Son Güncellenme:
Medeni haklardan faydalanma ehliyeti olan hak ehliyeti, bir kişinin hak ve borçlara sahip olma yeterliliğini ifade eden hukuki bir kavramdır. Kişilerin hak ehliyetine sahip olmasında irade beyanı ya da herhangi bir işlem yapılması gerekli değildir. Fiil ehliyetinden farklı olarak doğum ile kazanılır.
Medeni kanuna göre her insan hak ehliyetine sahiptir. Hukuk ve kanunlar dahilinde tüm insanların haklara ve borçlara sahip olma ehliyeti eşittir. Bu anlamda hak ehliyeti genellik ve eşitlik ilkeleri üzerinden kurulur.
Kişiler doğumları itibariyle hak ehliyetine sahip olmakla birlikte sağ doğmak şartı ile anne karnındaki cenin için de hak ehliyeti söz konusudur. Tüzel kişiler için hak ehliyetinin başlangıcı, kanuna göre kuruluş işlemlerinin tamamlanması ile başlar.
Bir kişinin kendi eylemleri sonucunda hak ya da borç sahibi olabilmesine fiil ehliyeti adı verilir. Bu anlamda hak ve fiil ehliyetlerinin ayrımını kesin olarak yapmak zordur. Bir kişinin fiil ehliyetine getirilmiş olan bir sınırlama aynı şekilde hak ehliyetini de sınırlandırır. Ancak her kişi hak ehliyetine sahip olmakla birlikte, her durumda fiil ehliyetinin varlığından söz edilemez. Fiil ehliyeti hak ehliyetinden farklı olarak sonradan kazanılır. Ehliyetin kullanımı bakımından eşitlik ilkesi söz konusu değildir. Fiil ehliyetinden söz edilebilmesi için kişinin kısıtlı olmaması, reşit olması ve ayırt etme gücüne sahip olması gerekir.