Samim: Hocam ehliyete yazıldım ve yaklaşık 1 ay kadar kursa gelemeyeceğim.Baturalp: Demek öyle Samim. Tüh ben de çok yeni bir teknik öğretecektim bugün.Samim: Hangi tekniği öğretecektiniz hocam?Baturalp: Bu tekniği tekrar belki 1 sene sonra anca anlatırım…Samim: Çok merak ettim hocam, hangi teknik bu?Baturalp: (Asık bi surat ifadesiyle kafasını aşağı yukarı sallayarak) Sekteye uğramış bülbül tekniği Samim.
Sıdıka maça gitmek istiyordur ve evde tezahürat antrenmanları yapar.Sıdıka: Veysel Hoca takımı buraya getir!!!Safiye: Elin heriflerini eve çağırma!!!
Zekeriya, Safiye’nin göbek adı olan Okşan’ın kullanılmasını yasaklamıştır. Ve bir gün içki masasında:Zekeriya: Bundan sonra annenize Okşan diyebilirsiniz… Okşannnn!!Safiye: Demeyin.. Sarhoş bu şimdi.. Ayılınca hepimizi döver.Zekeriya: Yok ya, ne sarhoşu… O, o zaman içindi. Bu saatten sonra adın Okşan olsa ne yazar, Ornella Muti olsa ne yazar…
Safiye: Marpuçcu Baba Hazretleri’nden ne diledin kız?Sıdıka: Park yeri…Safiye: Hazretleri’nin huzurunda çimdirmiyim şimdi! Ulu kimselerin türbesinde huzura çıkınca makara yapılmaz. Hele anneyle dalga geçmek hiç olmaz, çarpılırsın alimallah… Böyle yamulup helezonik kalırsın.Sıdıka: Niye? Dalga filan geçtiğim yok, ben Hazretleri’ne dua okuyup park yeri istedim. Seneye de araba istiycem kısmetse…Safiye: O dilin şişer de kalır ağzının içinde, dalga geçme diyorum sana! Park yeri istemişmiş… Direkman araba istesene madem. Niye işi uzatıyorsun? Marpuçcu Baba Hazretleri park kahyası mı sana park yeri bulacak?Sıdıka: Bizi batıran bu zihniyet işte… Önce alt yapı sorununu halletmeye çalışıyoruz herhalde. Park yerin, sürecek yolun olmadıktan sonra Rolsroys’un olsa ne yazar? Bütün hıyar tüketiciler gibi üç kuruşu denkleştirip araba almakla olmuyor bu iş…
Eve ilk kez bilgisayar alınır ve ardından…Sıdıka: Eveeet… Girdik işte Windows ortamına.Safiye: Gözü kör olmayasıca, ben senin yaşındayken çoktan aile ortamına girmiştim.
Sıdıka: Anne, hadi bana dört rakamlı iki sayı söyle.Safiye: Sopa… Sopa…Sıdıka: Sayı dedim, sözcük değil.Safiye: Kız yeter artık, durdur şu beynini. Yarım aklını dört rakamlı sayıları kafadan çarpmayla bozdu. Sanki bir halta yarayacak.Sıdıka: Niye yaramasın? Ekmek parası, televizyona çıkar şov yaparım. 1243 kere 9773…Safiye: Ay dostlar yetişin, çekin şu karının fişini. Kalkilatör kaltak… Lan, yemin et, vallahi parçalarım, en fazla iki rakamlı sayıları çarpacaksın. Bakkal hesabı yeter. Belki esnaf bir koca bulursun. Robot gibi bütün gün car car car hesap yapan bir kızı kim ister? Peygamber olsa dayanamaz vallahi.
Sıdıka: Doğduğum gün ebe haklarımı okumuştu, hatırladığım kadarıyla konuşmama hakkına sahibim. Hem galiba problem ebemde zaten, doğum sırasında malzememden çalmış. En küçük bir duygusal sarsıntıda kamu binası gibi çöküveriyorum. Üff… İçim sıkılıyo, canım hiç bişi istemiyo.Safiye: Kartel’in şarkısına karaoke yapalım mı, açılırsın.Sıdıka: Git işine anne yaa! Git bişiy filan ör, kupon mupon kes, beni rahat bırak.Safiye: Dalga geçme annenin gündelik hayatıyla. Ağzının ortalık yerine Safiye ölçeğine göre yedi şiddetinde bi korsam görürsün gününü. Şimdi düzgün cevap ver bakiim anneye; niye bozuldun da surat asıyorsun bakiim, nooldu?
Sıdıka: Bak anne, bütün organizmalarda üremeye bağlı olarak bir cinsel içgüdü vardır anladın mı? Yani psikanalizin babası Freud diyor ki..Safiye: Heeyt! Fröyt deme anneye Sıdıka. Fröytgilin kedisi orospu oldu diye, tüm cümle mahlukat pavyonda mı çalışacak yani?
“Sevgili günlük,Bugün anneme manevi şiddet uyguladım. Naaparsa yapsın bahar sevincimden taviz vermedim, beni sinirlendiremedi ve fakat kendisi çıldırdı. En son bıraktığımda terliğiyle kendini dövüp kolunu filan ısırıyordu…Bugün kötü olan her şeyi kendisiyle baş başa bıraktım, çünkü dışarda bahar vardı. Yarın yine olacak…”