Dünya Tarihte bir kadın istismarı hikâyesi

Tarihte bir kadın istismarı hikâyesi

13.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısıyla Osmanlı tarihindeki "Katerina otağına gittiği Baltacı Mehmed Paşa'yı kandırdı" dedikodusu yine gündeme geldi. Doç. Dr. Zübeyde Güneş Yağcı “Bu dedikodu paşanın muhalifleri tarafından üretilmiştir ve tarihte hep olduğu gibi yine bir kadın kullanılmıştır" dedi.

Tarihte bir kadın istismarı hikâyesi

AYŞE ÖZDEMİR - Balıkesir Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zübeyde Güneş Yağcı, 1711'de Osmanlı'yla Rusya'yı karşı karşıya getiren Prut Savaşı ve bu savaşın önde gelen tarihi figürleri Baltacı Mehmet Paşa, dönemin Rus Çarı I. Petro ve eşi Katerina'yla ilgili şu bilgileri verdi: "Baltacı Mehmet Paşa, 1711'deki Osmanlı - Rus savaşıyla tanınan vezir-i azamdır. Tarih onu Petro’yu bıraktığı gerekçesiyle iyi yargılamamaktadır. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı Prut Savaşı’nı yeniden gündeme getirmiştir. Bunun yanı sıra Baltacı Mehmed Paşa, Prut Savaşı sırasında Petro'nun sevgilisi, antlaşmadan sonraysa eşi olan Katerina ile anılmaktadır. Bugün sokakta insanlara paşayı sorduğumuzda, Katerina akla gelmektedir. Katerina ile paşa buluşmuş mudur, Katerina paşayı kandırmış mıdır merak edilmektedir. Bu hususta birçok hikâye kaleme alınmıştır. Kadın olarak Katerina kandıran, aldatan kadın, Baltacı Mehmet Paşa da iradesi, inancı, amacı olmayan erkek figürü olarak topluma sunulmuştur.”

Haberin Devamı

ŞARL ETKİSİ

"Baltacı Mehmet Paşa, 1660 ya da 1661 Çorum doğumludur. İstanbul’a gelip, saraya katip olarak girmiştir. Şehzade Ahmed’in hizmetini görenler arasında yer almıştır. Bu irtibat paşanın aralarından geldiği saray muhafız kıtası Baltacılar arasında kıskançlığa sebep olmuş ve saray dışında görevlendirilmesine yol açmıştır. Paşanın 9 senelik taşra görevi III. Ahmed’in tahta geçmesiyle sona ermiştir. Sultan III. Ahmed onu vezir-i azam yapmıştır ancak bu makamda 1 yıl 4 ay 18 gün kalmıştır. Ardından İzmit’e gönderilmiştir. Orada Sakız adası muhafızlığına tayin edildiyse de sarayda itibarlı bir cariye olan eşinin ricasıyla Erzurum Beylerbeyliği’ne tayin edilmiştir. 1711'de Osmanlı - Rus ilişkileri kopunca seferi yönetecek komutan olarak vezir-i azamlık makamına yeniden getirilmiştir. Savaşın nedeni, İsveç Kralı XII. Karl’ın Çar Petro’ya yenilmesidir. Demirbaş Şarl olarak bilinen XII. Karl, Petro’ya yenilince Osmanlı'ya sığınarak devletin savaşa girmesi için her şeyi yapmıştır. Ona göre Rusya’yı sadece Osmanlı Devleti durdurabilirdi. Kırım Hanı Devlet Giray da aynı görüştedir."

Haberin Devamı

Tarihte bir kadın istismarı hikâyesi

RUS ORDUSUNU KUŞATIR

"Ve padişahın kararıyla, Baltacı Mehmet Paşa 1711'de ordunun başında İstanbul'dan hareket edip hızla Prut'a ulaşır. Prut'a daha önce gelen Petro, sabah uyandığında ordusunun kuşatıldığını öğrenince hezeyana kapılır. Bu sırada Petro'nun yanındaki sevgilisi Katerina devreye girer. Kuşatmadan kurtulmak için Petro’yu yönlendirir. Katerina'ya göre paşanın şartları kabul edilmelidir. Elçi Peter Şafirov'a kuşatma altındaki Rus ordusunu kurtarmak için çarın teslimi haricinde vezir-i azam’ın isteklerini kabul etme yetkisi verilir. Görüşmede Baltacı Mehmet Paşa, Rusların Azak Kalesi'ni ve daha birçok kaleyi geri vereceğini görünce barışı kabul eder. Barış şartları içinde Rusların Ukrayna’yı rahat bırakması da vardı."

‘MUHALİFLERİN DÜZENLEDİĞİ BİR KARALAMA KAMPANYASI’

Doç. Dr. Zübeyde Güneş Yağcı, Baltacı Mehmed Paşa’yla Katerina’nın hiç görüşmediğini de şöyle açıkladı: “Paşanın başarısızlığı Çar Petro’nun kurtulduktan sonra anlaşma şartlarına uymamasından kaynaklandı. Bu durum paşaya karşı muhalefeti harekete geçirdi. Karalama kampanyası başlatılarak tarihin her döneminde olduğu gibi bir kadın kullanıldı. Düşman da olsa Katerina bir kadındı. Paşa ile gizlice görüştüğü ileri sürüldü. Güya Katerina gizlice paşanın otağına gitmişti. Yalvarmasının haricinde bir hayli para ve mücevher vermişti. Paşa bu suretle Ruslarla anlaşmıştı. Baltacı Mehmet Paşa’nın Katerina’yla görüştüğü iddiası tamamen asılsızdır ve bir dedikodudan ibarettir. Bu iftira padişah nezdinde kabul görmeyince askeri kışkırtmakla suçlanan paşa tutuklandı ve 1711’de Midilli’ye sürüldü. 1712’de gönderildiği Limni Adası’nda vefat etti. Paşanın Yeniçerilere güvenemediği gerekçesiyle imzaladığı düşünülen Prut Antlaşması’nı durumu iyi tahlil edemediği için kabul ettiği ileri sürülmektedir. Katerina’yla buluşmayan paşanın, rüşvet aldığı da ispatlanamamıştır. Mal varlığından iddia edilen para ve mücevherler çıkmamıştır. Ancak Paşa’nın kethüdası Osman Ağa ve Ömer Efendi, Prut antlaşmasında oynadıkları rol nedeniyle idam edilmiştir. Onların Ruslardan rüşvet aldığı kabul görmektedir. Bazı kaynaklar, Ruslardan 200 bin ruble alındığı üzerinde durmaktadır.”