Ege İzmir, modacı Esin Yılmaz’a ağlıyor

İzmir, modacı Esin Yılmaz’a ağlıyor

03.04.2011 - 02:24 | Son Güncellenme:

İzmir, önceki gün hayatını kaybeden modacı Esin Yılmaz’a ağlıyor.

İzmir, modacı Esin Yılmaz’a ağlıyor

Çalışmaları kadar yaptığı iyiliklerle de gönüllerde yer edinen modacı Yılmaz, bir süredir amansız hastalıkla mücadele ediyordu. Ancak bu süreç içinde de hayata sıkı sıkıya bağlıydı. Yılmaz’ın ölümü meslektaşlarını ve sevenlerini derin üzüntüye boğdu.
Esin Yılmaz, İstanbul Beykoz Akbaba köyünde doğdu. Kestane kozalarıyla yaratıcılık örnekleri gösterip, öğretmenlerinin dikkatini çekti. Bezden bebeklerinde pazenler, oyalar, yünler kullanarak giysiler tasarladı. Bu yeteneği Esin Yılmaz’ı İstanbul festivallerinden Almanya’ya, Romanya’ya uzanan bir yaşama taşıdı.
İstanbul’dan İzmir’e geliş
1972’de 15 yaşından itibaren eğitim gördüğü Nişantaşılı Rum terzinin yanından uygarlık ve hınzırlığın beşiği olarak gördüğü İzmir’e geldi. Alsancak’taki atölyesindeki çalışmalarını yansıtan ilk defilesini kız yetiştirme yurdu yararına Efes Oteli’nde gerçekleştirdi. Tasarımlarına her zaman doğa ve insan sevgisiyle dolu yüreği ve sivil toplum gönüllüsü kişiliğinin izleri egemen oldu. 35 yıllık meslek yaşamında geleneksel Türk beğenisini, çağdaş teknikle harmanladı.
Hastalığı nedeniyle çeşitli operasyonlar geçiren ve ilaç tedavisi de gören Yılmaz, son olarak 3 buçuk ay önce Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Şakacılığıyla bilinen modacı Esin Yılmaz, 1 Nisan’da akşam üzeri bu hastanede hayata gözlerini yumarak, gelinlikleri ve tasarımlarıyla destek olduğu Allianoi eylemlerinin değişmez simgesi su perisini öksüz bıraktı. Esin Yılmaz’ın cenazesi bugün Alsancak Hocazade Camisi’nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrasında toprağa verilecek.

Yılmaz anlatıyor:

“Yerel kumaşlar, yerel süs ve takı malzemeleri modern ile buluşmalı, gündelik hayatın ve sokağın kültürü yaratıcı beyinlerin çizgilerinde yaşam bulmalı.Belki de bu nedenle bir efsuncu teyze gibi, heybemden çıkan Anadolu öykülerini; uçuşan varonlar, küsüp de kıvrılıp kaçan drapeler ve çapkınca açılan kloşlarla çiziyorum. Ne yaşamdan kopuk ne yaşamın tıpkısı, geçmiş ve gelecekle birlikte yaşamaya aynası olan bir tasarım anlayışındayım.”