12.09.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:
STOCKHOLM Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (Sipri) uzmanlarından Pieter Wezeman'ın, S - 300'ler, Türkiye - Yunanistan - Güney Kıbrıs üçgenindeki gerginlik ve İran'ın aşırı silahlanma harcamalarıyla ilgili sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Rum Yönetimi'nin S 300 füzeleri alması, askeri bakımdan ne ifade ediyor?
- Ada'da anlaşma sağlanamıyor ve Türkiye tehlike olarak görülüyor. Türkiye, S - 300'lerin alınması durumunda vuracağını söyleyerek çok şiddetli tepki gösterdi. Güney Kıbrıs'ın bu silahları almasını anlıyorum ama, ne faydası olacak bilemiyorum.
Bölgede savaş riski görüyor musunuz?
- Türkiye'nin tepkisine bağlı. Türkiye gerçekten füzeleri vuracak olursa Yunanistan bunu kabullenemez.
Türkiye ve Yunanistan arasındaki askeri güç dengesi kimin lehine?
- Türkiye ve Yunanistan, NATO çerçevesinde silahlandırıldı. Bu nedenle askeri güç bakımından iki ülke arasında denge var.
S 300'ler dengeyi bozabilir mi?
- S 300'ler şu anda piyasadaki en güçlü sistemlerden biri. Özellikle küçük ülkeler için elverişli. Örneğin Güney Kıbrıs o kadar küçük ki, bir saldırı halinde uçakları ülke toprakları üstünde vurmaya vakit kalmadan, uçaklar hedefleri bombalayıp kaçabilir. Yani kısa menzilli füzeleri kullanma şansı çok düşük. Oysa, uzun menzilli bir sistemin varsa uçakları uzaktan görürsün ve hedefe yaklaşmadan onları vurmak içini vaktin olur. Tabii uzun menzilli füzeler olduğu için Türk hava sahasını tehdit ettiği de doğru. Ancak S - 300'lerin gücü biraz abartılıyor. S - 300 savunma için güçlü, iyi bir sistem ama, ne süper ne de belirleyici.
Öte yandan uzun menzilli füzelerle yanlış uçağı vurma gibi önemli bir risk var. Radardaki işareti düşman uçağı sanırsın, ama yolcu uçağı da olabilir. Uzun menzilli füzelerin sorunlarından biri bu. Küçük bir ülkenin uzun menzilli füze kullanması bu yüzden riskli.
Türkiye'nin bir Mısır gemisinde S - 300 parçaları bulduğu yolundaki haberleri duydunuz mu?
- Duydum ve şaşırdım. Mısırlıların S - 300 alacağına olasılık tanımıyorum. Mısır'ın niyeti olsaydı, çok yakın ilişki içinde olduğu ABD'den benzer bir sistemi kolaylıkla alabilirdi. Bence bu ihtimalin mantıkla ilgisi yok; tamamen boş laf.
İran'ın askeri harcamaları geçen yıl 18 milyar dolar gibi bir rakama ulaştı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
- "İran çok silah alıyor" demek yeterli değil. Bölgedeki ülkeleri de hesaba katmak gerekiyor. Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkeleri de çok silah aldılar. Bölgede Irak'ı da hesaba katmak lazım. Her ne kadar ambargo nedeniyle son yıllarda silah alamadıysa da, İranlılar Irak'a güvenmiyorlar. ABD ve İsrail'i de unutmamak gerek.