23.04.2021 - 17:48 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dailymail tarafından haberleştirilen olay oldukça dikkate değer çünkü Güneş'teki küçük patlamaları da gözler önüne seriyor. Çok detaylı olan bu fotoğraf fotoğrafçının Instagram sayfasından da paylaşıldı.
Fotoğrafçı Andrew McCarthy, dakikada yaklaşık 100 kare ile toplamda 100 bin fotoğraf çekti. Güneş'in en net fotoğrafı olan bu görüntü 230 Megapiksel.
Daha önce pek çok kez Güneş'in fotoğrafları çekilmiş olsa da bu kadar detaylı ve çizgilerin belli olduğu bir kare ile karşılaşmamıştık.
ABD’de yaşayan fotoğrafçı Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS), Güneş’in ve Ay’ın önünden geçerken çektiği fotoğraflarla daha önce de adından söz ettirmişti. Andrew McCarthy yine şaşırttı.
McCarthy Nisan ayının ilk günlerinde ultra keskin bir güneş teleskopu kullanarak, Güneş’in detaylarını fotoğraflamak için binlerce görsel çekti ve bunları üst üste yerleştirdi.
Instagram'da oldukça yüksek takipçisi bulunan fotoğrafçı ilk olarak 6 Ekim 2020’de Uluslararası Uzay İstasyonunu Dünya ile Güneş arasından geçerken yakalamak istemişti. Fotoğrafı çekmek için biri beyaz ışık filtreli diğeri hidrojen-alfa güneş teleskopuna bağlı iki dürbün kullandığını vurgulamıştı.
Normalde 10 Megapiksel olan standart bir kameraya yerleştirilen sensörler sayesinde çekilen ve sonra birleştirilen görsellerde 230 Megapiksellik bir görüntü ortaya çıktı.
Ondan önce de Güneş benzeri yıldızlar, uzaya büyük madde patlamaları fırlatırken görülmüştü. Farklı manyetik alanlarla dikkat çeken Güneş benzeri yıldızlar, gerçekten de çok etkileyici olabiliyor.
Güneşin kenarında yer alan nesneler, güneşin güçlü manyetik alanı tarafından güneş atmosferinde asılı duran bir plazma kütlesi olan 'öne çıkma' olarak biliniyor.
Her zamankinden daha fazla yıldızın, elektrik yüklü parçacıkların büyük patlamalarıla etrafa saçıldığı gözlemlendi. Yıldızların etrafında dönen gezegenlerin potansiyel olarak yaşanabilir olup olmadığını anlamak için konu hakkında daha fazla bilgi öğrenmek gerekiyor.
Güneşimiz gibi yıldızların, manyetik alanındaki dengesizliklerin neden olduğu dış atmosferden elektrik yüklü parçacıkların büyük patlamaları koronal kütle püskürtmeleri ürettiği bilinmektedir. Genellikle güneş patlamaları, bükülmüş manyetik alanların patlayarak yeniden hizalanmasından kaynaklanan ışık parlamaları ile ilişkilendiriliyor.
Diğer güneş benzeri yıldızlardaki parlamaları görece kolaylıkla gözlemleyebilsek de yıldızın parlamasıyla gizlendikleri için koronal kütle atımlarını fark etmek daha zor oluyor. Ancak şimdi Avusturya'daki Graz Üniversitesi'nden Astrid Veronig ve ekibi, bu tür 21 püskürmeyi tespit etmek için yeni bir yöntem kullandılar.
Araştırmacılar, 200'den fazla yıldızın ultraviyole ve X-ışını emisyonlarını incelemek için üç uzay tabanlı teleskoptan alınan tarihsel verileri kullandılar. Bu yüksek enerjili emisyonlar, yalnızca bir yıldızın korona adı verilen ve sıcaklıkların milyonlarca dereceye ulaştığı sıcak dış atmosferinden geliyor.
NASA'nın da daha yeni konu hakkında bir paylaşım yaptığı görülmüştü. NASA'nın CME, SOHO uzay aracı bir koronal kütle fırlatması tespit ettiğini duyurdu. Bu patlama Dünya’yı etkilemedi ancak kopan parçalar 21 ve 22 Nisan tarihlerinde Mars’a doğru hareket etti.
CME, NASA'nın Ingenuity Mars Helikopteri'nin tarihte başka bir gezegende motorlu ve kontrollü uçuş yapan ilk uçak olmasından iki gün sonra Mars'a ulaştı. NASA, bu tür güneş patlamalarını izler çünkü güneş patlamaları, astronotlar ve hassas uzay aracı elektroniği için risk oluşturan parçacık ve radyasyon olaylarını tetikleyebiliyor.