13.12.2020 - 11:01 | Son Güncellenme:
Gelen son dakika haberine göre; Türkiye'de son 24 saatte 29 bin 136 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı, 222 kişi hayatını kaybetti. Son 24 saatte 189 bin 65 Kovid-19 testi yapıldı, ağır hasta sayısı 5 bin 961 oldu, 20 bin 191 kişinin Kovid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 1 milyon 581 bin 565'e yükseldi.
Vakaların son günlerde artışa geçmesiyle birlikte, servise alınan hastalara, parayla bakanlar nedeniyle sosyal medyada refakatçi borsası oluştuğu ortaya çıktı. 24 saatine 500 liradan 800 liraya varan ücretler istendiği bildirildi.
Son 24 saatte 222 kişi hayatını kaybetti, 20 bin 191 kişinin Kovid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 1 milyon 581 bin 565'e çıktı.
Toplam test sayısı 20 milyon 898 bin 517'ye ulaştı. Vaka sayısı 1 milyon 809 bin 809, vefat sayısı 16 bin 199, ağır hasta sayısı 5 bin 961 oldu.
Haftalık verilere göre, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 3,1, yatak doluluk oranı yüzde 55,1, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 72,1 ventilatör doluluk oranı yüzde 41,7, ortalama temaslı tespit süresi 10 saat, filyasyon oranı ise yüzde 99,9 olarak gerçekleşti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter'daki paylaşımında, "Bugün tespit edilen 5 bin 203 hastamız var. Ağır hasta sayısındaki artış hızının durağan olması sevindirici. Kısıtlamalara tam uyum ve tedbirlere riayetle mücadelemizi sürdürelim. Aşının yaygın uygulaması ve etkisinin görülmesine kadar sevdiklerimizi koruyalım." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada ve Türkiye’de koronavirüs salgınının başladığı günden bu yana çocuk hastalar dışında ölümcül tehlike nedeniyle refakatçi izni verilmiyordu. Ancak Türkiye’de artan vaka sayısı nedeniyle hem hastanelerin hem yoğun bakımların hem de sağlık çalışanlarının yükü arttı. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı belli bir yaşın üzerinde bakıma ihtiyaç duyan Kovid-19 hastalarına refakatçi izni verdi.
Son aylarda hastanede yatan ve bakıma ihtiyaç duyan Kovid-19 hastalarına aileden bir kişi refakatçi olarak alınmaya başlandı. Bu da virüsün bulaşmadığı refakatçıların bu hastalığın pençesine düşmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzmanlar, konuyu Milliyet’e değerlendirdi.
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sağlık kurumlarında personel yetersizliği ve diğer sıkıntılardan kaynaklı pek çok kişinin, refakatçi olmayla karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, şunları dedi:
“Oysa yardımcı sağlık personelinin özellikle yeterli sayıda olması halinde insanların bir refakatçi olarak kalması söz konusu olmayabilirdi. Ama böyle bir olanak yok. Refakatçinin bir yakınının yanında olması hastanın ruhsal iyilik hali için yararlı olabilir ancak böyle bir salgında olamaz. Tabii refakatçiler çoğunlukla temaslı oluyorlar ve dolayısıyla karantinada olacak oluyorlar.
O karantina süresini de uygun koşullarda iyi havalandırılmış ortamda geçirebilirler. Ama asıl olması gereken, sağlık sisteminin uygun düzenlenmiş olması ve yeterli sayıda yardımcı sağlık personelinin bulunmasıdır. Maalesef bu olmadığı gibi bir de yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde yüzün üzerine çıkmasıyla 10 yataklı yoğun bakıma üç yatak da araya sıkıştırıyorlar. Dolayısıyla burada doğrudan yeterli personel alımını gerçekleştirmeyen bakanlığa sormak gerekir.”
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir: “Hastanelerde sadece bakım olarak düşünülmemeli, tıbbi bakım kısmını hemşireler, sağlık memurları, hasta bakıcılar zaten yapıyor. Ama hastanın ihtiyacının olabileceği başka durumlarda da hasta yakınının serviste yanında olması gerekli.
O anlamda hasta bir refakatçi istiyorsa, sağlık kurumları talep ediyordur. Riskli olduğunu kabul ediyoruz. Ama bu tıbbi yetersizlikten çok eksiklikler açısından refakatçinin temin edilmesi önemli. Bazı duyumlar alıyoruz. Ücret ödeyip dışarıdan birini refakatçi olarak tutanlar var. Bu da parası olan insanın başkasını riske atması demek. Aslında genel durumu iyi olan pozitif bir hasta, genel durumu kötü olan bir pozitif hastanın refakatçisi oluyor. Yani hastalığı geçiren kişi olursa risk düşüyor. Tabii refakatçi pozitif vakanın da virüs yükü nedeniyle kendisini koruması gerek.”
Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği Başkanı Doç. Dr. Gürkan Sert: “Bu uygulama hakikaten çok düşündürücü. Bir zorunluluk getirilmesi o kişilerin sağlığı açısından ciddi bir tehlike içeriyor. Hasta yakınına ‘Zorunlu olarak burada kal’ deyip gerekli koşulları sağlamadan tutmak bulaş riski ile karşı karşıya bırakır. Genel olarak pandemi dönemleri sağlık sistemi üzerinde ağır baskı bırakır ve bu da sağlıkta insan gücünde ciddi zorluklara neden olabilir.
Bu anlamda personel yetersizliğini anlayabiliyorum. Sağlıktaki insan kaynaklarımızı planlamak zorlaşıyor doğru ama bu şekilde de insanların sağlığını tehlikeye atacak bir yaklaşım da kabul etmek çok zor.
Şu an hastanedeki tüm personelin bulaşıcı hastalıklar konusunda ve Kovid’in geçişi hakkında ayrıntılı bir eğitim aldığını varsayıyoruz. Bu bağlamda bu konuda eğitimli olan bir profesyonelin bu hizmeti sağlaması sağlanmalı. Gönüllü kalmak isteyenler olursa onlar için de gerekli tüm önlemleri alarak kalmalarını sağlamak mümkün.”
Vakaların yeniden tırmanışa geçmesiyle uygulanmaya başlanan kısıtlamalarda ikinci haftayı dolduruyoruz. Peki yasaklar ne kadar etkili oluyor?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, “İstanbul, İzmir ve Kocaeli’de yüzde 30, Ankara’da yüzde 40 günlük vakada düşüş oldu. Ancak hastane ve yoğun bakımlarda hasta yükü devam ediyor” açıklamasının ardından, bilim kurulu üyeleri de kısıtlamaların etkisinin bu hafta görüleceğini belirtti.
Hürriyet’e konuşan kurul üyeleri, salgının seyriyle ilgili gözlemlerini şöyle aktardı:
Prof. Dr. Hasan Tezer: İstanbul ve Ankara’da düşüş var ama önlemler henüz tam olarak netice vermedi.
Şu anda hastanelerde bir birikme var, iyileşme süreçleri bir müddet daha devam edecek.Kısıtlamaların neticesi bu hafta görülür.
Bundan sonraki süreçte büyük vaka sayılarının daha çabuk azalacağını tahmin ediyorum ancak ağır hasta sayısı daha yavaş azalacaktır.
Anadolu’daki sorun da azalır ama o da biraz yavaş olacaktır. Örneğin Hatay çok kötü durumda. Bazı yerlerde de yoğun bakım kapasiteleri doldu. Uygulanan kısıtlamaların neticesini önümüzdeki hafta göreceğimizi düşünüyorum.
Prof. Dr. Tevfik Özlü: İlk etkileri pozitiflik oranında görürüz. Poliklinik başvurularına yansır. Daha sonra hastaneye yatışlarda, yoğun bakımlarda ve en son ölüm oranlarında görürüz. Bakanın açıklaması buna uygun.
Bir miktar olumlu etkilenmenin olduğu görülüyor. Ama yeterli olacak mı, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Yılbaşına kadar önlemlerin etkili olacağını düşünüyorum.
Genelde artışlar büyükşehirlerde olur, daha sonra Anadolu'ya dalga dalga yayılır. Vakaların azalma sürecinde de böyle olacağını umut ediyorum.
Prof. Dr. Deniz Çalışkan: Çok katı bir tedbirle kısa sürede bu işten kurtulabilme olasılığı bu kadar büyük bir ülkede çok olası görünmüyor. O yüzden kademeli geçişin etkilerini görmeye başladık.
Bazı illerde plato dediğimiz düzleşme, bazılarında da iniş başladı. İl il açıklama yapıyoruz. Çünkü her ilin koşulları birbirinden farklı. Hatta ilçeler arasında da fark var. Ankara’nın Çankaya’sıyla, Mamak’ı, Altındağ’ı aynı değil.
O yüzden ilçe bazında da bu kontrol, filyasyon, vaka takibi, temaslı izlemleri şu anda dünyada da aşıdan bile daha önemli önlemler olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu'ndaki "toplam hasta sayısı" ifadesi, 10 Aralık'ta "toplam vaka sayısı" olarak değiştirilmiş, verilere Kovid-19 hastalarının yanı sıra testi pozitif çıkmasına rağmen semptom göstermeyenler de eklenmişti.
Bu kapsamda, dün açıklanan tablodaki "iyileşen sayıları" da hem Kovid-19 hastası olup tedavisi tamamlananları hem de karantinası sona eren vakaları içerecek şekilde güncellendi.
Buna göre, dün tabloda 5 bin 516 olarak yer alan "iyileşen hasta sayısı", bugün 20 bin 191 "iyileşen sayısı" olarak açıklandı. Toplam iyileşen sayısı ise 1 milyon 581 bin 565 oldu.
Öte yandan Demirören Haber Ajansı'nın geçtiği habere göre, Türkiye'de son günlerde artışa geçen koronavirüs salgınıyla birlikte, PCR testleri 'pozitif' çıkıp servise alınan hastalara, parayla bakanlar nedeniyle sosyal medyada refakatçi borsası oluştuğu ortaya çıktı.
Sosyal medya üzerinden verilen 'covid-19 hastasına bakılır' ilanlarıyla müşteri arayanların, baktıkları hastalar için 24 saatine 500 liradan 800 liraya varan ücretler istendiği bildirildi.
İlan veren kişilerden biri, hastanın bulunduğu servise girip 24 saatine 600 liraya refakatçi olduğunu belirtirken, "Hastamızın yanına girdiğimiz zaman, taburcu oluncaya kadar çıkmamız yasak.
Hastalarımıza 24 saati 600 liradan bakıyoruz. Hastanın yanında işi bilen birisi olması gerekiyor. Hastaneler özellikle refakatçı istiyorlar. Hemşireler mi ilgilenecek sizin hastanızla. Bizim işimiz bu." ifadelerini kullandı.
Refakatçi ilanı veren kullanıcılardan birinin ise, "Özbek kadın bakıcı. Covid-19 hasta bakımında tecrübeli. Covid-19 hastası değil. 5 yıldır İzmir'de saygın ailelerde yaşlı/hasta bakımı üzerinde referanslı.
Diyalog ve ödeme aracısız, komisyonsuz doğrudan kendisiyle. Tecrübeli ve özenli bakım" şeklinde ifadeler kullandığı görüldü.
'BAKTIRACAKSAN BAKTIR, RİSKİNİ BEN DÜŞÜNEYİM'İlan sahiplerinden bir diğeri ise koronavirüslü hastaya diğer bakıcıların 700-800 liraya baktığını kendisinin ise 600 liraya refakatçi olduğunu belirtirken, şunları kaydetti:"Koronavirüs hastasına hastanede, evde bakıyorum. Kendi evinde bakıyorum. Hastaneye girdiğimizde herhangi bir problem olmuyor. Ben gerekli önlemimi alıyorum, giriyorum. Referansta verebilirim, daha dün taburcu oldu hastam. Ondan bir hafta önce de baktım. Tedavi saatlerinde tulumlarını giyip, maskelerini takıp, gözlüklerini takıp giriyorlar. Sonrasında tekrar serumu almak için tekrar giyinmek istemiyorlar. Bana 'çıkartabilir misin?' diyorlar. Ben çıkartıyorum, 15 yıldır yapıyorum bu işi. Ben koronavirüs geçirdim, antikorluyum. 24 saati için 600 lira alıyorum. Ben 700'e bakıyordum, 600 dedim. 700-800'e bakıyorlar, ben 600'e bakıyorum. Profesyonel hasta bakıcıyım. Hastana baktıracaksan baktır, riskini ben düşüneyim."
İlan sahiplerinden bir diğeri ise koronavirüslü hastaya diğer bakıcıların 700-800 liraya baktığını kendisinin ise 600 liraya refakatçi olduğunu belirtirken, şunları kaydetti:
"Koronavirüs hastasına hastanede, evde bakıyorum. Kendi evinde bakıyorum. Hastaneye girdiğimizde herhangi bir problem olmuyor. Ben gerekli önlemimi alıyorum, giriyorum.
Referansta verebilirim, daha dün taburcu oldu hastam. Ondan bir hafta önce de baktım. Tedavi saatlerinde tulumlarını giyip, maskelerini takıp, gözlüklerini takıp giriyorlar. Sonrasında tekrar serumu almak için tekrar giyinmek istemiyorlar.
Bana 'çıkartabilir misin?' diyorlar. Ben çıkartıyorum, 15 yıldır yapıyorum bu işi. Ben koronavirüs geçirdim, antikorluyum. 24 saati için 600 lira alıyorum. Ben 700'e bakıyordum, 600 dedim. 700-800'e bakıyorlar, ben 600'e bakıyorum. Profesyonel hasta bakıcıyım. Hastana baktıracaksan baktır, riskini ben düşüneyim."