İzmir'de bir İstanbul Modern yaratılamaz mı?

İstanbul gibi bir şehir dünyada da çok az. Ama İzmir'in bazı merkezlerden daha ön planda olabileceği konular var. Örneğin üniversite kenti olabilir, örneğin hizmet üreten bir şehir olabilir. Ya da sanat ve kültür başkenti olabilir. Bu potansiyel Ege Bölgesi'nde her zaman vardı. İzmir Kültür ve Sanat Vakfı'nın Ahmet Piriştina adına yaptığı başlangıç konseri Efes Antik Tiyatrosu'ndaydı. Efes'te konser izlemek bana göre dünyanın en keyifli işlerinden biri. Ama alternatifsizlikten Efes'e gidiyor olmak; beni asıl üzen nokta bu. Tam yedi yıldır Adnan Saygun Kültür Merkezi'yle uğraşıyoruz. Bu kadar yıl geçmiş; temel bile atılamamış. Anlaşılan o ki, daha uzun bir süre atılamayacak. Dünya Ticaret Merkezi'nin yanına planlanan Sanat Merkezi'nin de yapılacağı yok. Artık Türkiye'de bilmeyenin kalmadığı o meşhur çukurun dolması için herhalde bir yedi sene daha bekleyeceğiz. Geçen gün İstanbul Modern'in kuruluşunda gösterdiği gayretle sanatseverlerin sevgisini kazanan Oya Eczacıbaşı'nın bir röportajını okudum. * * *Eczacıbaşı, sanat merkezinin artık bir buluşma noktası, sosyal bir platform haline geldiğini söylüyor ve şu çarpıcı yorumu yapıyordu. "Geçen gün Balıkesir'den bir otobüs dolusu kadın geldi, burayı gezdiler ve döndüler. Çok bebek oluyor gündüzleri. Anneler bebeklerini alıyor ve dolaşıyorlar. Bizim böyle imkânlarımız yoktu çocuklarımız küçükken. Bebekler gözünü açıyor sanatla karşılaşıyor, hafta sonlarını burada geçiriyor. Bir, iki, üç beş derken sonunda bir estetik değerleri oluşuyor..." İzmirli, Egeli çocuklar nerede dolaşacak; hepsinin İstanbul Modern'e gitme imkanı var mı? Bundan daha güzel bir geri dönüş olabilir mi? Neden İzmir'e de onlarca otobüs dolusu insan gelmesin, konserler dinlemesin, resim sergileri gezmesin? * * *Oya Eczacıbaşı, İstanbul Modern'i şöyle anlatıyor. "Buranın en baştan beri yaşayan bir mekân olmasını arzu ettim. Bir sinema salonu oluşturduk. Fotoğraf galerisi ve kalıcı sergi salonu var. Aslında burada hiçbir şey kalıcı değil. Kalıcı da kendi içinde dönüşümlü olarak her yıl değişiyor. Gençler çok ilgi gösteriyor. İnteraktif bir mekân oldu. Kütüphane ve kafesi müze kapandıktan sonra da açık kalıyor. Heykel bahçesi var. Herkes kendi ilgi alanı içinde olan bölümlere gitse de gözünün ucuyla bile olsa diğer bölümlere bakıyor. Bir eser de olsa etkilenebiliyor..."* * *Sanat, insanları birbirine yaklaştırabilecek en önemli etkendir. Tabii ülkeleri de... Ben İzmir'in böyle bir misyon üstlenebileceğine inanıyorum. Ve bu kenti bir sanat ve kültür merkezi yapacak yatırımları özlemle bekliyorum. İzmir'i İstanbul ile karşılaştırmak ne kadar doğru? Bence doğru değil. İzmir'in süratle ve kentin buluşma noktası olarak kabul edeceği mekanları yaratması gerekir. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, geçenlerde İzmir'e gelişinde tarihi mekanlardan bazılarının bu yönde tahsis edileceğini söylemişti. İzmir'de de pekala kültür ve sanata destek verebilecek sponsorlar bulunabilir. Bugün atıl duran ama doğru projelerle İzmir'in yeni cazibe alanları olabilecek çok önemli tarihi mekanlar bulunuyor. Örneğin havagazı fabrikası, örneğin sigara fabrikası, örneğin DGM binaları... Uzunca bir liste yapabilirim. Böylece bu tarihi mekanlar hem değerlendirilmiş olur, hem de eksik olan sanat merkezleri şehrin yaşamına renk katmış olur. Bakan Atilla Koç'un bu konuda verdiği sözü tutmasını ve zaman kaybetmeden İzmir için bir komite oluşturmasını bekliyoruz. dsipahi@milliyet.com.tr Bakan Koç İzmir'e söz vermişti