından rahatsız. Berlin’e yakın kaynaklar, Rumların maksimalist yaklaşımının AB içerisinde sorun teşkil ettiğini, Merkel’in özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmelerde uzlaşma zemini aradığı, iki lider arasındaki güveni bozacak adımlardan da kaçınmayı arzuladığını aktarıyor.

Bu çerçevede Türkiye’nin ısrarla dile getirdiği koşulsuz diyalog çağrısını sürdürmesi önemli. Bununla birlikte Atina’yla masaya oturması halinde görüşmelerin nihai hedefine yönelik stratejisini de şimdiden belirlemeli. Rum Kesimi’nin provokasyon girişimlerine ve tuzaklarına düşmemesi gereken Türkiye’nin, AB’nin yaptırımlarını engellemek için çizdiği diplomatik rotadan sapmaması gerekiyor. 

Diplomatik gözlemciler, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye’ye yönelik söylemlerini yumuşatma yoluna gitmeye başladığına da dikkat çekiyor. Aslında mizahi bir yaklaşım  sergilemek gerekirse, Fransa, şayet Türkiye’ye Patriot’a alternatif olabilecek “Eurosam-T” hava savunma sistemi satmayı önerse, Macron “bir taşla iki kuş vurmuş” olurdu. Hem Yunanistan’a sattığı Rafale tipi savaş uçaklarına karşı kullanılabilecek bir hava savunma sistemini Türkiye’ye satmış olur, hem de Ankara’nın NATO’ya uyumlu hava savunma sistemi almasına katkıda bulunur.

Haberin Devamı

Mizah bir yana, bölgede gerilim düştükçe ve Türkiye de, diplomasi ön plana koyup AB’nin hukuki ve siyasi dilinden konuşmaya devam edebileceğine ilişkin sinyaller gönderdikçe, AB de Ankara’ya yönelik tonunu mecburen düşürüyor. NATO’da yapılan, çatışmayı önleme ve ayrıştırma usullerine yönelik teknik toplantılar da Türkiye’nin siyasi, diplomatik ve askeri düzeydeki diyalog söyleminin samimiyetini ortaya çıkarıyor.

AB’nin Türkiye’ye yaptırım uygulama ihtimaliyse her geçen gün azalıyor. AB’nin Türkiye’ye yönelik adımlarının, 21 Eylül’deki AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda şekillenmesi bekleniyor. Nihai karar ise elbette AB Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde belirlenecek. AB, uzlaşı kültürü adına, kendi üyesini “uslu davranmaya” ikna edebilecek mi bilinmez. Ancak Ankara, Doğu Akdeniz’deki kriz konusunda Türkiye’ye yönelik samimi, yansız ve nesnel bir yaklaşım sergileyen Merkel’in elini kolaylaştırmak için koşulsuz diyalog ortamı sağladı. Bundan sonra top AB dönem başkanlığının sahasında...

Yazarlar