Musul Başkonsolosluğu çalışmalara hızlı başladı

FATMA G. KABASAKALLI - Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu, 2014 yılında DAEŞ’in kenti ele geçirmesinin ardından saldırıya uğramış, konsolosluktaki 49 kişi rehin alınmıştı. 7 yıl sonra Türkiye’nin diplomatik misyonuyla Musul’a geri dönüşünü konuştuğumuz Musul Başkonsolosu Mehmet Küçüksakallı, şehrin yeniden imarı ve Türkiye ile ticari ilişkileri güçlendirmenin yanında Sincar’ın da ana gündemleri arasında olduğuna dikkat çekti.

- Musul Başkonsolosluğu ne zaman tam kapasiteyle çalışmaya başlayacak?

Şu an başkonsoloslukta yaşıyoruz. Büyük bir yerleşke tuttuk. Güvenlik önlemleri, binaların düzenlenmesi gibi onarım çalışmaları tamamlandı. Aslında başkonsolosluğumuz şu an açık ve çalışmalara başladık, ancak bazı bölümlerimiz henüz faal değil. En geç 1 Temmuz gibi tam kapasiteyle faaliyete geçmiş oluruz. Bütün bu planlamaları yaparken, Irak’ın özel koşulları, güvenlik riskleri, pandemi koşullarını dikkate almakta fayda var. Her türlü zorluğa ve aksamalara rağmen başkonsolosluğu kısa sürede bu aşamaya getirmek Türkiye’nin bir başarısı. Musul Başkonsolosluğu’nda Türk bayrağının tekrar dalgalanacak olması, sadece vatandaşlarımızın değil, Türkiye’ye güven duyan Musullu dostlarımızın da yüreğine su serpti.

- Musul’da güvenlik ve genel durum nasıl?

Şehir merkezinde güvenlik bakımından sıkıntı yok. Ama özellikle PKK terör örgütünün başkonsolosluğumuza yönelik tehditleri, hem Irak hükümetinin ilgili birimlerinden hem de kendi istihbarat kanallarımızdan bize ulaşıyor. Bu güvenlik risklerini minimize edip, tedbirleri alıyoruz. Bu, Musul’daki ikinci görevim. Başkonsolos Yardımcısı olarak 2006-2008 yılları arasında başkonsolosluğu yeniden faaliyete geçirmekle görevlendirilen kurucu ekipte yer almıştım. Saddam rejiminin düşüşünden sonra yaşanan o günleri de bizzat yaşadım. ABD askerlerinin bulunduğu, DEAŞ’ın burada olduğu dönemle bugünü mukayese ettiğimizde, şu an güvenli ve istikrarlı durumda. 40 yıldır burada istikrarsızlık, gerilim, çatışma ortamı vardı. Gerçekten ruhen, fiziken yorgun bir şehir Musul. Yeniden imara, toparlanmaya ihtiyacı var. Başkonsolosluğumuzun buradaki en önemli rollerinden birisi de şehrin yeniden imarı. Zaten TİKA, Kızılay sahada aktif olarak çalışıyor. Maarif Vakıfları’nın okul açma çalışması, Yunus Emre Enstitüsü’nün kültür merkezi kurma teşebbüsleri başladı. Türk şirketleri de bölgede aktif. Musul’un önemli altyapı projelerini yürüten şirketlerimiz, orada çalışan vatandaşlarımız var... Sizin aracılığınızla Türk işadamları ve şirketlerini de Musul’a davet ediyoruz. 

- Sincar, Musul’a çok yakın. Sincar anlaşması ve Sincar’daki durum nasıl?

Başkonsolosluk olarak önemli konularımızdan biri de Sincar. Bir Sincar konusu var, bir de Mahmur konusu var. Sincar’daki PKK mevcudiyetini biliyoruz ve sadece ülkemize değil Irak vatandaşlarına da tehdit oluşturuyor. PKK Sincar’ı kontrol ettiği için Ezidiler dönemiyor. DEAŞ Sincar’a geldiğinde Ezidiler evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalmıştı. Musul da o zaman DEAŞ kontrolünde olduğu için Irak bölgesel yönetimi bölgesine geçtiler. Onların dönüşü, Sincar’daki istikrar ve güvenliğin sağlanmasıyla mümkün olabilecek. Ekim ayında Birleşmiş Milletler’in de desteğiyle, Sincar’ın istikrara kavuşturulmasına yönelik Irak bölgesel yönetimiyle bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmanın önemli hükümlerinden birisi de silahlı terör gruplarının Sincar’ı terk etmesi ve silahlarını teslim etmesidir. Belli bir ilerleme sağlandı, şehirde Irak güvenlik güçlerinin daha fazla mevcudiyet kurduklarını ve PKK’nın şehir merkezinden çekildiğini biliyoruz. Ama çekilmenin de sadece bir üniforma değişikliği şeklinde olduğunu görüyoruz. Sadece ofislerin büroların tabelalarını değiştirdiklerini, o teröristlerin de üstlerindeki üniformayı çıkarıp yeni bir üniforma giydiklerini, dolayısıyla bu yeni sisteme ayak uydurmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu yönde bilgiler intikal ediyor, biz bunları yakından takip ediyoruz.