17.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
FEHİM GENÇ / Karacabey - Fotoğraflar SELİN ARUTAN
Kirmikir, Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Harmanlı köyünün eski adı. TÜSİAD’ın başkanlık koltuğuna oturacak Muharrem Yılmaz’ın Selanik’ten göçen dedesinin yerleştiği köy. Ortaçağda köyün olduğu yerde ‘Dlimitziri’ adında bir yer olduğu, Kirmikir’in de buradan geldiği biliniyor. Cumhuriyetten sonra köy isimleri değiştirilirken köyün adı Harmanlı olmuş. Ama civarda köye hâlâ Kirmikir, bu köyden olanlara da Kirmikirli deniyor. En meşhur Kirmikirliler ise Yılmaz ailesi...
Dede Celalettin Ağa, Selanik’ten Kirmikir’e geldikten sonra yıllarca muhtarlık yapmış. Köyün yaşlıları Celalettin Ağa’nın icraatlarını efsane gibi anlatıyor. Yılmaz’ın babası, Sütaş’ın kurucusu Sadık Yılmaz için ise, “Sadık Bey bir numaraydı” diyorlar. Celalettin Ağa’nın yaptırdığı iki katlı okul ve muhtarlık binasını, Sadık Bey’in yaptırdığı cami ve düğün salonunu minnetle anıyorlar.
Köy kahvesinde sohbet ettiğimiz yaşlılar, “Sadık Bey’e yap şuraya bir cami dedik. Biz hepimiz biraraya gelsek, gebersek buraya beş kuruş para veremeyiz, bir cami yapamayız, dedik. Sözümüzü iki etmedi” diye konuşuyorlar.
Köylülerin Sadık Bey’e ilişkin hatıraları bununla sınırlı değil:
“Sadık Bey de babasına benzemiş. Babası da evlenecek olanların düğününü yapar, istediği kızı da ona alırdı. Çiftçi adamız. Başımız sıkıştığında gider 2 milyar (şimdiki parayla 2 bin lira) verir misin dediğimizde, Sadık Bey ‘hemen çocukların istediğini verin’ derdi.”
‘Muharrem’de çok kafa var’
Köy kahvesinde yaşlıların anlattığına göre Muharrem Yılmaz, köyden ayağını kesmemiş. Baba evini müze haline getirmişler. Her bayram, bayram namazını annesi ve babası adına yaptırdıkları camide kılıyor, kurbanını köyde kesip pay edip dağıttırıyormuş.
Köylülerinin, Muharrem Yılmaz hakkındaki kanaatleri şöyle:
“Muharrem girgin adam, Muharrem’de çok kafa var. Muharrem bey bizden ufak. Okulu Karacabey’de okudu. Her bayram gelir. Ramazan’da, Kurban’da bayram namazını burada kılar. Ramazan’ın 15’inde köyün hepsine erzak verir. Sade bizim köye değil, bütün Karacabey köylerine erzak dağıtır. İyi insanlar yani. Muharrem Bey’in yeni görevi hayırlı olsun, iyi adam.”
‘Öyle adam bulunmaz’
“İçimizden biri” dedikleri Muharrem Yılmaz için köylülerinin anlattıkları şöyle:
“Halk adamı o. Öyle adam bulunmaz. Şu anda bu vaziyette gideyim onun dairesine, kapısını vurmadan girerim onun yapına, bu kadar iyi bir adam. Onun iyilikleri saymakla bitmez. Öyle 10 tane adam olsa yeterdi. Hep beraberiz. Oturur sohbet ederiz. Devamlı burada.”
Sadık Yılmaz müzesi...
Muharrem Yılmaz’ın baba ocağı Sadık Yılmaz Müzesi’ne dönüştürülmüş. Dedesi Cellalettin Ağa ile babası Sadık Yılmaz’ın eşyaları bu müzede korunuyor. Aile üyeleri de her bayramı aynı zamanda müze olan baba ocağında karşılıyorlar.
Kese kâğıdındaki 25 kuruşlar
Köydeki yaşlılar Muharrem Yılmaz’ın dedesi Celalettin Ağa’yı ve Sadık Yılmaz’ı daha çok tanıyor. Celalettin Ağa bayramlarda kese kağıdına “sarı” 25 kuruşları doldurup bayramda elini öpen çocuklara bayram harçlığı olarak verirmiş. “Ceketi ters giyer, tekrar tekrar giderdik” diyor yaşlılar, “Bazen, ‘sen daha şimdi gelmemiş miydin kerata’ diye bizi kolumuzdan yakalardı” diye anlatıyorlar.
‘Her yerde var Sütaş’ın yerleri!’
Köylülerin, Sütaş’ın büyüklüğüne ilişkin düşünceleri ise şöyle:
“Çok büyük fabrika oldu. İstanbul, Konya, Erzurum, Kars her yerde var onun yerleri. Köyün yarısı ona silajlık buğday, mısır eker. Bu yıl uzun boylu buğday ektirdi. Şimdi gübre verecek. Başağı olgunlaşmadan, taneyi doldurur doldurmaz biçtiriyor. Bir göreceksiniz onun çiftliğini. 2-3 bin tane hayvanı var, aklınız durur zaten. Onun hayvanları idare ediyor Sütaş’ı, yoksa buradaki hayvanlardan ne çıkar?”
‘Çiftçilik para etse kim Muharrem’e silaj eker?’
Köylüler daha sonra çiftçiliğin para etmediğine, buğdayın fiyatının 10 yıldır değişmediğine getiriyorlar sözü. Anlattıkları şöyle:
“Çiftçinin satacağı mal ucuz. Çiftçilik para etmiş olsa hiç Muharrem’e eker mi silaj? Bu sene 20 bin dönüm silajı vardı. Çiftliğinde 10 bine yakın hayvanı var, bu kadar hayvanı görsen korkarsın. Silajın tohumunu veriyor, gübreyi veriyor, biçiyor, parayı da 5-10 gün içinde bankaya yatırıyor.”