Ege Altay hayatın bana en güzel hediyesi

Altay hayatın bana en güzel hediyesi

27.04.2020 - 00:00 | Son Güncellenme:

Futbola, Nazilli’de başladı. 19 Yaşında Altay’a transfer oldu. İlk defa lig şampiyonluğu yaşayan Beşiktaş’la tarihe geçti. İzmirspor, Karşıyaka formaları da giydi. Ama onu herkes Altaylı Doğan Akı olarak bildi...

Altay hayatın bana en güzel hediyesi

18 yıl futbol oynadım ve bir 18 yıl da antrenörlük yaptım. Altay’ı şampiyon yapamayınca hocalığı bıraktım.

Keşke dünyaya bu kadar erken gelmeseydim. Eğer şimdi futbol oynuyor olsaydım, kariyerimi ikiye katlardım

Haberin Devamı

Koronavirüs salgını nedeniyle spor müsabakalarına verilen arada Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş ve usta kalem Fatih Tanfer, güzel tarihin tozlu yapraklarını sizler için karıştırmaya devam ediyor. “Geçmişten Günümüze Değerlerimiz Konuşuyor” köşesiyle Türk futboluna hizmet etmiş, İzmir sporuna adını altın harflerle yazdırmış isimlerin hikayelerini, siz sporseverlere sunuyor. Yıldızı İzmir’de parlayan, İzmir Ligi’nin son yıllarında Altay’da oynadıktan sonra, Milli Lig’in ilk yıllarını Beşiktaş’ta geçirdi. Beşiktaş’ın ilk defa lig şampiyonluğunu kazandığı kadroda yer alarak tarihe geçti. iki sezon Beşiktaş, dört sezon İzmirspor ve bir sezon Karşıyaka forması giymesine rağmen futbol camiasında “Altaylı Doğan” olarak anıldı. Futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük hayatına da yine Altay’da başladı. Milli takımı da başarıyla temsil eden Doğan Akı, spor yaşantısını, unutamadığı anılarını, Türk futbolunun bugünkü durumunu sizler için anlatıyor. Keyifli okumalar...

Altay hayatın bana en güzel hediyesi



Sevgili Doğan Akı, bize kendinizden bahseder misiniz?

1936’da Nazilli’de doğdum. Yedi yaşından sonra sahalardan hiç ayrılmadım. Top oynadığım için başım dertten kurtulmadı desem yeridir. Top oynarken bir gün öğretmenim gördü. Eski kapı anahtarlarına kulağımı sokup kıvırdığını hatırlıyorum. Nazilli’nin iki tane takımı vardı o zamanlar. Bir tanesi Menderes, diğeri ise Sümerspor. Ben 15 yaşıma geldiğimde Menderes takımında oynuyordum. Sümerspor, İzmir’den oyuncu getirirdi. 16 yaşıma bastığım zaman Sümerspor’a geçtim. Beşiktaş’ta idmanlara çıkıyordum. Üçer tane penaltı atışı yaptık, “Siz gidin biz sizi çağıracağız” diyerek bizi yolladılar. Sonra trenle Nazilli’ye döndüm. Garda indiğimde, “Altay şehrimizde” diye ilanlar asılmıştı her tarafa. Pazar günü de Altay’la, Sümerspor’un maçı vardı. O maçta Bayram Dinsel’i iyi tuttum ve adım attırmadım. Maçtan sonra benim adresimi aldılar. Bir hafta sonra da, gece saat 12‘de postacı babamın ismini bağırdığını duydum. “Ali Bey!” diye inliyordu. Kapıya çıktık. Bayram Dinsel imzalı bir zarf. “İlk vasıtayla İzmir’e gel, milli takımla antrenman maçı oynamaya gidiyoruz” diye yazı vardı. Sabaha kadar heyecandan uyku tutmadı. Daha sonra beni Altay lokaline götürdüler. Belki 100 tane futbolcu oradaydı. O gün hepimiz mukavele imzaladık. Böylece 1954 senesinde resmi olarak Altaylı oldum. Altay’a gittikten bir sene sonra, takım kaptanlığına getirildim. Benden çok büyükler vardı ama yönetim kurulu öyle uygun görmüş. 1956’dan 1958’e kadar İzmir’den yalnız ben milli takıma gittim. Altay’la İzmir Ligi’nde 1956-57 ve 1957-58 yıllarında şampiyonluk yaşadım. Arından da 1959 yılında Beşiktaş’a transfer olmama rağmen Altay’ın itirazı yüzünden bu transfer hemen gerçekleşmedi. Altay’la yaptığımız mukavelenin iki senelik olduğunu sanıyordum, meğer üç senelikmiş. Ardından 1959-60 sezonunda transfer olduğum Beşiktaş’ta şampiyonluk yaşadım. İlk kez lig şampiyonluğu kazanan Beşiktaş kadrosunda yer alarak tarihe geçtim. İki sezon Beşiktaş, dört sezon İzmirspor ve bir sezon Karşıyaka forması giymeme rağmen, futbol camiasında “Altaylı Doğan” olarak biliniyorum. Nitekim futbolu burada bıraktıktan sonra antrenörlük hayatına da yine Altay’da başladım. Kocaeli, Ordu, Konya, Soma, Ödemiş, Tirespor gibi takımlarda antrenörlük yaptım. 18 sene futbol oynadım, 18 sene de antrenörlük hayatım oldu. 1982 yılında Altay’ı kümede tutamayınca da antrenörlüğü bıraktım.

Altay hayatın bana en güzel hediyesi


Haberin Devamı

Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Yakın dostum Varol’u Beşiktaş’tan Altay’a transferinde aracı olmuştum. Film sahnelerini aratmayacak anlara şahitlik etmiştik. Varol’la bir yıl aynı takımda oynadık. Bir gün bana gelip Karşıyaka’ya transfer olacağını ve kendisine bilet bile aldıklarını söyledi. Ben de onu Altay’da görmek istediğimi söylemiştim. O da Altay’dan kendisine teklif gelmediğini üzülerek söylemişti. Ben de o zamanın Altay lokalini çalıştıran Bayram Ağabey’e bu durumu hemen söyledim. Sonrasında Varol’un uçak saatine kadar her şeyi Bayram Ağabey’e bildirdim. Karşıyakalıların havaalanına muhakkak onu almaya geleceklerini emindim ve bunu da belirttim. Dediğim gibi de olmuş. Karşıyakalılar onu almaya gelmiş. Bir orada film sahnesi gibi bir plan düzenledik. Varol’u Karşıyakalılar fark edene kadar, Altaylılar kaptığı gibi kulübe götürmüştü. Bir de, Altay’dan Beşiktaş’a transferimde ilginç bir anım var. Altay beni tekrar takımda görmek istiyordu. Ben de Beşiktaş’ta oynamak istiyordum. Altay bana, “İzmir’de Beşiktaş’la özel maç yapalım. Tüm masraflar senden olacak, hasılatı da bize vereceksin” demişti. Ben de kabul ettim. Maçta bir pozisyon sonucu penaltı oldu. Kalede de arkadaşım az önce bahsettiğim Varol vardı. Ben penaltı atışını kullandım, Varol kurtardı. Ancak hakem penaltıyı tekrar ettirdi. Altay antrenörü kulağıma gelerek penaltıyı dışarıya atmamı söyledi. Ben de dışarıya atmak için topa geldim ve çok sert bir vuruşla topu direğe çarptırarak gol attım. Hepimiz çok şaşırmıştık.

Altay hayatın bana en güzel hediyesi



Yeni nesile önerileriniz var mı?


Ben kilo almaya müsait bir yapıya sahibim. Antrenmanlardan önce içime kat kat kıyafetler giyer, antrenmanlara öyle çıkardım. Yememe, içmeme çok dikkat ederdim. Kilo almayı böyle önlerdim. Yani istedikten sonra her şeyi başarabilirsiniz. Bugüne dönecek olursak gençlerimiz de istediklerini yapmak için çok çalışmalılar. Çalışmanın önemini hem futbolcuyken hem de antrenörken gördüm. Bu işin temeli çalışmak, çalışmak ve çalışmaktır. Günümüzün koşulları genç yeteneklerimizin kendilerini göstermeleri için artık daha çok elverişli. Onların tek yapması gereken kendilerine sunulan imkanlardan sonuna kadar yararlanmaları. Şimdiki gençler daha bilinçli. Bizler o kadar şanslı bir hayatın içine doğmadık. Ellerindeki fırsatları, sonuna kadar en iyi şekilde kullansınlar. Keşke dünyaya bu kadar erken gelmeseydim. Günümüzde futbol oynuyor olsaydım, kariyerim kesinlikle daha farklı olurdu. Başarılarımı ikiye katlardım.

Haberin Devamı

Türk futbolunun bugünkü durumunu değerlendirir misiniz?

Türk futbolunun bu halini hiç beğenmiyorum. Borçlar inanılmaz rakamlara ulaştı. Artık virüs olayından sonra eskiye dönerek maaşlar azalacaktır. Maaşlar çok ama oyunu takımının lehine çevirecek çok az futbolcu var. İmkanlar çoğaldı ama yetenekli oyuncu sayısı azaldı. Şimdiki maçları izlemiyorum. Bana zevkli gelmiyor. Umarım bu durum bir an önce tersine döner. Ben inanıyorum ki bu ülkenin gençleri, yetenekleri bitmez. Daha iyilerini izlemek için günümüzün hatalarından ders çıkarmamız gerekir. Bizim futbolcu vitrinimiz daha özenli ve geniş olmalı. Avrupa’ya taşıyacağımız ve futbol ekonomisine katkı yapacak gençlerimizi en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Onlara bol bol şans vermeliyiz.