22.01.2021 - 00:58 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Türkiye'nin savunma sanayisindeki ihtiyaçlarını çok büyük oranda yerli üretimle karşıladığını vurgulayarak, "Savunma sanayisinde yerlilik oranımız arttıkça, bağımsızlığımız ve masadaki müzakere gücümüz de artmakta, dış politikada Türkiye’nin bölgesinde önde gelen güç olduğu gerçeği daha büyük oranda kabul görmektedir." dedi.
Demir, video konferans yöntemiyle SAHA İstanbul ve İstanbul Sanayi Odası iş birliğiyle düzenlenen "Savunma Sanayiinde Yerli ve Milli Üretim" temalı "3. Savunma Sanayii Buluşmaları" etkinliğine katıldı.
İsmail Demir, etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye'nin jeopolitik konumu nedeniyle karşı karşıya kaldığı koşullar ve dış politik gelişmelerin etkileri göz önünde bulundurulduğunda; özellikle bu günlerde güçlü bir savunmanın ve bunun da arkasında güçlü ve ihtiyaçları karşılayan bir savunma sanayisinin gerekliliğinin ortada olduğunu söyledi.
Sanayi olmadan ekonomik güçten bahsetmenin mümkün olmadığı gibi, savunma sanayisi olmadan da ekonomik ve siyasi bağımsızlıktan bahsetmenin mümkün olmadığını dile getiren Demir, bugün savunma ürün ve hizmetlerinin, hem güvenlik güçlerine hem de farklı coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetlerine teslim edildiğini belirtti.
Savunma sanayisinin, bütünsel olarak sanayileşmenin ve kalkınmanın önemli bir parçası olarak kabul edildiğine değinen Demir, şöyle konuştu: "Her alanda olduğu gibi savunma sanayi alanında da 2002 yılı Türkiye için bir milattır. 2002 yılında savunma sanayinde çok büyük oranda dışa bağımlıydık.
Bugün ise savunma sanayimiz özgün ürünleri, ihracatı, ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleri ile ülkemizin en önemli sektörlerinden biri haline gelmiştir. Bugün artık ihtiyaçlarımızı çok büyük oranda yerli üretimle karşılıyoruz. Özellikle kritik teknolojilerde dışa bağımlılıktan tamamen kurtulmak en önemli hedefimizdir.
Başkanlığımız, savunma sanayimizin geliştirilmesi ve güvenlik güçlerimizin ihtiyaç duyduğu sistemlerin sağlanması ve modernizasyonu amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Kara, hava, deniz platformları, elektronik harp, silah ve mühimmat, siber güvenlik, uydu ve uzay sistemleri ve Ar-Ge alanlarında birçok proje yürütmekteyiz."
Demir, halihazırda Türkiye'nin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik 60 milyar dolarlık hacme sahip yaklaşık 700 proje üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde ve dünyanın birçok bölgesinde iş birliği faaliyetlerinde savunma sanayisinin gösterdiği gelişimin etkili olduğunu dile getiren Demir, "Bugün Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara ve uyguladığı gizli-açık ambargolara rağmen; güvenlik güçlerimizin operasyonlarını rahatça yapabilmesini, savunma sanayinde tüm paydaşları ile birlikte bu dönemde elde ettiği ilerlemeye borçludur.
Savunma sanayinde yerlilik oranımız arttıkça, bağımsızlığımız ve masadaki müzakere gücümüz de artmakta, dış politikada Türkiye’nin bölgesinde önde gelen güç olduğu gerçeği daha büyük oranda kabul görmektedir." dedi.
Savunma sanayisinin 2023 hedeflerinin 27 milyar dolara yakın ciro, 10 milyar dolar ihracat, yaklaşık 80 bin kişi istihdam olduğunu belirten Demir, "Bu hedeflerimize ulaşmak için savunma sanayinde faaliyet gösteren yan sanayi ve KOBİ’lerin geliştirilmesi, teknolojik derinliklerinin ve rekabet edebilirliklerinin artırılmasına yönelik çalışmalarımıza hızla devam etmekteyiz." ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda yürütülen çalışmalara ilişkin bilgiler veren Demir, şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oluşturulan Küresel Güç Vizyonu'na uygun olarak yol gösterici bir Türkiye için yüksek kabiliyetli sanayi altyapısını oluşturmak, tasarım ve geliştirme faaliyetlerini destekleyerek yerli ve milli üretimde öncü olarak hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Sanayi odalarımız ve savunma sanayii kümelenmelerimiz bu hedefe ilerlerken bizim çok önemli paydaşlarımızdır."
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, savunma sanayisinde yerlilik oranının son 15 yılda yüzde 20'lerden yüzde 70'e yükseldiğini belirterek, "Savunma sanayi sektörümüzün bugün 70 binin üzerinde çalışana istihdam sağlama noktasına gelmiş olmasını da son yıllarda en çok ihtiyaç duyduğumuz istihdama katkı açısından moral verici bir başka gelişme olarak görüyoruz." dedi.
İSO ve SAHA İstanbul iş birliğiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katılımıyla çevrim içi olarak düzenlenen "Savunma Sanayii Buluşmaları" etkinliği başladı.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen programın açılışında konuşan Bahçıvan, savunma sanayisinin öneminden bahsederek, Türkiye'nin sahip olduğu jeostratejik konumun kendileri için güvenlik ve savunma konularını çok daha önemli kıldığını söyledi.
Ateş çemberini andıran ve istikrarsızlıkların süreklilik kazandığı coğrafyada bulunan Türkiye'nin güvenliği konusunda ne kadar çaba harcansa az olacağını dile getiren Bahçıvan, " Çünkü içinde bulunduğumuz coğrafyanın bu özel şartları göz önüne alındığında; etkin ve güçlü bir silahlı kuvvetlerin ülkemiz için elzem olduğunu rahatlıkla görebiliriz." diye konuştu.
Bahçıvan, Türk savunma sanayisinin son yıllarda ortaya koyduğu yüksek performanslı birçok gelişmeyi ulus olarak takdirle karşıladıklarını kaydederek, yerli üretim SİHA'ların, testleri başarıyla yapılan TİHA'ların, yerli motorların, en yeni teknolojiyle donatılarak faaliyete geçen kompozit tesisin ve son dönemde ivme kazanan başarıların kendilerine büyük mutluluk verdiğini anlattı.
Türkiye'de modern savunma sanayisinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonu için çıkılan yolda "yerli ve milli üretimin" öneminden bahseden Bahçıvan, bu alanda İSO olarak yapılacak ve yapılan iş birliklerinin çok önemli olduğunu bildirdi.
Bahçıvan, "Odamızın bu çerçevede güçlü bir platform olabileceği görüşündeyiz. İSO, 70 yıla yaklaşan birikim, tecrübe ve ciddi, nitelikli iş yapma kültürüyle; övünerek ifade etmek isterim ki yürekli ve özverili sanayicileriyle bu konuda doğru bir adrestir. Bu kapsamda, SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi'ni; ortak bir sinerji yakalanması hedefi doğrultusunda çok önemli buluyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdal Bahçıvan, 15 yıl önce dışa bağımlılık oranı yüzde 80 olan savunma sanayi sektörünün bugün; KOBİ'lerin, araştırma kuruluşlarının, üniversitelerin ortak akıl ve vizyonuyla adeta bir "ortak üretim seferberliği" hissiyatıyla çalıştığını söyledi.
Savunma sanayi ve havacılık sektörü cirosunun 2019 sonu itibarıyla 10,9 milyar dolara; ihracatının 3 milyar dolara; sektördeki Ar-Ge harcamalarının da 1,7 milyar dolara yükseldiğini dile getiren Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savunma sanayi sektörünün bugün 70 binin üzerinde çalışana istihdam sağlama noktasına gelmiş olmasını da son yıllarda en çok ihtiyaç duyduğumuz istihdama katkı açısından moral verici bir başka gelişme olarak görüyoruz.
İSO 500 listemizde, 2000'de savunma sanayi sektörümüzden 6 firma yer alırken son yayınladığımız 2019 çalışmamızda 20'ye yakın firmamızın yer alması sektörün gelişimini ortaya koymaktadır. Ayrıca; dünyanın en büyük 100 savunma sanayi şirketi arasında 2020'de 7 firmamızın bulunması, her yıl bu sıralamaya yeni firmalarımızın eklenmesi ve sıralamada yukarıya çıkmaları biz İstanbul sanayisini daha da heyecanlandırmakta ve iş birliği için heveslendirmektedir."
Bahçıvan, "Bu başarı hikayesiyle birlikte gelen bir başka güzel rakam var ki, o da yerlilik oranımızın yüzde 70'i geçmiş olmasıdır. Az önce örneğini verdiğim gibi ortaya konulan özgün, yerli ve milli projeler ülke savunmasında büyük rol üstleniyor." açıklamasında bulundu.
Kendi motorunu, milli tankını, savaş gemisini, taarruz helikopterini, insansız hava araçlarını, füzesini ve piyade tüfeğini üretmeyi başaran Türkiye'nin herkesin gururu olduğunu vurgulayan Bahçıvan, bu gururun, sektörde faaliyet yürüten kuruluşlara moral motivasyon açısından çok önemli etki yaptığının altını çizdi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, oda üyesi nitelikli sanayi firmaları aracılığıyla İstanbul'un önemli bir savunma sanayi üretim merkezi olması için çalışmalarını her geçen gün daha etkin bir şekilde sürdürdüklerini söyledi.
Bu bağlamda yerli üretiminin ve yerli malı alımını teşvikinin öncelikleri arasında bulunduğunu dile getiren Bahçıvan, "Daha önce bir dizi etkinliğimizde kamu ile tedarikçileri buluşturarak iş birliklerinin önünü açtık. Bu çerçevede Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın kamu alımlarında yerli malı kullanımına ilişkin uygulamaları bizim için çok kıymetli." dedi.
Daha önce düzenledikleri etkinlikleri anlatan Bahçıvan, bu yıl da ikili görüşmelerini SAHA Expo'nun sanal altyapısı aracılığıyla gerçekleştirmeyi sürdürdüklerini bildirdi. Bahçıvan, "Şunu bir kere daha ifade etmek isterim ki, biz İstanbullu sanayiciler, savunma sanayimizin millileştirilmesine yönelik üzerimize düşen görevi yerine getirmeye, bunun için gerekli iş birliklerini geliştirmeye, daha etkin ve sonuç odaklı hale getirmeye hazırız." diyerek sözlerini tamamladı.